Birleşmiş Milletler, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen ve Suriye’de de büyük yıkıma neden olan deprem felaketi sonrasında, yardım ve desteklerini sürdürerek taahhütlerini yerine getireceklerini vurguladı.
BM Kalkınma Örgütü (UNDP) Başkanı Achim Steiner, deprem felaketinin vurduğu iki ülkeyi desteklemeyi sürdüreceklerini açıkladı. Deprem felaketi sonrasında uluslararası topluma Türkiye ve Suriye’ye yardım çağrısında bulundu.
Steiner, BM’nin her iki ülkede de acil durum ekipleri ve yardım operasyonları kurmaya devam ettiğini belirterek Türkiye için BM üyesi ülkelerden yardım için talep edilen, 1 milyar dolarlık finansal desteğin şimdiye kadar sadece yüzde 17'den azının sağlandığını, Suriye için talep edilen 398 milyon dolarlık yardım çağrısının da 290 milyon dolarlık bölümünün sağlandığını açıkladı.
“Türkiye ve Suriye halkına yardım etmeye kararlıyız”
UNDP Başkanı Steiner, Türkiye ve Suriye halklarına iletilmesini istediği mesajında, “BM, kalkınma ve insani yardım için destek olmayı sürdürecek. Varlıklarımızı hızlandırmaya ve yardım etmek için konuşlandırmaya kararlıyız” dedi.
BM, 6 Şubat'ta meydana gelen çifte depremde, Türkiye'de yaklaşık 3,3 milyon insanın yerinden edildiğini yaklaşık 650 apartman dairesi ya da evin yıkıldığını belirtti. BM kaynakları Türkiye’nin komşu ülkesi Suriye’de yarım milyonu aşkın kişin evsiz kaldığını belirtilerek Suriye’de, 12 yıldır süren savaş boyunca ihtiyaçların zaten en yüksek seviyede olduğu, ülke nüfusun yaklaşık yüzde 70'inin (15,3 milyon insan) insani yardıma ihtiyaç duyduğunu
İfade etti.
“Normale dönülmesi için ihtiyaç duyulan fonlara katkı sağlanmalı”
Steiner, temel hizmetlere ve geçim kaynaklarına erişimin, kırılganlığın derinleşmesini önlemek için daha sürdürülebilir toparlanma için bir zorunluluk olduğunu belirterek "Bu, insanların günden güne hayatta kalmalarını sağlamak için acil yardım sağlamak anlamına gelir ve bizim için her zaman bir numaralı önceliktir. Ayrıca, normale dönmeye başlamak, yeniden çalışmaya başlamak ve etraflarında harabeye dönen toplulukları yeniden bir araya getirmeye başlamak için ihtiyaç duyacakları fonlara katkıda bulunmaktır" ifadesini kullandı.
Steiner, BM'nin enkaz kaldırma, gelirlerin ve geçim kaynaklarının restorasyonu ve kritik altyapının rehabilitasyonunu içeren kurtarma girişimleri için önemli finansman sağlamaya yardımcı olmak için uluslararası bağışçıların liderliğine, dayanışmasına ve cömertliğine güvendiğini belirterek uluslararası topluma, “Türkiye ve Suriye halkları için bu trajik anda, desteğiniz bu karanlıktan çıkış yolunu aydınlatacak mumları yakmaya yardımcı olacaktır, bu iyileşme yolunu aydınlatmalılar” çağrısında bulundu.
“Siyasete değil insanlara odaklanalım”
BM İnsani Yardım Koordinatörü El-Mostafa Benlamlih Suriyeliler için depremin "COVID-19'un 12 yıllık krizle zayıflamış hasta bir vücuda bulaşmasına benzer" olduğunu söyledi.
Benlamlih, yerinden edilmiş 500 bin Suriyeliye ek olarak, binlerce kişinin daha temel hizmetlere ve geçim kaynaklarına erişimini kaybettiğini ifade ederek “Ayrıca barınaklar, kamplar ve resmi olmayan yerleşim yerleri aşırı kalabalık, şiddet ve taciz artıyor ve kolera tehdidi giderek yükseliyor. Binlerce erkek, kadın, çocuk, yetim ve savunmasız insanın barınağa, yiyeceğe, ilaca, battaniyeye, tuvalete, suya, elektriğe, kanalizasyona, eğitime, sağlık hizmetlerine ve korunmaya ihtiyacı var. Her şeyden önce, hayatta haysiyetli yaşamaya, işe ihtiyaçları var. Seçenekler olmadan bırakılırsa, insanlar başka yerlerde alternatifler arayacaktır. Suriye'de milyonlarca erkek, kadın ve çocuğun desteğimize ihtiyacı var. Siyasete değil insanlara odaklanalım. Desteğinize ihtiyacımız var, fonlara ihtiyacımız var erişime ihtiyacımız var” dedi.
BM Sözcü Yardımcısı Farhan Hak, New York'taki BM Genel Merkezi'nde günlük medya brifinginde, "İnsani yardım meslektaşlarımız, Suriye için ana İnsani Müdahale Planı'nın yalnızca yüzde 5,7'si finanse edildiğinden, acil durum stoklarını yenilemek için kaynak eksikliği konusunda uyarıda bulundu. Yardım ortakları, acil durum müdahale stoklarının tükendiğini ve acil fon sağlanmadığı takdirde operasyonların risk taşıdığını söylüyorlar. Depremden önce zaten çökmüş olan Suriye sağlık sistemi riskli bir durumda. İhtiyaç sahibi insanlar, hayat kurtarıcı tıbbi hizmetlerden mahrum bir durumda” dedi.