ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, IŞİD’e karşı yürütülen savaşta Türkiye’nin geçmişe göre daha fazla katkı sağladığını söyledi. Oturum, Carter ile Cumhuriyetçi Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham arasında, ABD’nin PYD ve silahlı kolu YPG’ye desteği konusunda ilginç bir diyaloga da sahne oldu.
Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nde düzenlenen Amerika’nın IŞİD/Ortadoğu Stratejisi konulu oturumda Savunma Bakanı Ashton Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford senatörlerin sorularını yanıtladı.
Demokrat Partili Rhode Island Senatörü Jack Reed’in IŞİD’e karşı savaşta Türkiye’den beklentilerine yönelik bir soru yöneltmesi üzerine Carter, coğrafi konum itibarıyla Türkiye’nin Suriye’deki durum üzerinde etkide bulunabilecek en önemli NATO üyesi olduğunu belirtti.
Your browser doesn’t support HTML5
IŞİD’e karşı savaşta Türkiye’nin daha fazlasını yapması gerektiği yönünde daha önce eleştiri ve talep ağırlıklı açıklamalarıyla bilinen Carter’ın bu kez Türkiye hakkında daha olumlu ifadeler kullandığı görüldü.
‘Türkler’in yardımlarından çok memnunum’
Carter, “(Türkler) Daha fazlasını yapıyorlar ve şu anda yapmakta olduklarından minnettarım. Sınırda daha fazla çaba ortaya koyuyorlar. Bazı yollarla bizim faaliyetlerimize yardımcı oluyorlar. Bundan çok memnunum. Türklerin daha fazlasını da yapmasını arzu ederim. Onlardan her zaman daha fazlasını yapmalarını istedim. Türkler’le birlikte çalışıyoruz. Türkler önemli müttefik ve daha fazla katkı yapabilirler” diye konuştu.
Carter ayrıca, Türkiye’nin İncirlik Üssü’nü koalisyon güçlerine açtığını hatırlattı ve bunun da IŞİD’e karşı faaliyetlerinde kendileri açısından önemli bir katkı sunduğunu, bundan da büyük memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Oturumda, yabancı savaşçıların sınırdan geçişi ve IŞİD’e katılım düzeyinde görülen düşüş de gündeme gelirken, Türkiye’nin attığı adımlar övüldü.
Bir senatör, IŞİD’e katılan yabancı savaşçı sayısının bir yıl öncesine göre ayda 2 bin civarından ayda 200 civarına düştüğü yönündeki haberlere atıf yaparken, Genelkurmay Başkanı Dunford bu konuda geçmişe göre çok daha etkili bir istihbarat akışına sahip olduklarını anlattı.
Dunford, “Türkler bu alanda çok yardımcı oldu. Sınır boyunca aldıkları tedbirler Türkiye-Suriye sınırından geçiş yapan yabancı savaşçı sayısının azalmasını sağladı” dedi.
Senatörden yönetime PYD eleştirisi
Oturumda Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham, Amerikan yönetimin PYD ve silahlı YPG’ye desteğini sert eleştirdi ve Carter ile Graham arasında ilginç bir diyalog yaşandı.
Graham, PYD ve YPG’yi duyup duymadığı ve bunların kim olduklarına dair basit sorular içeren bir soru-cevap kısmından sonra, Carter’a PYD’nin PKK ile bağlantılı olduğu yönündeki haberleri hatırlatarak, “Bu doğru mu?” şeklinde bir soru yöneltti. Carter, yanıt verirken cümlesine “evet” diyerek başladı ama “evet”i hangi bağlamda söylediği net olarak anlaşılamadı çünkü Carter cümlesinin gerisini getiremeden Graham sözünü kesti.
Graham, bu sefer, “PKK Türk hükümetinin gözünde bir terör örgütü mü?” diye sordu, Carter da, “PKK sadece Türk hükümetinin değil Amerikan hükümetinin de gözünde terör örgütü” ifadesini kulandı.
Senatör Graham’ın daha sonra “Türklerin, bizim YPG’yi silahlandırmamızdan rahatsızlık duyması sizi şaşırtıyor mu?” sorusunu da Carter, “Hayır. Türkler’le çok geniş istişarelerimiz oldu” diye yanıtladı. Graham, “(ABD’nin YPG’yi desteklemesine) Buna razılar mı?” sorusu üzerine de Carter, “Hayır değiller” yanıtını verdi. Bu diyalogun ardından da Senatör Graham, “Türkiye’den yeni geldim. Bunu kabul etmiyorlar. Bunun dünyadaki en saçma fikir olduğunu düşünüyorlar ve ben de onlara katılıyorum. Eğer Türkiye’nin neden biraz rahatsız olduğunu merak ediyorsanız, Suriye içerisinde Türk hükümetiyle savaşan bir terör örgütüyle bağlantılı kişileri silahlandırıyoruz. Türkiye daha fazlasını yapabilir ama bence tüm bu konsept açıkçası absürd” diye konuştu.
Bu arada, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’ye de günlük brifinginde Graham ile Carter arasındaki bu diyalog soruldu. Kirby, “PKK ve YPG konusundaki pozisyonumuz değişmedi. YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz, PKK’yı (terör örgütü olarak) görüyoruz” dedi.
Yönetimin stratejisini savundu
Carter ayrıca bir soru üzerine, Kürtlerin Suriye’de Rakka’yı IŞİD’in elinden geri almak ve yönetmek için “doğru kişiler” olmadığını da söylerken, “Rakka’yı alıp yönetmede uygun kişiler olabilecek Suriyeli Arap güçleri tespit edip onlara imkan sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
Savunma Bakanı Carter, özellikle Cumhuriyetçiler’in eleştirilerine karşın oturumda Amerika’nın IŞİD’e karşı stratejisini savunarak, hem Irak hem Suriye’de Amerikan destekli yerel güçlerin IŞİD’in elindeki bölgeleri geri almada önemli ilerlemeler sağladığını belirtti.
Carter, IŞİD’e karşı yabancı ülkelerin katkısıyla sahada büyük çaplı bir kara gücünün konuşlandırılmasını da onaylamadıklarını tekrarlarken, böyle bir adımın IŞİD’ ve radikal örgütlerin işine yarayacağını ve onlara propaganda malzemesi sağlayacağını savundu.
Cumhuriyetçi Arizona Senatörü John McCain, Obama yönetiminin Irak ve Suriye’deki yaklaşımını “tepkisel, yavaş ve yetersiz” olmakla eleştirdi. McCain, IŞİD’e karşı askeri operasyonların Washington’dan çok müdahaleci bir tarzla yönetildiğini, sadece taktiksel başarılar üzerinde durulduğunu ama esas stratejik tablonun gözden kaçırıldığı görüşünü de dile getirdi.
Ayrıca Carter ve Dunford, IŞİD’e karşı siber savaşa da devam ettiklerini ve örgütün finansal desteği ve eleman toplama yeteneğine sekte vurmayı amaçladığını kaydetti.
Amerika Savunma Bakanı Carter, Başkan Barack Obama’nın Suriye’ye gönderme kararı aldığı 250 kişilik ilave özel birliğin de bu ülkedeki IŞİD karşıtı güçlerin tespiti, eğitimi ve donanımı yolunda verilen çabaların genişletilmesine katkı sağlayacağını da söyledi.