Washington Enstitüsü uzmanı Andrew Tabler, NATO’nın Türkiye’ye sözlü destek vermekle yetinmesinin Suriye’ye müdahale etmek istemediğinin bir göstergesi olduğunu; ancak bu tür olayların tekrarlanması durumunda daha aktif bir rol üstlenebileceğini söyledi. Tabler Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı.
Suriye’nin Türkiye’ye ait bir F-4 savaş uçağını vurmasının ardından, Ankara NATO’ya acil toplantı çağrısında bulundu.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen toplantıdan sonra Suriye’yi kınadı: “Bu kabul edilemez hareketi en güçlü şekilde kınıyoruz. Bunu, Suriyeli yetkililerin uluslararası kuralları, barış, güvenlik ve insan hayatını hiçe saymasının yeni bir örneği olarak görüyoruz.”
Devriye gemileri Cuma gününden buyana Doğu Akdeniz’i tarıyor, ancak kayıp iki pilotun hala bulunamadı.
Batılı askeri uzmanlar, NATO’dan Suriye’ye askeri müdahale beklemiyor. İttifak geçen yıl Libya’daki çatışmalara müdahale etmiş, Libya hava sahasında uçuşa yasak bölge ilan etmişti.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü uzmanı Andrew Tabler, “Bence Libya müdahalesinin yorgunluğu var. Üstelik askeri bir harekatın bedeli olacak. Suriye’deki durum Libya’dan daha karmaşık. Buna ek olarak daha geniş bölgesel ittifaklar var. İranlılar, Ruslar Esad rejimini destekliyor. Durum zaten karışık ve müdahale durumu daha da karmaşık hale getirebilir,” şeklinde konuşuyor.
Tabler, Türk savaş uçağının düşürülmesinin önemli bir aşama olduğunu söylese de, NATO’nun Türkiye’ye verdiği desteği yetersiz buluyor: “Suriye’deki çatışmalar yeni bir kırmızı çizgiye ulaştı. NATO’ya ait bir uçağı düşürdüler. NATO’nun kınaması ve Türkiye’nin arkasında olduğunu bildirmesi sözlü bir destek. Bunun dışında başka bir şey yapılmadı. Bu da NATO’nun Suriye’de gerçekten bir askeri müdahalede bulunmak istemediğini gösteriyor.”
Çatışmalardan kaçan onbinlerce Suriyeli, sınırı geçerek Türkiye’ye sığınıyor. Bunlar arasında Suriye ordusundan kaçan askerler de var.
Türkiye, uçağın düşürülmesinden sonra Suriye’nin sınır ihlallerine karşılık verileceği uyarısında bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "“Türk Silahlı Kuvvetlerinin angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilecek. Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecektir,” dedi.
Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü’nden Andrew Tabler’a göre geçmişte de Türkiye ve Suriye arasında sınırda karşılıklı ateş açıldı. Ama bu olayların tekrarı NATO’nun gerçekten müdahalesiyle sonuçlanabilir:“Uçağın düşürülmesi Suriye ve Türkiye arasında yaşanan son olay. Geçmişte sınırda, Türkiye ve Suriye arasında çok sayıda karşılıklı ateş açıldı. Türkiye bu olayları fazla ciddiye almadı. Bu tarz olaylar tekrar ederse, hatta bir uçak daha düşerse, bu durumda NATO daha aktif rol alabilir. Bu tabi şiddetin boyutuna, Türkiye’nin de Suriye’ye operasyon düzenlemede ne kadar yardımcı olmak isteyebileceğine bağlı.”
Suriye tankları, direnişçilerin mevzilerini bombalamaya devam ediyor. Tüm ülkede şiddet tırmanıyor.
Suriyeli yorumcu Afif Delle, Şam hükümetini hedef alacak bir uluslararası askeri müdahale beklemediğini söylüyor: “Bence uluslararası toplum krizi siyasi yoldan çözmeye çalışıyor. Savaş olmayacak, bu olasılığı abartmamamız lazım.”
Ancak şiddet olayları artıyor. Batılı uzmanlar, Batı’nın eninde sonunda harekete geçeceği bir sınır olduğuna dikkati çekiyor.
Andrew Tabler’ın yorumu şöyle: “Yetki boşluğunun ortasında çok sayıda kargaşa, ölüm ve tahribat olacak. Bu durumda katliamlar artabilir, işte bu aşamada işlenen zulmün türüne göre bir tür müdahale mümkün olabilir.”
Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlem adlı örgüte göre Suriye’deki şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı 15 bini aşmış durumda.
Suriye’nin Türkiye’ye ait bir F-4 savaş uçağını vurmasının ardından, Ankara NATO’ya acil toplantı çağrısında bulundu.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen toplantıdan sonra Suriye’yi kınadı: “Bu kabul edilemez hareketi en güçlü şekilde kınıyoruz. Bunu, Suriyeli yetkililerin uluslararası kuralları, barış, güvenlik ve insan hayatını hiçe saymasının yeni bir örneği olarak görüyoruz.”
Devriye gemileri Cuma gününden buyana Doğu Akdeniz’i tarıyor, ancak kayıp iki pilotun hala bulunamadı.
Batılı askeri uzmanlar, NATO’dan Suriye’ye askeri müdahale beklemiyor. İttifak geçen yıl Libya’daki çatışmalara müdahale etmiş, Libya hava sahasında uçuşa yasak bölge ilan etmişti.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü uzmanı Andrew Tabler, “Bence Libya müdahalesinin yorgunluğu var. Üstelik askeri bir harekatın bedeli olacak. Suriye’deki durum Libya’dan daha karmaşık. Buna ek olarak daha geniş bölgesel ittifaklar var. İranlılar, Ruslar Esad rejimini destekliyor. Durum zaten karışık ve müdahale durumu daha da karmaşık hale getirebilir,” şeklinde konuşuyor.
Tabler, Türk savaş uçağının düşürülmesinin önemli bir aşama olduğunu söylese de, NATO’nun Türkiye’ye verdiği desteği yetersiz buluyor: “Suriye’deki çatışmalar yeni bir kırmızı çizgiye ulaştı. NATO’ya ait bir uçağı düşürdüler. NATO’nun kınaması ve Türkiye’nin arkasında olduğunu bildirmesi sözlü bir destek. Bunun dışında başka bir şey yapılmadı. Bu da NATO’nun Suriye’de gerçekten bir askeri müdahalede bulunmak istemediğini gösteriyor.”
Çatışmalardan kaçan onbinlerce Suriyeli, sınırı geçerek Türkiye’ye sığınıyor. Bunlar arasında Suriye ordusundan kaçan askerler de var.
Türkiye, uçağın düşürülmesinden sonra Suriye’nin sınır ihlallerine karşılık verileceği uyarısında bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "“Türk Silahlı Kuvvetlerinin angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilecek. Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecektir,” dedi.
Washington Yakındoğu Politikaları Enstitüsü’nden Andrew Tabler’a göre geçmişte de Türkiye ve Suriye arasında sınırda karşılıklı ateş açıldı. Ama bu olayların tekrarı NATO’nun gerçekten müdahalesiyle sonuçlanabilir:“Uçağın düşürülmesi Suriye ve Türkiye arasında yaşanan son olay. Geçmişte sınırda, Türkiye ve Suriye arasında çok sayıda karşılıklı ateş açıldı. Türkiye bu olayları fazla ciddiye almadı. Bu tarz olaylar tekrar ederse, hatta bir uçak daha düşerse, bu durumda NATO daha aktif rol alabilir. Bu tabi şiddetin boyutuna, Türkiye’nin de Suriye’ye operasyon düzenlemede ne kadar yardımcı olmak isteyebileceğine bağlı.”
Suriye tankları, direnişçilerin mevzilerini bombalamaya devam ediyor. Tüm ülkede şiddet tırmanıyor.
Suriyeli yorumcu Afif Delle, Şam hükümetini hedef alacak bir uluslararası askeri müdahale beklemediğini söylüyor: “Bence uluslararası toplum krizi siyasi yoldan çözmeye çalışıyor. Savaş olmayacak, bu olasılığı abartmamamız lazım.”
Ancak şiddet olayları artıyor. Batılı uzmanlar, Batı’nın eninde sonunda harekete geçeceği bir sınır olduğuna dikkati çekiyor.
Andrew Tabler’ın yorumu şöyle: “Yetki boşluğunun ortasında çok sayıda kargaşa, ölüm ve tahribat olacak. Bu durumda katliamlar artabilir, işte bu aşamada işlenen zulmün türüne göre bir tür müdahale mümkün olabilir.”
Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlem adlı örgüte göre Suriye’deki şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı 15 bini aşmış durumda.