Kurban Bayramı’na bir hafta kala, besiciler kurban satış pazarlarındaki çadırlarında müşterilerini beklemeyi sürdürüyor. 20-23 Temmuz tarihleri arasındaki bayrama 15 gün kala İstanbul’a kurbanlık hayvan girişine izin verilerek kentte satış yerleri oluşturuldu. Diğer illerde de bir ay önce kurban pazarları kuruldu. İzmir’in Buca ilçesindeki Kaynaklar kurban pazarında da küçükbaş ve büyükbaş hayvanların yer aldığı çadırların sayısı geçen yıla göre artmış durumda. Bayram yaklaşırken pazarda müşteri sayısı az ama bazı satıcılar, pazarın kurulduğu bir aya yakın süredir hayvanlarının çoğunu sattığını söylüyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Erzurum’un Hınıs ilçesinden büyükbaş kurbanlık hayvanlarını İzmir’e getiren Mensur Atıcı, çadırındaki 32 hayvandan 28’ini sattığını söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Atıcı, “Yaklaşık 30 gündür buradayım. Bu esnada her bütçeye uygun hayvan getirdik tabii ki. Danalar, düveler; fiyatları da elimizden geldiğince uygun vermeye çalışıyoruz. Şu an dört tanesi kaldı. Allah nasip ederse, geri kalan birkaç gün içerisinde de müşterilerimize onları da teslim etmeyi düşünüyoruz” dedi. Geçen yıla göre kurbanlık fiyatlarında bir değişiklik olmadığını kaydeden Atıcı, “Tosun dediğimiz büyükbaş hayvanlarda 15 bin liradan başlıyoruz, 30 bin liraya kadar hayvanlarımız mevcut. Kilo bazlı hesaplama yapılıyor. Onun dışında düve fiyatları ise 8 bin liradan başlayıp 14-15 bin liraya kadar devam ediyor” diye konuştu.
“Akrabalar, komşular ‘yeter ki satılsın’ diyerek hayvanlarını pazara gönderdi”
Kurbanlık fiyatları artmasa da girdi maliyetlerinin geçen yıla göre yükseldiğini söyleyen Atıcı, “Maliyet konusunda yüzde 100’lük bir artış net görülmekte. Geçen sene 80-90 TL’ye aldığımız yem torbası bu sene 160-170 TL’den satılıyor. Çadır kirası geçen sene 7 bin TL iken bu sene 10 bin TL üzerinden gerçekleşiyor. Yol masrafı geçen sene 4-5 bin TL iken bu sene 8 bin TL’den aşağı Doğu’dan buraya hayvan gelmiyor. Artan bir et fiyatı da var. Bunları hesapladığımızda, geçen seneye göre maliyet konusunda çok sorun yaşıyoruz. Ama satış konusunda elimizden geldiğince uygun vermeye çalışıyoruz. Kendi çalıştığımız yevmiyeyi de hesaplasak emin olun karşılamıyor. Çalıştığımız günleri hesaplamıyoruz” dedi. Çadırdaki hayvanların tümünün kendisine ait olmadığını da belirten Atıcı, akraba ve komşularının artan hayvancılık maliyetleri yüzünden ‘’yeter ki satılsın’’ diyerek hayvanlarını pazara gönderdiğini söyledi.
Bazı besiciler ise bu yıl çok sayıda hayvan getirdiği için ellerinde kaldığından şikayetçi. Örneğin, bir çadırdaki 90 düveden sadece 24’ü satılabilmiş. Besici Çelebi Gümüş, özellikle aşırı sayıdaki düve ve küçükbaş hayvanların elde kaldığını kaydetti. Arpa, yem, saman gibi girdiler ucuz olsaydı bu kadar fazla hayvanın pazara getirilmeyeceğini söyleyen Gümüş, “Geçen sene küçükbaş hayvan çok azdı. Bu sene bütün herkes küçüğe yöneldi. Ama ellerinde kaldı. Büyükler elde kalmadı, küçüklerde şu anda bekliyoruz. Geçen sene arpa bin 350 liraydı, şu an 3 bin liraya çıktı. Saman 700 liraydı, şu anda bin 350 lira. Peki bunun maliyetini nasıl karşılayacak? Herkes ‘ne yapalım’ dedi, ‘ellerimizden bu hayvanları çıkaralım’. Hayvanları çıkarmak için herkes küçükbaşa yöneldi. Küçükbaş da olduğu gibi şu anda duruyor” dedi.
“Zararına da olsa satılacak”
Geçen yıl 65 çadırın yer aldığı pazarda bu yıl 100’den fazla çadır kurulduğuna dikkat çeken Gümüş, bayramın ilk gününde müşterilerin elde kalan hayvanlar için sıkı pazarlığa geleceği düşüncesinde. Gümüş, “Zaten ikinci gün bedavacılar geliyor. Bir hayvan satıyorsun 5 milyar; adam diyor ki 2 milyar. Tavuk fiyatına istiyorlar ya. Ellerinde kalanlar kara kara düşünüyorlar ne yapacağını. Zararına da olsa satarlar” ifadelerini kullandı.
Bazı müşteriler de maliyetlerin yüksekliğinden şikayet eden satıcıları haklı karşılıyor. Bir besiciyle büyükbaş kurbanlık için pazarlığa girişen Seydi Kirez, “Ekonominin durumunu karşılıklı bildiğimiz için kendi aramızda ticaret yoluyla anlaşmaya çalışıyoruz. Ekonomik şartlar doğrultusunda ben çok fiyat yüksekliği görmedim. Geçen seneye oranla hemen hemen az bir şey artmış. Bu zamandaki ekonomik koşullara göre artış normal diye düşünüyorum. 6 bin 500-7 bin liradan pazarlık ettiğimiz hayvan, geçen yıl da 4 bin, 4 bin 500 lira civarındaydı. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Kendimiz anlaşmaya çalışıyoruz. Çünkü şartlar artık onu gerektiriyor” diye konuştu.
“130 koyundan 8’ini satabildik”
Küçükbaş kurbanlık için pazarlık yaparak 3 bin liraya kadar fiyatı düşürebilen Ali Coşkun ise, “Oldu gibi gözüküyor ama biraz daha inseydi iyiydi. Bakalım, tam olarak anlaşamadık. ‘Ben 3 bin 500’den 3 bine kadar indim’ diyor. Ondan sonra hiç niyeti yok gibi. 3’te kaldı. Ben açılışta 2 bin 500 demiştim. 2 bin 800’e çıktım. Arayı bulamadık” dedi. Fiyatların yüksekliğinden yakınan Coşkun, “Çok yüksek. Geçen sene bin 700’e almıştım. Bu sene 3 buçuktan fiyat çıkardılar bana. 3’ten aşağı da inmiyor. Yani aradaki bin 300 lira yüksek bir fiyat” ifadelerini kullandı.
Coşkun’un kurbanlık için pazarlık yaptığı çadırın sahibi Müslüm Özden, bu yıl ilk kez Ağrı’dan küçükbaş hayvanlarını pazara getirmiş. Özden, “Büyükbaş her zaman olduğu gibi yüksek fiyata gidiyor ama küçükbaşlarda düşüş var. Yani mallarımız bin 200 ila 2 bin 800 arası gibi. Ancak büyük koçlarımızı o paraya satabiliyoruz. Bin liraya da düşebiliriz her an. Yaklaşık 130 tane hayvan getirdik. Bayrama bir hafta var, maalesef 8 tane satabildik daha. 122 koyunumuz duruyor. Pazar çok durgun. Millette para yok. Olmadığı için de kimse kurban alamıyor. Bir de Corona virüsü olunca iyice satışlar düştü” dedi.
“Ya geri gidecek ya da yarı fiyatına adaklık olarak satacağız”
Büyükbaş hayvanların hemen hemen hepsi önceki yıllarda da Erzurum, Kars, Ağrı, Bitlis gibi illerden gelmesine karşın bu yıl pazarda bu illerden gelen küçükbaş hayvanların yoğunluğu göze çarpıyor. İzmir’in ilçelerinden ve Ege illerinden gelen küçükbaş hayvanlar da pazarda yer alıyor. Eğer hayvanları satılmazsa Ağrı’ya geri götürmenin daha maliyetli olacağını kaydeden Özden, “Satılmazsa mecburen geri gidecek ya da burada ucuzu ucuzuna adaklık yerlerine satacağız. Yani aldığımız fiyatın altına verip gitmek zorunda kalabiliriz. O gün geldiğinde maalesef kimse yardımcı olamıyor bize. Adakçılar da yarı fiyatına alıyor. Biz de mecburen o gün elimizdeki hayvanlardan kurtulabilmek için o tür hatalara düşebiliyoruz maalesef” şeklinde konuştu.
Kurban pazarlarında tokalaşarak pazarlık yasak
Geçen yıl olduğu gibi bu yılda Corona virüsü salgını gölgesinde geçecek olan bayram öncesinde kurban satış ve kesim yerleri için de yasaklar getirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı, kurban pazarlarında tokalaşarak pazarlık yapılmasını yasakladı. Bu yıl kurban pazarlarına kulak küpesi, veteriner sağlık raporu, hayvan pasaportu ve nakil belgesi olmayan hayvanlar alınmıyor. Pazarlarda ayrıca uygun yerlerde el antiseptiği bulundurulması ve çadırlar arasında en az 2 metre bırakılması da alınan önlemler arasında. Kurban pazarlarında düzenli olarak temizlik ve dezenfeksiyon yapılması, uyarı afişlerinin bulunması ve satıcıların sürekli maske takması zorunluluğu da var. Ancak pek çok kurban pazarında özellikle maske ve çadırlar arası mesafe kuralına uyulduğunu söylemek mümkün değil. Tokalaşarak pazarlık usulü de geri dönmüş durumda.
Yetkililer vatandaşları kurban kesimlerini kurallara uygun yapmaları konusunda da uyarıyor. Bu yıl kesim alanlarına toplu girişlerin engellenmesi için kesimlerin randevu ile yapılması planlanıyor. Cadde ve sokaklarda kesim yapmak da yasak olacak. Belirlenen yerler dışında kurban kesen veya kesilen kurban atıklarını sokağa ve kamuya ait alanlara bırakanlara para cezası verilecek.