Birleşmiş Milletler İklim Konferansı COP29, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başladı. Her yıl düzenlenen konferansta bu yılki gündemin üst sıralarında iklim değişikliğine neden olan fosil yakıtlara temiz alternatifler için finansman konusu bulunuyor.
BM'nin iklim zirvesi, gelişmekte olan ülkeleri iklim finansmanı taleplerinde teşvik eden doğal afetlerin yaşandığı bir yılın ardından, finans ve ticaret konularında zorlu görüşmelere hazırlanan ülkelerin katılımıyla yapılıyor. Zirve 22 Kasım'a kadar, iki hafta sürecek.
Bakü'de biraraya gelen heyetler, zirvede gelişmekte olan ülkeler için yıllık 1 trilyon dolara kadar iklim finansmanı anlaşmasını çözmeyi umuyor.
Zirvenin müzakere öncelikleri arasında ekonomik kaygılar, Ukrayna ve Gazze'deki savaşlar gibi konular bulunurken, COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, ülkelerin bu yıl sona erecek olan 100 milyar dolarlık mevcut taahhüdün yerine yeni bir küresel finansman hedefi üzerinde anlaşmaya odaklanmalarını sağlamakla görevli olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da zirveye katılıyor
COP29 zirvesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak. Ayrıca konferansın ilk gününde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı'nı açıklayacak.
Konferanstan birkaç gün önce yayınlanan bir BM iklim raporu, küresel ortalama sıcaklık artışının sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerine yaklaştığını teyit etti. Bunun da sera gazı emisyonlarında acil ve büyük kesintiler yapılmadığı takdirde dünyayı bu yüzyılda 2,6 ila 3,1 derecelik felaket bir artışa sürükleyeceği belirtildi.
Harekete geçilmezse giderek daha sık ve tehlikeli aşırı hava olayları olacağı tahmin ediliyor.
BM, küresel ısınmayı sınırlandırmak için gereken sera gazı emisyonu kesintilerini sağlamak üzere, gelişmiş ekonomiler ve en büyük emisyon yayıcılardan oluşan G20 grubunun öncülüğünde acil toplu eylem çağrısında bulunuyor.
BM İklim Değişikliği Konferansı veya COP nedir?
BM jargonunda İklim Değişikliği Konferansları, COP'lar veya BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansları olarak da biliniyor.
BM’nin açıklamasına göre, yıllık olarak düzenlenen bu konferanslar, iklim değişikliği konusunda dünyanın birincil çok taraflı karar alma forumu olma özelliği taşıyor ve dünyadaki neredeyse tüm ülkeleri biraraya getiriyor.
Bu konferanslar, iklim krizinin nasıl ele alınacağı, küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile nasıl sınırlandırılacağı, savunmasız toplulukların değişen iklime uyum sağlamalarına nasıl yardımcı olunacağı ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona nasıl ulaşılacağı konularında anlaşmaya varmak üzere dünyanın biraraya gelmesi için fırsat oluşturuyor.
COP'ların kapsayıcı olması amaçlanıyor ve dünya liderleri ile hükümet temsilcilerinin yanısıra, iş dünyası liderleri ve iklim bilimcilerden, yerli halklar ve gençlere kadar toplumun her kesiminden çeşitli insanlar, herkesin yararına olan iklim eylemini güçlendirmek için COP’a katılıyor.
İlgili Haberler COP29 iklim krizine acil çözümün neresinde? Türkiye bir yılda ne kadar yol kat etti?
İki hafta boyunca neler olacak?
Azerbaycan’ın COP29 başkanlığı tarafından denetlenen ve halka açık olan Yeşil Bölge ile BM tarafından yönetilen Mavi Bölge olarak ikiye ayrılan konferans alanında müzakereler, konuşmalar, basın toplantıları, etkinlikler ve panel tartışmalarından oluşan yoğun bir program olacak.
Dünya uluslarının temsilcileri etkinliğin sonuna kadar bir anlaşmaya varmaya çalışırken, müzakereler yapılacak.
Gözler Azerbaycan’ın üzerinde
Dünyanın dört bir yanından diplomatlar, petrol endüstrisinin doğduğu yerlerden biri olan Azerbaycan’da iklim değişikliğinin artan tehditlerinden nasıl kaçınılabileceğini tartışırken gözler bir taraftan da Güney Kafkasya’daki bu petrol ülkesinin üzerinde olacak.
Bakü, 1846 yılında dünyanın ilk petrol yataklarının geliştirildiği ve Azerbaycan'ın 1899 yılında petrol üretiminde dünyaya liderlik ettiği yer olarak biliniyor.
Güneyde İran ve kuzeyde Rusya arasında kalan Hazar Denizi kıyısındaki Azerbaycan, 1922'den 1991'e kadar Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmuştu. Azerbaycan'ın ihracatının neredeyse tamamı, gezegeni ısıtan karbondioksit emisyonlarının dünyadaki önde gelen iki kaynağı olan petrol ve gazdan oluşuyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Nisan ayında bunları “tanrıların bir armağanı” olarak tanımlamıştı.
Aliyev, Mart ayında yaptığı bir konuşmada da ülkesinin “yeşil dönüşümün aktif aşamasında” olduğunu söylemiş, ancak “Hiç kimse fosil yakıt olmadan dünyanın en azından öngörülebilir gelecekte gelişemeyeceği gerçeğini görmezden gelemez” demişti.
Azerbaycan Çevre Bakanı ve devlet enerji şirketi Socar'ın eski başkan yardımcısı Mukhtar Babayev, COP29’da konferans başkanı olarak görev yapacak. Babayev, Nisan ayında yaptığı açıklamada, “geçmişin petrol ve gaz ülkesinin” yenilenebilir enerjiyi, özellikle de rüzgar enerjisini artırma çabalarıyla dünyaya nasıl yeşil bir yol gösterebileceğini göstermek istediğini söyledi.
Babayev, ülkesinin COP zirvesinin geçen yılki fosil yakıtlardan uzaklaşma anlaşması üzerine inşa edilmesi ve ülkelerin 2025'te ısıya neden olan gazları azaltmaya yönelik güçlendirilmiş ve finanse edilmiş planlar üzerinde bir araya gelmelerinin önünü açması gerektiğine inandığını söyledi.
Ancak pek çok kişi bu taahhütlerden şüphe duyuyor. Çok sayıda kuruluş Azerbaycan'ın yeşil enerjiye geçiş taahhüdünün, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele için olduğundan daha fazlasını yaptığı izlenimi veren “yeşil yıkama” veya “yeşil göz boyama” anlamına geldiğini söylüyor.
Hazar Denizi bölgesindeki çevre sorunlarını izleyen Crude Accountability isimli kuruluşun yönetici direktörü Kate Watters, ABD ve geçen yılın ev sahibi Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere pek çok ülkenin fosil yakıtlardan uzaklaşmanın zorluklarıyla boğuşurken, Azerbaycan'ın bu konuda tarihsel olarak proaktif davranmadığını söyledi.
Azerbaycan'da çevre izleme faaliyetlerinin tehlikeli olduğunu belirten Watters, sivil toplum üzerindeki baskıların gerçek muhalefeti etkili bir şekilde bastırdığını ve insanların gözaltına alındığını savundu.
Bundan sonra ne olacak?
BM’ye göre, biraraya getirici güç özelliği taşıyan COP’ların ötesinde temiz enerjiye geçişin hız kazandığına, istihdam yaratma ve bunu benimseyen ekonomileri canlandırma açısından şimdiden büyük getiriler sağladığına dair pek çok olumlu işaret bulunuyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları daha önce görülmemiş bir hızla enerji sistemine giriyor, rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik artık çoğu yerde fosil yakıtlardan elde edilen elektrikten daha ucuza geliyor.
BM açıklamasına göre, yenilenebilir enerjiyle beslenen bir gelecek artık kaçınılmaz durumda ve bugün kararlı bir şekilde harekete geçerek temiz teknolojilere yatırım yapanların gelecek yıllarda en büyük ödülleri toplaması bekleniyor.
COP29’da heyetler, diğer hedeflerin yanı sıra fosil yakıtlardan uzaklaşmaya ve dünyayı küresel sıcaklıklarda en fazla 1,5 derecelik bir artış yolunda tutmaya odaklanacak olan gelişmiş ulusal iklim planlarının ayrıntılarını belirleyecek.
2015 yılında Paris'te düzenlenen COP21'de, ülkelerin küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2 derece altına indirmeyi ve 1,5 derece ile sınırlama çabalarını sürdürmeyi kabul ettikleri dönüm noktası niteliğinde bir iklim anlaşmasına varılmıştı.
Paris Anlaşması, ülkeler tarafından giderek daha iddialı iklim eylemlerinin gerçekleştirileceği beş yıllık bir döngü üzerinde çalışıyor.
Ulusal Katkı Beyanları veya NDC'ler olarak bilinen bir sonraki güncellenmiş ulusal iklim eylem planlarının 2025 yılında yapılması gerekiyor. Bu süreç, emisyonların azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini teşvik edecek tedbirler açısından kademeli ancak önemli gelişmelere yol açmış bulunuyor.
İlgili Haberler Taliban heyeti COP29 iklim zirvesine ilk kez katılacak