Başkan Donald Trump'ın sığınmacılara ve bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına getirdiği ülkeye giriş yasağı Amerika genelinde geniş çaplı protesto eylemlerine neden oldu.
Başkent Washington'da da Beyaz Saray önündeki La Fayette Park'ta toplanan binlerce kişi, Trump yönetiminin sığınmacı ve göçmenler konusundaki politikalarına sert tepki gösterdi.
Donald Trump'ın geçen Cuma günü imzaladığı başkanlık kararnamesi, Amerika'nın sığınmacı kabulü programının 120 gün süreyle askıya alınması ve 7 Müslüman çoğunluklu ülke vatandaşlarına 90 gün süreyle ülkeye giriş yasağı getirilmesini öngörüyor. Bu 7 ülke Irak, İran, Suriye. Libya, Yemen, Somali ve Sudan olarak sıralanıyor.
Kararnamenin devreye girmesinden sonra bu ülkelerden gelenlerin havaalanlarında bekletilerek ülkeye alınmamaları vakalarının görülmesiyle beraber, başta havaalanları olmak üzere ülke genelinde kentlerin farklı noktalarında protesto eylemleri düzenleniyor.
Beyaz Saray önünden öğle saatlerinden itibaren toplanmaya başlayan kalabalık kısa süre içinde binlerce kişiye ulaştı. Protestocular eylemde 'Hepimiz Müslümanız' şeklinde pankartlar açarak, Müslümanlarla dayanışma gösterdiler, 'İslamofobi'nin Amerikan değerlerine aykırı olduğu şeklinde mesaj verdiler.
Amerika'nın göçmenler ülkesi olduğuna işaret eden protestocular, nefrete ve korkuya yer olmadığı, sığınmacılara kucak açılması gerektiği şeklinde sloganlar attılar.
Beyaz Saray önündeki eylemin ardından Kongre binasına doğru yürüyen protestocular, daha sonra olaysız şekilde dağıldılar.
'Trump Amerika'yı yanlış yöne sürüklüyor'
Eylem sırasında Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtlayan ülkedeki en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşu Amerikan İslam İlişkileri Konseyi'nin (CAIR) icra direktörü Nihad Awad, Başkan Donald Trump'ın, 'ülkenin sığınmacılara ve zulüm, şiddet ve savaştan kaçanlara kapılarını açma geleneğine meydan okuyarak Amerika'yı yanlış yöne sürüklediği' görüşünü dile getirdi.
Trump'ın kararnamesinin Müslümanlara karşı 'korku salma' ve 'bağnazlık'tan temel aldığını düşündüklerini ifade eden Awad, Başkan Trump'a karşı büyük çaplı bir dava açmaya hazırlandıklarını, davanın duyurusunu yarın (30 Ocak Pazartesi) yapacaklarını açıkladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Awad, "Masum insanlara karşı bu adaletsiz kararnameyi geri çevirmek için güçlü yasal ve ahlaki dayanaklara sahip olduğumuza inanıyoruz" diye konuştu.
Kongre'de özellikle Cumhuriyetçiler'in Trump'ın göçmenler ve sığınmcılar konusundaki bu politikasına karşı çıkmalarını umduğunu kaydeden Awad, "Çünkü bu politikalar, Cumhuriyetçi Parti için de, Amerika için de, dünya için de iyi değil. Donald Trump bu pervasız politikalarla Amerika'ya yardımcı olmuyor, Amerika'yı tehlikeye atıyor" dedi.
'Tüm dünyadan özür dilerim'
Protestocular da Trump'ın kararnamesine ilişkin düşüncelerini Amerika'nın Sesi'yle paylaştılar. Michael adlı bir eylemci, insanları kim olduklarını bilmeden yargılamamak ve kültürel önyargılara göre basmakalıp klişeler üretmemek gerektiğini, bunun korku iklimini artırdığını ve bu insanlarla iletişim kanallarının kapanmasına neden olduğunu söyledi.
Eyleme çocuklarıyla birlikte katılan Sarah adlı bir başka protestocu da, Trump'ın kararının Amerika'yı yansıtmadığı fikrini dile getirerek, "Tüm Amerikan halkı adına dünyadan özür dilemek istiyorum. Bu benim kararım değildi. Ona (Trump'a) oy vermedim. Yaptıklarının hiçbirine katılmıyorum" diye konuştu.
Bob Hanson adlı bir protestocu da, Trump yönetiminin attığı adımların, tüm halklara kucak açmayı öngören Amerikan değerlerine aykırı olduğunu savunarak, "Amerika göçmenler ülkesi. Amerika'yı bugünkü Amerika yapan göçmenler" ifadesini kullandı.
Diğer bir protestocu Laura da, "İnsanlar arasında din temelli ayrımcılık yapıyor olmamız korkunç. Bu, Amerikan değerlerini yansıtmıyor. Bu ülke göçmenler üzerine kuruldu, din özgürlüğü, basın ve ifade özgürlüğünü temel alarak kurulan bir ülkeyiz" diye konuştu.