ISTANBUL —
PKK’nın Türkiye’den Irak’a çekilmeye başladığı bu günlerde gözler TBMM’nin üzerinde çalıştığı anayasaya çevrildi. Kürtler’in beklentilerini karşılama olasılığı olan anayasa ile ilgili çalışmalar ise tıkanmışa benziyor.
BDP Milletvekili Altan, Tan Kürtler’in beklediği reformları yapmanın zamanının geldiğini söylüyor. Tan Türkiye’nin Kürt sorununu yeni bir anayasa yaparak, yeni bir demokrasi anlayışıyla çözmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun PKK’nın ve Kürt hareketinin yeni pozisyonu olduğunu da ekliyor.
Tan, anayasa yazmakla görevli partiler arası parlamento kurulunun üyesi. Kürtler yeni anayasada anadilde eğitim haklarının verilmesini, merkezden bölgelere güç artırılmasını ve Kürt kimliğinin tanınmasını istiyor.
Ancak anayasanın yazılma süreci birçok konu nedeniyle tıkanmış durumda. BDP’nin kilit talepleri de bunlar arasında. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hafta içinde sürecin tıkanmasıyla ilgili endişesini dile getirdi.
Kurulun bir diğer üyesi CHP Milletvekili Rıza Türmen ise umudunu sürdürüyor. Türmen anlaşmazlık alanlarının daraldığını, süreçte engeller olduğunu ancak fikir ayrılıklarının giderilmesi ve uzlaşma için zamana gereksinim olduğunu söylüyor. Türmen, AKP’nin başkanlık sistemi ile ilgili talebinin ise anlaşmaya varılmasının önündeki büyük bir engel olduğunu belirtiyor.
Muhalefet partileri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yetersiz güç dengeleri olan bir başkanlık sistemi yaratmak istemekle suçluyor. AKP içinden ise çalışmaların 1 Temmuz’a kadar sona erdirilmesi için baskı geliyor.
Uzmanlar hükümetin kendi anayasa taslağını sunacağını düşünüyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Cengiz Aktar barış sürecinin devam etmesi için reformların başlatılması gerektiğini düşünüyor. Parlamento kurulunun yeni bir anayasa hazırlayacağını sanmadığını söyleyen Aktar, ülkenin barış sürecinin devamı için geçici bir anayasaya gereksinimi olduğunu belirtiyor.
Anayasanın parlamentodan geçmesi için hükümetin bir partinin daha desteğine ihtiyacı var. Parlamentodan geçen anayasa bundan sonra halkın oyuna sunulacak. BDP’li Tan, Tayyip Erdoğan’ın başkanlık konusundaki tutumunu değiştirmesi durumunda uzlaşma olabileceğini söyledi. Tan, Kürtler’e bekledikleri tüm hakların verilmesi durumunda başkanlık sisteminin tartışılabileceğini, ancak bu durumda bile bunun Başbakan’ın beklediği biçimiyle değil, Amerika’daki gibi güçler ayrılığı korunarak gerçekleşeceğini belirtti.
Tayyip Erdoğan Amerikan modelini çok kısıtlayıcı olması nedeniyle reddediyor. Kadir Has Üniversitesi’nden Soli Özel ise CHP olmadan yazılacak bir anayasanın ülkeyi böleceği ve meşrutiyeti konusunda şüphe uyandıracağı uyarısında bulunuyor. Özel, bu şekilde oluşturulan bir anayasanın parlamentodan geçmesi durumunda bile Türk halkının önemli bir kısmı tarafından kabullenilmeyeceğini söylüyor. Özel elle tutulur bir şey olmasa da meşruluğun ancak ortadan kalktığı zaman fark edildiğini belirtiyor ve yalnızca AKP ve BDP’nin yazdığı bir anayasanın çok sağlam temelleri olmayacağını söylüyor.
Hükümetin kurula verdiği 1 Temmuz tarihi çalışmaların bitmesi için 3 aydan az zaman sağlıyor. Uzmanlar barış sürecinin yarattığı baskının anayasa konusunda taraflar arasında uzlaşmaya gitmek için giderek artan bir baskı oluşturabileceğini düşünüyor.
BDP Milletvekili Altan, Tan Kürtler’in beklediği reformları yapmanın zamanının geldiğini söylüyor. Tan Türkiye’nin Kürt sorununu yeni bir anayasa yaparak, yeni bir demokrasi anlayışıyla çözmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun PKK’nın ve Kürt hareketinin yeni pozisyonu olduğunu da ekliyor.
Tan, anayasa yazmakla görevli partiler arası parlamento kurulunun üyesi. Kürtler yeni anayasada anadilde eğitim haklarının verilmesini, merkezden bölgelere güç artırılmasını ve Kürt kimliğinin tanınmasını istiyor.
Ancak anayasanın yazılma süreci birçok konu nedeniyle tıkanmış durumda. BDP’nin kilit talepleri de bunlar arasında. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hafta içinde sürecin tıkanmasıyla ilgili endişesini dile getirdi.
Kurulun bir diğer üyesi CHP Milletvekili Rıza Türmen ise umudunu sürdürüyor. Türmen anlaşmazlık alanlarının daraldığını, süreçte engeller olduğunu ancak fikir ayrılıklarının giderilmesi ve uzlaşma için zamana gereksinim olduğunu söylüyor. Türmen, AKP’nin başkanlık sistemi ile ilgili talebinin ise anlaşmaya varılmasının önündeki büyük bir engel olduğunu belirtiyor.
Muhalefet partileri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yetersiz güç dengeleri olan bir başkanlık sistemi yaratmak istemekle suçluyor. AKP içinden ise çalışmaların 1 Temmuz’a kadar sona erdirilmesi için baskı geliyor.
Uzmanlar hükümetin kendi anayasa taslağını sunacağını düşünüyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Cengiz Aktar barış sürecinin devam etmesi için reformların başlatılması gerektiğini düşünüyor. Parlamento kurulunun yeni bir anayasa hazırlayacağını sanmadığını söyleyen Aktar, ülkenin barış sürecinin devamı için geçici bir anayasaya gereksinimi olduğunu belirtiyor.
Anayasanın parlamentodan geçmesi için hükümetin bir partinin daha desteğine ihtiyacı var. Parlamentodan geçen anayasa bundan sonra halkın oyuna sunulacak. BDP’li Tan, Tayyip Erdoğan’ın başkanlık konusundaki tutumunu değiştirmesi durumunda uzlaşma olabileceğini söyledi. Tan, Kürtler’e bekledikleri tüm hakların verilmesi durumunda başkanlık sisteminin tartışılabileceğini, ancak bu durumda bile bunun Başbakan’ın beklediği biçimiyle değil, Amerika’daki gibi güçler ayrılığı korunarak gerçekleşeceğini belirtti.
Tayyip Erdoğan Amerikan modelini çok kısıtlayıcı olması nedeniyle reddediyor. Kadir Has Üniversitesi’nden Soli Özel ise CHP olmadan yazılacak bir anayasanın ülkeyi böleceği ve meşrutiyeti konusunda şüphe uyandıracağı uyarısında bulunuyor. Özel, bu şekilde oluşturulan bir anayasanın parlamentodan geçmesi durumunda bile Türk halkının önemli bir kısmı tarafından kabullenilmeyeceğini söylüyor. Özel elle tutulur bir şey olmasa da meşruluğun ancak ortadan kalktığı zaman fark edildiğini belirtiyor ve yalnızca AKP ve BDP’nin yazdığı bir anayasanın çok sağlam temelleri olmayacağını söylüyor.
Hükümetin kurula verdiği 1 Temmuz tarihi çalışmaların bitmesi için 3 aydan az zaman sağlıyor. Uzmanlar barış sürecinin yarattığı baskının anayasa konusunda taraflar arasında uzlaşmaya gitmek için giderek artan bir baskı oluşturabileceğini düşünüyor.