İktidardaki Birlik Partileri’nden en az 15 milletvekili genişletme paketine karşı oy kullanırken, muhalefetteki Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, fona onay vererek kararın meclisten geçmesini sağladılar. Federal Meclis bu çoğunlukla Başbakan Angela Merkel’e, Brüksel’deki AB Zirvesi için açık bir yetki verirken, Berlin’deki gözlemciler Merkel’in muhalefetin desteğini arkasına alarak ülke içinde artan eleştirilere karşı pozisyonunu güçlendirdiği yorumunu yapıyor.
Bu arada Merkel oylama öncesinde yaptığı konuşmada Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı sonrasındaki en kritik dönemini yaşadığını belirtti. Euro’yu Avrupa’nın temel taşı ve politik birliğin sembolü olarak tanımlayan Merkel, Avrupa Birliği’nin dünya politikasında önemli bir rol oynamak istiyorsa, Euro’yu güçlendirmekten ve krizi en kısa sürede çözmekten başka seçeneğini olmadığını savundu. AB fonlarından yararlanmanın şartlarının değiştirilmesinden yana olduğunu savunan ve bu pozisyonu Brüksel’de savunacağını duyuran Merkel, bütçe disiplinine uymayan ülkelerin AB’nin yapısal ve uyum fonlarından yararlandırılmamasın zorlaştırılmasına alternatif görmediğini söyledi. Merkel Federal Meclis’in desteği aldı, ancak yapılan araştırma ve soruşturmalar Almanya’da kamuoyunun yüzde 70’lere varan bir oranla büyük çoğunluğunun İstikrar Fonu’nun büyütülmesine ve Yunanistan’a yardıma karşı olduğunu ortaya koydu.
Sokaktaki vatandaş da fon ve yardım için öngörülen paranın vergi mükelleflerinin cebinden çıkmasından şikayetçi.
Bu arada Alman Başbakanı Merkel, Brüksel’e hareket etmeden önce Euro Bölgesi’nin borç krizinin küresel ekonomi için tehdit oluşturduğuna dikkat çekti ve Fransa’nın Cannes kentinde gelecek hafta 3-4 Kasım’da yapılacak G-20 zirvesinde konunun bu boyutunun masaya yatırılması gerektiğini söyledi. Merkel’in bu sözleri Brüksel’deki zirvenin de sonuçsuz kalabileceği yönünde yorumlandı.
Euro Bölgesi borç krizinde gözler bu akşam Brüksel'de Avrupa Birliği liderlerinin bir araya geleceği ve Euro Mali İstikrar Fonu EFSF'nin güçlendirmesi ve Yunanistan’ın borcuyla ilgili nihai kararların alınacağı zirveye çevrildi. Zirve öncesinde Euro Bölgesi’nin motoru olarak bilinen Almanya’da Euro Mali İstikrar Fonu’nun genişletilmesine Alman Meclisi'nde yapılan oylamayla bir kez daha yeşil ışık yakıldı.
İktidardaki Birlik Partileri’nden en az 15 milletvekili genişletme paketine karşı oy kullanırken, muhalefetteki Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, fona onay vererek kararın meclisten geçmesini sağladılar. Federal Meclis bu çoğunlukla Başbakan Angela Merkel’e, Brüksel’deki AB Zirvesi için açık bir yetki verirken, Berlin’deki gözlemciler Merkel’in muhalefetin desteğini arkasına alarak ülke içinde artan eleştirilere karşı pozisyonunu güçlendirdiği yorumunu yapıyor.
Bu arada Merkel oylama öncesinde yaptığı konuşmada Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı sonrasındaki en kritik dönemini yaşadığını belirtti. Euro’yu Avrupa’nın temel taşı ve politik birliğin sembolü olarak tanımlayan Merkel, Avrupa Birliği’nin dünya politikasında önemli bir rol oynamak istiyorsa, Euro’yu güçlendirmekten ve krizi en kısa sürede çözmekten başka seçeneğini olmadığını savundu. AB fonlarından yararlanmanın şartlarının değiştirilmesinden yana olduğunu savunan ve bu pozisyonu Brüksel’de savunacağını duyuran Merkel, bütçe disiplinine uymayan ülkelerin AB’nin yapısal ve uyum fonlarından yararlandırılmamasın zorlaştırılmasına alternatif görmediğini söyledi. Merkel Federal Meclis’in desteği aldı, ancak yapılan araştırma ve soruşturmalar Almanya’da kamuoyunun yüzde 70’lere varan bir oranla büyük çoğunluğunun İstikrar Fonu’nun büyütülmesine ve Yunanistan’a yardıma karşı olduğunu ortaya koydu
Sokaktaki vatandaş da fon ve yardım için öngörülen paranın vergi mükelleflerinin cebinden çıkmasından şikaye
Euro Bölgesi borç krizinde gözler bu akşam Brüksel'de Avrupa Birliği liderlerinin bir araya geleceği ve Euro Mali İstikrar Fonu EFSF'nin güçlendirmesi ve Yunanistan’ın borcuyla ilgili nihai kararların alınacağı zirveye çevrildi. Zirve öncesinde Euro Bölgesi’nin motoru olarak bilinen Almanya’da Euro Mali İstikrar Fonu’nun genişletilmesine Alman Meclisi'nde yapılan oylamayla bir kez daha yeşil ışık yakıldı.
İktidardaki Birlik Partileri’nden en az 15 milletvekili genişletme paketine karşı oy kullanırken, muhalefetteki Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, fona onay vererek kararın meclisten geçmesini sağladılar. Federal Meclis bu çoğunlukla Başbakan Angela Merkel’e, Brüksel’deki AB Zirvesi için açık bir yetki verirken, Berlin’deki gözlemciler Merkel’in muhalefetin desteğini arkasına alarak ülke içinde artan eleştirilere karşı pozisyonunu güçlendirdiği yorumunu yapıyor.
Bu arada Merkel oylama öncesinde yaptığı konuşmada Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı sonrasındaki en kritik dönemini yaşadığını belirtti. Euro’yu Avrupa’nın temel taşı ve politik birliğin sembolü olarak tanımlayan Merkel, Avrupa Birliği’nin dünya politikasında önemli bir rol oynamak istiyorsa, Euro’yu güçlendirmekten ve krizi en kısa sürede çözmekten başka seçeneğini olmadığını savundu. AB fonlarından yararlanmanın şartlarının değiştirilmesinden yana olduğunu savunan ve bu pozisyonu Brüksel’de savunacağını duyuran Merkel, bütçe disiplinine uymayan ülkelerin AB’nin yapısal ve uyum fonlarından yararlandırılmamasın zorlaştırılmasına alternatif görmediğini söyledi. Merkel Federal Meclis’in desteği aldı, ancak yapılan araştırma ve soruşturmalar Almanya’da kamuoyunun yüzde 70’lere varan bir oranla büyük çoğunluğunun İstikrar Fonu’nun büyütülmesine ve Yunanistan’a yardıma karşı olduğunu ortaya koydu
Sokaktaki vatandaş da fon ve yardım için öngörülen paranın vergi mükelleflerinin cebinden çıkmasından şikayetçi.
Bu arada Alman Başbakanı Merkel, Brüksel’e hareket etmeden önce Euro Bölgesi’nin borç krizinin küresel ekonomi için tehdit oluşturduğuna dikkat çekti ve Fransa’nın Cannes kentinde gelecek hafta 3-4 Kasım’da yapılacak G-20 zirvesinde konunun bu boyutunun masaya yatırılması gerektiğini söyledi. Merkel’in bu sözleri Brüksel’deki zirvenin de sonuçsuz kalabileceği yönünde yorumlandı.
tçi.
Bu arada Alman Başbakanı Merkel, Brüksel’e hareket etmeden önce Euro Bölgesi’nin borç krizinin küresel ekonomi için tehdit oluşturduğuna dikkat çekti ve Fransa’nın Cannes kentinde gelecek hafta 3-4 Kasım’da yapılacak G-20 zirvesinde konunun bu boyutunun masaya yatırılması gerektiğini söyledi. Merkel’in bu sözleri Brüksel’deki zirvenin de sonuçsuz kalabileceği yönünde yorumlandı.