ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Ankara temaslarına Türkiye’de darbe girişiminde en ciddi hasarı alan mekanlardan Büyük Millet Meclisi’ni ziyaret ederek başladı.
Biden, Esenboğa Havalimanı’nda saat 10.30’da Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ve ABD Büyükelçisi John Bass tarafından karşılandı. Biden’a havalimanında elçi seviyesinde karşılama yapılması, Türkiye’de sosyal medyada “ABD’ye tavır alındığı” gibi yorumlara yol açtı. Ancak Dışişleri Bakanlığı’nca ABD ile Türkiye arasındaki protokol kararı itibariyle Büyükelçi Serdar Kılıç’ın karşılamayı yaptığı vurgulandı.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Ankara’daki ilk durağı ise, 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında ateş altında kalarak ciddi hasar almış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) oldu. Burada güvenlik koşullarının teyit edilmesi için yaklaşık 5 dakika araçta beklediği gözlemlenen Biden, Meclis Başkanı İsmail Kahraman tarafından karşıladı.
Biden, TBMM’de Kahraman ve beraberinde TBMM Başkanvekili ve CHP’li Akif Hamzaçebi, TBMM İdare Amiri ve MHP’li Erkan Haberal, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan ile HDP Grup Başkanvekili İdris Balüken’den oluşan heyetle görüşmeye katıldı. Biden’ın, görüşme sırasında TBMM Başkanı Kahraman'a, “Yaşlı bir büyükbabam vardı, bana 'Joey' derdi, 'İnancını diri tut' derdi, babaannem ise buna eklerdi, 'inancını yay' diye. Siz de demokrasiye inancınızı yayın” dediği ifade edildi.
Bu görüşme sonrasında Biden, TBMM’nin bombalanan bölümlerinde incelemelerde bulundu. Biden’in ziyareti için dün TBMM’deki o bölümlere özel platform yapılması da dikkat çekmişti.
Meclis ziyareti ardından Biden, Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmek üzere Çankaya Köşkü’ne saat 13.00’te geldi. Buradaki resmi karşılama töreni sonrasında Biden ve Yıldırım’ın görüşmesi başladı.
Görüşmenin ardından Yıldırım ve Biden kameraların karşısına birlikte geçti.
Biden: Türk milletinin ABD’den daha iyi dostu yoktur
Biden, halkın darbe girişmi karşısında sokaklara dökülmesine hayran kaldıklarını söyledi. Türk milletinin ABD’den daha iyi dostu yoktur diyen Joe Biden, “seçilmiş hükümete zarar verenlere ve DAEŞ’e karşı birlikte duracağız” ifadelerini kullandı. Gülen’in iade tartışmalarına da değinen Biden, “ABD Başkanlarının gücünün dışına çıkma gücü yoktur, iadeye mahkemeler karar verir” dedi. Biden bununla birlikte müttefikimize zarar veren birini koruma niyetimiz yok ifadesini de kullandı ve “Amerika’nın 15 Temmuz’dan bu olaydan haberdar değildi” dedi.
Amerika Başkan Yardımcısı, YPG-PYD güçleri Fırat’ın diğer tarafına geçmemeli dedi, geçtiği takdirde Amerika’nın hiçbir desteği olmayacağını vurguladı.
Yıldırım: Türkiye güney sınırında yeni bir Kürt oluşumuna izin vermeyecek
Başbakan Binali Yıldırım da “Amerikan hükümetinin darbe girişmini tasvip etmeyeceğini biliyoruz” ifadelerini kullandı. PYD’nin PKK’nın uzantısı olduğunu belirten Yıldırım, Amerika’nın bu konudaki görüşünü gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Başbakan, “Türkiye güney sınırında yeni bir Kürt oluşumuna izin vermeyecek” dedi. Başbakan Yıldırım basın toplantısında “Gülen’in iade sürecini resmen başlatmış oluyoruz” açıklamasını da yaptı.
Milliyet aracılığıyla mesaj verdi
Bu arada ABD Başkan Yardımcısı Biden, bugünkü Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan görüş yazısıyla Türkiye kamuoyuna mesajlar verdi. Biden’ın, Milliyet’teki makalesi şöyle:
“Geçen ay, şiddet içeren bir darbe girişimi karşısında, sıradan erkekler ve kadınlardan oluşan binlerce cesur Türk vatandaşı, güvenli evlerini bırakıp sokaklara döküldüler ve Taksim Meydanı’nı ve ülke genelindeki meydanları doldurdular. Silah sesleri ve patlamaların ortasında, kişisel güvenliklerini büyük riske atarak demokrasiyi savundular.
Bu, Türk halkının metanet ve azminin, aynı zamanda demokrasiye olan sarsılmaz bağlılığının olağanüstü bir göstergesiydi.
Başkan Obama ve Amerikan halkı adına, o geceki affedilmez vahşette hayatlarını kaybedenlerin ailelerine ve sevdiklerine en derin taziyelerimizi bir kez daha sunmak istiyorum. O insanlar, ülkeleri için en büyük fedakarlığı yaptılar ve her zaman saygıyla anılmayı ve onurlandırılmayı hak ediyorlar.
ABD, 15 Temmuz olaylarını güçlü bir şekilde ve derhal kınadı. Aslında Başkan Obama, henüz darbe girişimi sürerken, Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetine desteğini açıkça ifade eden ilk dünya liderlerinden biriydi. Bu girişim bir suçtu.
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve vatandaşlarını korumaya and içmiş kişilerden oluşan küçük bir grubun şiddet içeren ihanetiydi. Ve Amerikalılar da dünyada demokrasiyi seven diğer insanlarla birlikte olaylar karşısında şoke oldu, sarsıldı.
Gaziantep’te yaşanan son derece üzücü terör saldırısının ardından da müttefikimiz Türkiye’nin yanında duruyoruz. Bu olay, bir düğünde aralarında 29 çocuğun ve gençlerin bulunduğu 50’den fazla masum sivilin canını bir çocuğu kullanarak alan barbarca bir eylemdi ve daha alçakça gerçekleştirilemezdi. Öte yandan bu saldırı, Türkiye’de IŞİD, PKK ve diğer terörist gruplar tarafından düzenlenen bir dizi barbarca saldırının da yalnızca sonuncusu. Kalplerimiz, bu saldırılarda hayatını kaybeden herkesle ve onların aileleriyle.
'Ortaklığımız güçlü ve eski'
Bugün, ABD Başkan Yardımcısı olarak Türkiye’ye gerçekleştirdiğim dördüncü ziyarette, ki bu yıl içindeki ikinci ziyaretim, bu saygı ve dayanışma mesajını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Başbakan Yıldırım’a ve Türk halkına ileteceğim.
Ziyaretim aynı zamanda, iki büyük ülke olarak sahip olduğumuz ittifakın gücünü ve dayanıklılığını bir kez daha teyit etmek için önemli bir fırsat. Bizimki, resmi olarak 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıcına uzanan bir ortaklık. NATO müttefikleri olarak birbirimizi savunmaya ilişkin güçlü bir taahhüdümüz var.
Ancak, halklarımız arasındaki dostluk ve yakınlık, resmi bağlarımızın çok ötesine gidiyor. İnsan haklarına ve temel özgürlüklere saygı, hoşgörü ve eşitliğe bağlılık, bir azınlığın zor kullanılarak yönetilmesini mutlak şekilde reddetmek, bunun yanında azınlık haklarını da özellikle kriz zamanlarında aynı kararlılıkla korumak gibi demokrasilerimize zemin teşkil eden temel değerlerimizde kök salıyor.
'Türkiye ve ABD halkı omuz omuza'
Ortaklığımız yıllar içinde defalarca teyit edildi ve kuvvetlendi. Bunu, ortak güvenliğimize ve değerlerimize yönelik tehditlere karşı durduğumuz her seferinde, gerek IŞİD’in terör saltanatını bitirmek için mücadele ederken, gerekse Afganistan halkına şiddetten uzak bir gelecek inşa etmede yardımcı olurken görüyoruz. Türk halkı ve ABD halkı omuz omuza duruyor.
Bu nedenle, Türk halkının uzun yıllardır bir dostu olarak, bazı çevrelerin, ABD’nin darbe girişimini desteklediği ya da konuya ilişkin önceden bilgiye sahip olduğu yönündeki spekülasyonlarından üzüntü duyuyorum. Bunlar, tamamen gerçek dışı olmalarının yanında, ittifakımızı zayıflatma amacıyla tasarlandıkları için tehlikeli ve sorumsuzca iddialardır.
'Gülen'in iadesi talebini aldık'
Başkan Obama’nın ve benim, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye hemen iade edilmesi yönünde basit bir hüküm verebileceğimizi ileri süren sesler de aynı ölçüde zarar vericidir. Yürütme ve yargı organlarının birbirinden ayrı ve bağımsız rollere sahip olduğu ABD’deki yönetim sistemi çerçevesinde, bu açıkça mümkün değildir.Aslında, bu yönde herhangi bir girişimde bulunmak yasalara aykırı olacaktır.
İade süreci, hem iki hükümet tarafından onaylanmış olan ikili anlaşma hem de sağlam temellere dayanan ABD iç hukuku tarafından yürütülmektedir. Talepler, iade için yeterli kanıt bulunup bulunmadığına bakan bağımsız bir federal mahkeme tarafından ele alınmak zorundadır.
Bu, her davada zaman alan bir süreçtir. Ayrıca şunu da belirtmek önem taşımaktadır; Gülen için darbe girişimi öncesi dönemdeki faaliyetlerine ilişkin iddiaları içeren iade talepleri almış bulunuyoruz; ancak Türkiye’den darbe girişimine ilişkin bir iade talebi ya da herhangi bir kanıt elimize ulaşmış değil. Bununla beraber, hukuk uzmanlarımız, iadeye ilişkin hukuki standartların yerine getirilip getirilemeyeceğini tespit etmek için Türk mevkidaşlarıyla özenli bir çalışma yürütülmesi amacına son derece bağlıdırlar.
'ABD elinden gelen desteği sağlayacak'
Böyle menfur ve zalim bir saldırının ardından, pek çok masum insanın hayatını kaybetmesi karşısında adaletin yerini bulmasını sağlayacak adımlar atılması yönünde kuvvetli bir istek bulunduğunu anlıyorum. İşte bu nedenle ABD, bu korkunç trajedinin sorumlularının hesap vermeleri için Türkiye’nin yürüttüğü çabaları desteklemek amacıyla elinden gelen her şeyi yapmaktadır; bunu yaparken de hukukun üstünlüğüne saygı duyulmasını sağlamaktadır. Başkan Obama’nın da açıkça ifade ettiği gibi, ABD, darbe girişimini soruşturan Türk makamlarına elinden gelen her desteği sağlayacaktır.
Bu çerçevede, bugün Ankara’ya gelirken açık bir mesajım var: Türk halkının, ABD’den daha iyi bir dostu ve daha güçlü bir müttefiki yoktur. Bu husus, 20’nci yüzyılın tehditlerine karşı yan yana durduğumuzda da geçerliydi; şimdi 21’inci yüzyılda karşılaştığımız çok sayıda tehditle başa çıkmayı sürdürürken de geçerli olmaya devam edecek.
Türk halkı dayanıklıdır. Busınamanın üstesinden geleceğinizden ve paylaştığımız kalıcı değerlerin güvencesindeki ortaklığımızın günden güne güçlenerek devam edeceğinden hiç şüphem yok.”