Dünya liderleri, iklim değişikliğinin en ağır etkilerini bertaraf etmenin yollarını aramak için düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi için İskoçya'nın Glasgow kentinde toplandı.
COP26 olarak adlandırılan konferans, Roma'da düzenlenen zirvede G-20 ülkelerinin 2050 yılına kadar net karbon emisyonunu durdurma taahhüdünde bulunmayı başaramamasından bir gün sonra toplandı. 2050 tarihi, aşırı küresel ısınmayı önlemek için ulaşılması gereken hedef olarak belirlenmişti.
Roma'da G-20 zirvesinde liderler sadece net emisyonları "yüzyıl ortasında" durdurmanın "kilit önem taşıdığını" kabul etti, ancak kömür kullanımının sonlandırılmasına ilişkin herhangi bir takvim belirlemedi. Liderler ayrıca G-20 zirvesinde karbondioksitten çok daha etkili bir sera gazı olan metan emisyonlarının azaltılması taahhütlerini de yumuşattı.
ABD Başkanı Joe Biden, yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz on yılda iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımların gelecek nesillerin küresel ısınma nedeniyle çekeceği acıları engelleme açısından kritik önem taşıdığının altını çizdi. "Bu anı yakalayamazsak hiçbirimiz en kötü felaketlerden kaçmayı başaramayacağız" diyen Biden; aşırı atmosfer olayları, sel, kuraklık ve dev orman yangınları gibi iklim değişikliğinin gözle görülür etkilerini küresel ekonomiyi yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak değerlendirdi. Biden, karbon emisyonlarını azaltmanın olağanüstü maliyetinin, yenilenebilir enerji ve elektrikli taşıtlara geçiş sürecinde yaratılacak istihdamla dengelenebileceğine değindi.
"Ormanların yok olmasının sorumluluğunun büyük kısmını taşıyan ve şimdiye kadar yaşadığımız sorunların sorumluluğunun tamamına sahip olan bizlerin, emisyonların çok azından sorumlu olan ancak gezegen ısındıkça daha büyük bedel ödeyen yoksul ülkelere karşı olağanüstü yükümlülüğü var" diyen Biden, selefi eski Başkan Donald Trump'ın ABD'yi Paris İklim Anlaşması'ndan çıkarması nedeniyle de özür diledi.
Öte yandan ABD, Pazartesi günü, ülkenin 2050 yılına kadar tamamen temiz enerjiye geçirilmesi için hazırlanan planı açıkladı. Plan uyarınca rüzgar, güneş ve diper temiz enerji kaynaklarına geçiş yapması, Amerikalılar'ın gerek özel araçlarının gerekse toplu taşımada kullanılan taşıtların elektrikli olması ve havadaki karbondioksiti emme kapasitesine sahip açık alanlar oluşturulması öngörülüyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da konferansın açılışında yaptığı konuşmada, "İnsanlık uzun zamandır iklim değişikliğini önlemek için adım atmadı. Saat ilerliyor. Gece yarısına bir dakika kaldı ve şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. İklim değişikliğini şimdi ciddiye almazsak yarın çocuklarımızın bunu başarması için çok geç olacak" dedi.
İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, milyonlarca destekçisine çağrıda bulunarak liderleri ihanetle suçlayan açık mektuba imza atmalarını istedi.
Thunberg, Twitter mesajında, "Bu bir tatbikat değil. Dünya için kırmızı alarm. Gezegenimiz tahrip olurken milyonlarca insan acı çekecek. Bu, sizin alacağınız kararlarla oluşturulacak ya da önlenecek korkutucu bir gelecek. Karar verme gücü sizin elinizde. Gezegenin dört bir yanında yaşayan vatandaşlar olarak sizleri iklimdeki acil durumla yüzleşmeye çağırıyoruz. Gelecek yıl değil. Gelecek ay değil. Şimdi" ifadelerini kullandı.
Çok sayıda lider Glasgow'da iklim değişikliğiyle mücadele sicillerini savunmaya ve evsahibi İngiltere'nin "ya batacağız ya da çıkacağız" şeklinde tanımladığı iki hafta sürecek konferansta yeni taahhütlerde bulunmaya çalışacak.
İlgili Haberler G-20 Zirvesi İklim Konusunda "Zayıf" mı Kaldı?Anlaşmazlıklar konferansı zorlaştırıyor
Dünyada en çok karbon emisyonuna neden olan ülkeler arasında kömür, petrol ve doğalgaz kullanımının nasıl azaltılacağına ve yoksul ülkelerin küresel ısınmaya uyum sağlamalarına nasıl yardımcı olunacağına ilişkin anlaşmazlıklar, konferansa katılan ülkelerin işini zorlaştırıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Roma'da düzenlenen G-20 zirvesinde, Çin ve Rusya'ya dikkat çekti. Biden, liderleri Glasgow'a gelmeyen Çin ve Rusya'nın masaya herhangi bir teklif getirmediklerini söyledi.
Başkan Biden'la beraber Air Force One uçağında bulunan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Glasgow konferansının iklim değişikliğini önleme konusunda henüz adım atmayan ülkeler üzerindeki baskıyı arttırabileceğini söyledi.
Sullivan, "Herkes evine döndükten sonra çabaların devam etmek zorunda olduğunu kabul etmemiz kritik önem taşıyor" dedi.
Dünyada en çok karbon emisyonuna neden ülke olan Çin'in Cumhurbaşkanı Xi Jinping, resmi konferans gündemine göre bugün yazılı bir açıklamayla katılımcılara seslenecek.
ABD ve Suudi Arabistan'la beraber dünyanın üç büyük petrol üreticisi arasında yer alan Rusya'nın lideri Vladimir Putin de Kremlin'den yapılan açıklamaya göre konferansa canlı video bağlantısıyla katılma planından vazgeçti.
İlgili Haberler "Erdoğan Güvenlik Gerekçesiyle Glasgow'a Gitmedi"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da adının açıklanmasını istemeyen iki Türk yetkilinin söylediğine göre Ankara'nın güvenlik önlemleri ve protokola ilişkin taleplerinin İngiltere tarafından karşılanmaması nedeniyle Glasgow'a gitme planını iptal etti.
Verilen sözler tutulmadı
Corona virüsü pandemisi nedeniyle bir yıl gecikmeli olarak düzenlenen COP26 iklim değişikliği konferansı, küresel ısınmayı sanayileşme devri öncesine göre 1,5 Santigrad dereceyle sınırlı tutma hedefini öne çıkarıyor. İklim uzmanları, küresel ısınmanın en yıkıcı sonuçlarından kaçınmak için sıcaklıkların 1,5 Santigrad dereceyi aşmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.
Bunun için karbon emisyonlarının azaltılması amacıyla iddialı taahhütlerin verilmesi, gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine uyum sağlamaları için milyarlarca dolar finansman sağlanması ve 2015 yılında yaklaşık 200 ülkenin imza attığı Paris İklim Anlaşması'nın uygulanması için belirlenen kuralların nihai halini alması gerekiyor.
Karbon emisyonlarının azaltılması için verilen mevcut taahhütler, dünya yüzeyindeki sıcaklıkların bu yüzyıl içinde 2,7 Santigrad derece yükselmesine izin vermek anlamına geliyor. Ancak Birleşmiş Milletler, 2,7 derecelik ısınmanın; yoğunlaşan fırtınalar, öldürücü sıcaklık ve seller, yükselen deniz seviyeleri ve tahrip olan doğal yaşam alanlarıyla şimdiden büyük hasara neden olan iklim değişikliğinin daha da yıkıcı hale geleceği uyarısında bulunuyor.
Gelişmiş ülkeler, geçen hafta, 2009 yılında verdikleri ve 2020 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere yılda 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlama taahhüdünü karşılama konusunda üç yıl gecikeceklerini doğruladı.
Ugandaki iklim aktivisti Evelyn Acham, İtalyan gazetesi La Stampa'ya verdiği demeçte, "Afrika, küresel karbon emisyonlarının sadece yüzde 3'ünden sorumlu; ancak Afrikalılar, iklim krizinin en şiddetli sonuçlarına katlanıyor" dedi.
"(Afrikalılar) bu krizin sorumlusu değil, ancak yine de yüzyıllar boyunca Afrika'nın zenginliklerini istismar eden sömürgeciliğin bedelini ödüyorlar" şeklinde konuşan Acham, "Sorumlulukları adil bir biçimde paylaşmalıyız" ifadesini kullandı.
Dünya liderlerinin bugünden (Pazartesi) itibaren iki gün boyunca yapacakları konuşmaları teknik müzakereler izleyecek. 12 Kasım'da sona erecek konferansın sonuna doğru ya da sonrasında herhangi bir anlaşmaya varılamaması olasılığı da mevcut.