Rıza Sarraf davasında sanık olarak yargılanan Halkbank, 28 Şubat'ta New York İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’nde yapılan duruşma sonrasında mahkeme heyetinin hakkında vereceği kararı beklerken, bir başka gelişme de taraflar aleyhine Temmuz ayında açılan tazminat davasında kaydedildi.
New York Güney Bölgesi Federal Başsavcılığı, terör mağduru olduğunu iddia eden, Suriye ve Afganistan'daki saldırılarda ölen ya da yaralanan Amerikalı asker ve aileleri adına 151 kişinin Sarraf ve Halkbank aleyhine açtıkları tazminat davasına müdahil olmak için 8 Nisan’da mahkemeye başvuruda bulundu.
Başsavcılık ayrıca devam eden tazminat davasının, Sarraf ve Halkbank’ın yargılandığı ana ceza davası sonuçlanana kadar askıya alınmasını talep etti. Başsavcılık, tazminat davasındaki gelişmelerin ya da alınacak kararların, halen süren ana ceza davasındaki yargı sürecine etki edebileceğini kaydetti.
“Tazminat ve ceza davasına tek yargıç baksın”
New York Güney Bölgesi Başsavcılığı, tazminat davasına müdahil olmak istediğini bölge mahkemesine önceki gün sunduğu dilekçeyle iletti.
Başsavcılık ayrıca Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nin iki ayrı davaya bakan yargıçları Richard Berman ve ve Mary Kay Vyskocik’e gönderdiği farklı bir dilekçede Halkbank ve Rıza Sarraf aleyhine açılan davanın benzer iddialar içerdiğini kaydetti.
Başsavcılık, yargılamanın sürekliliği adına bundan sonraki dava sürecinde tek bir yargıcın taraflar hakkında halen devam eden hem ceza hem de tazminat davasına bakmasını talep etti.
Başsavcılık, “151 sanık tarafından açılan tazminat davası, daha önce Sarraf ve Halkbank aleyhine açılan ceza davasındaki suçlamalardaki fiili iddialarla örtüşmektedir, ceza davasının sanıklarından Mehmet Hakan Atilla'nın duruşmasında sunulan delillere dayanmaktadır. Buna göre, Sarraf ve Halkbank aleyhine açılan ceza davası ve tazminat davası aynı sanıkları içermektedir. Her iki davadaki temel olgusal iddialar arasında yüksek düzeyde bir benzerlik bulunmaktadır. İki davanın aynı yargıç tarafından görülmesi gerekir’’ dedi.
“Müdahil olmazsak taraflar yeterince korunamaz”
New York Güney Bölgesi Başsavcılığı, bölge mahkemesine sunduğu dilekçede, genel bir kural olarak mahkemelerin savcılığa gerekli durumlarda iki taraf arasındaki davalara müdahil olma izni verdiğini hatırlattı.
Başsavcılık, “Savcılığın ceza yasalarının uygulanmasına ilişkin çıkarları, bu hukuk davasındaki mevcut taraflar tarafından yeterince korunamaz. Bu tarafların hiçbiri, federal ceza yasalarının soruşturulması ve uygulanmasıyla ilgili olarak devletin çıkarlarını temsil etmez’’ ifadesini kullandı.
Başsavcılık, taraflarla yaptıkları görüşmelerde hem Halkbank’ın hem de Sarraf’ın avukatlarının açılan tazminat davasının ana dava bitimine kadar durdurulmasına karşı olmadıklarını belirttiklerini ifade etti. Başsavcılık, 151 davacının, Sarraf ve Halkbank’ın tazminat davasının ertelemesinden olumsuz olarak etkilenmesinin sözkonusu olmadığını kaydetti.
“Sarraf ciddi güvenlik riskleri taşıyor”
Başsavcılık, Rıza Sarraf’ın devam eden ceza davasında tanık olduğunu vurgulayarak ciddi güvenlik riskleri taşıdığını iddia etti.
Dilekçede, “Hukuki yargılamalar aynı zamanda tanıkların güvenliği açısından da riskler oluşturmaktadır. Sarraf savcılıkla işbirliği yaptı. Hakan Atilla'nın duruşmasında ifade verdi. Bu işbirliğine yanıt olarak Türk yetkililer, Sarraf’a misillemede bulundu. Mal varlıklarına el koyup aleyhinde cezai soruşturmasını başlattı. Aile üyeleri ile ortaklarına karşı dava açarak Sarraf’ı korkutmaya çalıştı” denildi.
“Sarraf’ın tanık statüsünün devam etmesinden dolayı Sarraf'ın emniyeti ve güvenliği açısından ciddi riskler bulunduğu değerlendirilmektedir’’ ifadeleri kullanıldı.
Dilekçenin son bölümünde, “Başsavcılık, yukarıdaki nedenlerden dolayı mahkemeden savcılığın ABD adına bu davaya müdahil olmasına izin vermesini ve Halkbank aleyhindeki ceza davası sonuçlanana kadar bu tazminat davasını durduran bir karar çıkarmasını saygıyla talep etmektedir’’ denildi.