ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki insani yardımın değerlendirildiği toplantısına başkanlık etti.
Dışişleri Bakanı Blinken, BM İnsani Yardımdan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock’un Suriye’deki durumla ilgili bilgilendirmesini ve Suriyeli kadın doktor Amani Ballour’u dinledikten sonra konsey üyelerine hitaben bir konuşma yaptı. Blinken, Suriye halkının çözüm için umudunun Güvenlik Konseyi’nde olduğunu belirterek, “Acı çeken Suriyeliler için bir şeyler yapmalıyız. Bu bizim sorumluluğumuzda. Suriye’deki çatışmaları sonlandıramazsak bize yazıklar olsun” dedi.
Blinken, konsey üyelerine Suriye’deki çatışmaların bu ay onuncu yılını geride bıraktığını hatırlattı. Ülkedeki insani durumun giderek kötüleştiğini belirten Blinken, “On yıldır süren çatışmalar yüzünden Suriye halkı acı içinde. Ülkede yaklaşık 13 milyon 400 bin kişi; her üç Suriyeli’den ikisi insani yardıma muhtaç durumda. Suriye halkının yüzde 60’ı aç kalma riskiyle karşı karşıya. Her ay Güvenlik Konseyi toplanıp Suriye’deki insani durumu tartışıyor. Her seferinde bu rakamlar daha da artıyor. Her bir rakam bir insanın hayatını temsil ediyor” dedi.
İlgili Haberler “Dünya On Yıldır Suriye'de Akan Kanı Seyrediyor”Suriye’de çözüm için harekete geçilmesi gerektiğini belirten Blinken, ”Hepimiz burada bu koltuklarda oturup kendi ülkelerimizi temsil ediyoruz. Aramızda ihtilaflar olsa da Suriye'de çözüm için harekete geçmeliyiz. Suriye’de uzun vadeli ve kalıcı çözüm ancak 2254 sayılı Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasıyla sağlanabilir” dedi.
İlgili Haberler Suriye’de Savaşın Mağduru ÇocuklarDışişleri Bakanı Blinken, Suriye’ye daha fazla insani yardım ulaştırılabilmesi için kapalı olan iki sınır kapısının daha açılması gerektiğini belirterek, “Suriye halkının yaşamlar acilen insani yardıma ulaşmalarına bağlı. Bu yardımın onlara ulaşması için yollar oluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” diye konuştu.
“Türkiye, Suriye’de IŞİD’le bire bir mücadele eden tek NATO ülkesi”
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in yönettiği toplantıya, 15 konsey üyesinin yanısıra İran, Suriye ve Türkiye’nin de BM Daimi Temsilcileri katıldı. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu konsey üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Suriye’deki insani durumu değerlendirdi.
Sinirlioğlu konsey üyelerine, Türkiye’nin Suriye’de IŞİD’e karşı bire bir mücadele veren tek NATO ülkesi olduğunu söyledi.
Sinirlioğlu, Güvenlik Konseyi’nin birbiri ardından toplantılar yapmasına rağmen Suriye’deki çatışmaları sonlandıramadığını, ülkede insani durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini ifade etti.
Sinirlioğlu, 2011 yılının Mart ayında, Suriye rejiminin Dara'da göstericileri gözaltına alıp işkence yapmasının ardından iç savaşın başladığını belirterek, ”Bu gençler demokratik ve özgür bir toplumda yaşama arzularını ifade etmek istemişlerdi. Bu, Esat'ın kendi halkına karşı verdiği korkunç savaşın başlangıcıydı. On yıl geçti. O zamandan beri uluslararası toplum olarak Suriye'deki şiddete ve insan hakları ihlallerine son veremedik” dedi.
“İnsani durum dehşet verici”
Suriye’deki insani durumla ilgili rakamların dehşet verici olduğunu kaydeden Sinirlioğlu,” Suriye'nin savaş öncesi nüfusunun yüzde 60'ından fazlası evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yarım milyondan fazla insan öldü. Suriyeliler’in yüzde 80'inden fazlası yoksulluk içinde yaşıyor. Mülteci çocukların yüzde 86'sı Suriye'ye geri dönmek istemiyor ve geri dönmek konusunda kendilerini oldukça güvensiz hissediyorlar. Her ay en az 2 yardım çalışanı ve 8 sağlık personeli öldürülüyor. Suriye halkının yüzde 56'sı sağlık tesislerinin yakınında yaşamaktan korkuyor, çünkü bunlar düzenli olarak Esat rejimi ve destekçileri tarafından hedef alınıyor” dedi.
Sinirlioğlu, “Bu rakamlar giderek daha da kötüleşiyor. Güvenlik Konseyi de birbiri ardına toplantılar düzenliyor ancak sonuçsuz kalıyor. Ülkem, Suriye'deki çatışmanın tüm güvenlik sonuçları ve insani sonuçlarıyla karşı karşıya kalmış bir durumda. Dört milyon Suriyeli’ye ev sahipliği yapıyoruz. BM'nin sınır ötesi insani yardımının Suriye'de milyonlarca insana ulaşmasını sağladık. İdlib'de, kırmızı çizgi çizdik ve beş milyon savunmasız insanı Esat ve destekçilerinden koruyoruz. Türkiye, Suriye'de DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele veren tek NATO ülkesidir. Ayrılıkçı terör örgütü PKK - YPG'ye karşı kararlı mücadelemizi de sürdürüyoruz” dedi.
“Esat rejimi sivilleri ve sivil altyapıyı hedef almayı sürdürüyor”
Suriye'de Esat rejiminin kitlesel zulüm faillerinin sivilleri ve sivil altyapıyı hedef almaya devam etiğini belirten Sinirlioğlu, “Geçtiğimiz hafta BM tesisi olan Atarib Hastanesi'ne düzenlenen barbarca saldırı, Suriye'de işlenen savaş suçlarının son örneğidir. Failler masum sivilleri öldürdü ve 20 binden fazla kişiye yetecek 24 yardım kamyonu ve yardım malzemesi imha edildi. Uluslararası insancıl hukukun bu ihlallerini şiddetle kınıyoruz” dedi.
Sinirlioğlu, Suriye’deki insani durumun giderek daha da kötüleştiğini, ülkede insani yardıma muhtaç kişi sayısının geçtiğimiz yıla oranla yüzde yirmi oranında arttığını kaydetti ve “Suriye halkı zamanımızın en karanlık on yılına katlandı” dedi.