Türkiye Barolar Birliği’nin çağrısıyla Çağlayan Adliyesi'nde biraraya gelen avukatlar, Yargıtay 3. Dairesi’nin tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay için ikinci kez Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması yönündeki kararını Çağlayan Adliyesi önünde protesto etti.
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı içindeki Themis Heykeli önünde toplandıktan sonra alkışlarla adliyenin C Kapısı'na yürüyen avukatlar, “Bağımsız yargı, demokratik Türkiye” sloganı atarak adliye önünde açıklama yaptı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Siyasi hesaplarla alınan kararların yargı sistemimizi ve ülkemizin geleceğini esir almasına asla ama asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
Konunun bütün muhataplarıyla ayrı ayrı görüşmeler düzenlediklerini söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “Hem HSK hem de Yargıtay nezdinde disiplinel süreçlerin işlemesi için resmi başvurular yaptık, sürecin hukuki yorum farklılığı gibi değerlendirmelerle basite indirgenecek bir durum olmadığını, Anayasa'nın yok sayılmasının bu topraklarda yaşayan istisnasız tüm yurttaşlarımızın hukuki güvenliği kalmadığı anlamını taşıdığını açıklamalarla kamuoyuyla paylaştık. Maalesef kaygılarımızdaki haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Hukukun üstünlüğünü hayata geçirmeyi değil anayasal düzene meydan okumayı marifet sayan bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuz bugün bir kez daha görülmektedir” diye konuştu.
Haklarında suç duyurusunda bulundukları İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinden talep edilebilecek hukuki bir mesele kalmadığını ifade eden Sağkan, “Anayasal düzeni tanımayan hakim ve savcılar için disiplin ve ceza soruşturmaları derhal yürütülmelidir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararının gereği yerine getirilmeli, Hatay Milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın tahliyesi ve milletvekilliği görevinin gereklerini yerine getirmesi sağlanmalıdır. Can Atalay’ın tutuklu geçirdiği her an, hukuksuzluk daha da büyümektedir. Bilinmelidir ki, savunma mesleğinin temsilcileri olarak bizler için bu mesele, tarafların kimler olduğuna bakılmaksızın; hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini, anayasal düzeni müdafaa meselesidir. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz; İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yeni kararlarıyla perçinlenen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz. Siyasi hesaplarla alınan kararların yargı sistemimizi ve ülkemizin geleceğini esir almasına asla ama asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi geçen hafta, Gezi Davası’ndan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun ikinci kez vermiş olduğu “infazın durdurulması”, “yeniden yargılamanın yapılması”, “yargılamanın durması” kararlarına uyulmaması yönünde karar vermişti.
Avukatları 20 Temmuz’da Can Atalay’ın bireysel başvuru hakkını kullanarak AYM’ye ihlal başvurusu yapmış, yüksek mahkeme 27 Ekim’de ihlal kararı vermiş ancak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı gönderdiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın 153/6 maddesinde yer alan “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” hükmüne rağmen 8 Kasım’da AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetmişti.
AYM Genel Kurulu’nun 27 Aralık’ta ikinci kez verdiği ihlal kararları da 3 Ocak’ta Yargıtay taragından benzer bir şekilde reddedilmiş oldu.
Bu kararla birlikte, 25 Nisan 2022’den beri Silivri Cezaevi’nde bulunan Can Atalay, 14 Mayıs’ta milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyecek.