Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD’nin Küba’ya uyguladığı ekonomik ambargoyu sonlandırılmasını isteyen karar tasarısı bir kez daha kabul edildi.
Genel Kurul’da dünden itibaren görüşülen karar tasarısı için bugün oylama yapıldı. Karar tasarısıyla yapılan oylamaya üye 193 ülkeden 191’i katıldı. ABD ve İsrail karar tasarına karşı oy kullandı. Moldova ve Ukrayna ise oylamaya katılmadı. ABD’nin Küba’ya yaklaşık 58 yıldır uyguladığı ekonomik ambargonun sonlandırmasıyla ilgili karar tasarısı, 189 ülkenin lehte oyuyla kabul edildi.
ABD’nin Küba’daki insan hakları ihlalleriyle ayrıca getirdiği bir karar tasarısı da Genel Kurul’da görüşüldükten sonra oylandı. Karar tasarısı için yapılan oylamada, ABD, İsrail ve Ukrayna evet, 114 ülke hayır, 65 ülke ise çekimser oy kullandı.
27 kez kabul edilen karar tasarısının bağlayıcı bir özelliği yok
Küba’ya yönelik ABD’nin uyguladığı ekonomik ambargonun sonlandırmasını isteyen karar tasarısı daha önce de 26 kez yapılan oylamalarda kabul edilmişti.
Barack Obama’nın başkanlığı döneminde Küba’ya yönelik ticari ambargonun aşamalı olarak sona erdirilmesi için aralarında Havana’da ABD Büyükelçiliği’nin açılması gibi önemli adımlar atılmış olsa da, Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından Küba’ya yönelik ekonomik yaptırımların sürdürüleceği açıklanmıştı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2016 yılında yapılan, Amerika’nın Küba’ya uyguladığı ekonomik ambargoları sonlandırmasını öneren karar tasarısında oy kullanan ABD ilk kez çekimser oy kullanmıştı.
1992 yılından itibaren her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na getirilen Küba’ya yönelik Amerikan ekonomik ambargosunun sonlandırılmasını isteyen ve kabul edilen tasarının BM Güvenlik Konseyi kararları gibi ülkeler üzerinde bağlayıcı bir etkisi bulunmuyor.
Birleşmiş Milletler ekonomi uzmanları, ABD’nin 1960 yılından itibaren Küba’ya uyguladığı ekonomik ambargo yüzünden ülkenin 130 milyar dolar zarar gördüğünü ifade ediyor.
BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamalarla ilgili bir açıklama yapan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Küba rejimi yüzünden ülke halkının insan hakları ihlalleriyle yaşamak zorunda kaldığını belirtti.