CHP’li Adaylardan 'Kara Propaganda' Suç Duyurusu

Haftasonu yapılacak yerel seçimlerde sonucu en çok merak edilen kentlerin başında İstanbul geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye siyasetine armağan eden İstanbul, AKP geleneğinin kalesi.

1994 seçimlerinde Erdoğan’lı Refah Partisi, 1999 Seçimlerinde Ali Müfit Gürtuna ile Fazilet Partisi, son üç seçimde de eski Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye’nin en büyük şehrinde ipi göğüsledi. Yüzde 51 oy aldığı 24 Haziran Seçimleri’nde olduğu gibi bu seçimde de MHP ile ittifak yapan AKP, etkisini yeni yılla birlikte iyice arttıran ekonomik krize karşın dördüncü kez üst üste İstanbul’da seçimi alabilecek mi?

AKP’nin adayı olan eski Başbakan ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım, verdiği röportajlarda iktidar sözcülerinin aksine daha serinkanlı mesajlar vermeyi tercih ediyor.

Binali Yıldırım: “Hizmette siyaset olmaz”

Bugün Hürriyet gazetesinde yer alan röportajında belediye başkanlarının siyaset konuşmasına taraftar olmadığını söyleyen Binali Yıldırım, Kürtlerin oyu üzerinden hesaplar yapılmasını da yanlış buluyor.

Yıldırım, “Belediye başkanlarının birinci işi yönettikleri şehrin, oradaki insanların günlük hayatı dahil sabah erkenden akşam yatıncaya kadar her konusu ile ilgilenmek olmalı. Yerel siyasetin önemi zaten buradan gelir. Boşuna ‘şehri emini’ dememişler. Vatandaşa dokunmayan, vatandaşın hayatını kolaylaştırmayan, yaşam kalitesini yükseltmeyen bir şey yoksa siyasetin bence hiçbir anlamı yok. Yani hizmette siyaset olmaz. Bazıları almışlar eline kâğıt-kalem, Kürtlerin oyu şurada, Kürtlerin oyu burada diyor. Kürtlere soran yok sen ne istiyorsun, ne düşünüyorsun diye. Böyle bir saygısızlık olabilir mi?” dedi.

Binali Yıldırım’ın sağduyulu mesajlarına rağmen hem iktidara yakın medya organlarında hem de sokakta dağıtılan ama anonim imzalı bildirilerde CHP’nin Kadıköy, Adalar ve Beyoğlu adayları hedef alınıyor. CHP’nin Kadıköy adayı olduğu kesinleştikten sonra 2013 ve 2015 yıllarındaki twitter paylaşımları nedeniyle “HDP’nin adayı” kampanyası yürütülen Şerdil Dara Odabaşı hakkında Pazar günü Kadıköy’ün birçok mahallesinde “bölücüye oy yok” yazılı bildiriler dağıtıldı.

Odabaşı: “Tek merkezden farklı taşeronlar eliyle algı operasyonu yapılıyor”

Babası 1973 yılında CHP’den 1989 yılında da SHP’den belediye başkanı seçilen bir avukat olan Odabaşı, Amerika’nın Sesi’ne verdiği röportajda CHP geleneğinden gelen Kürt bir sosyal demokrat olduğunu söylerken aleyhindeki kampanyanın aslında CHP’nin Büyükşehir adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldığını söylüyor:

“Bana iftira atılıyor, bu nedenle suç duyurusunda bulundum. Seçime birkaç gün kalmışken yapmak istedikleri kafaları bulandırmak bizi bunlarla meşgul etmek. Dün dağıtılan bildiriler Kadıköy’de seçimin sonucuna etki etmez. Ama yapılmak istenen benim üzerimden CHP’ye vurmak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na gidecek seçmeni etkilemek. Kendilerince bize meyleden milliyetçi seçmeni etkilemek istiyor, onların kafalarını karıştırmak istiyorlar. Belki de seçmenin sandığa gitmesini engellemek istiyorlar. Sokakta hiçbir tepki yok. Yalnız bana değil İzmir’de Tunç Soyer’e, Antalya’da Muhtittin Böcek’e, Beyoğlu’nda Alper Taş’a, Adalar’da Erdem Gül’e de yapılması bunun tek merkezden farklı taşeronlar kullanılarak algı operasyonu yapıldığını gösteriyor.”

Erdem Gül: “Kutsal değerler üzerinden polemik çıkarmak doğru değil”

Cumhuriyet gazetesinin Eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül de 31 Mart Seçimleri’nde İstanbul’un Adalar ilçesinden CHP adayı. Sürekli HDP’nin adayı olmakla suçlanan Gül hakkında geçtiğimiz günlerde bir toplantıda İstiklal Marşı’nı okumaması sosyal medyada ve bazı yayın organlarında “skandal görüntüler” olarak haberleştirildi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Erdem Gül, “İstiklal Marşı hepimizin kutsalı. Herkesin üzerinde birleştiği kutsal değerlerimizle ilgili polemik çıkarmak doğru değil. Bana HDP adayı diyerek sürekli bekadan bahseden bu seçimi şirazesinden çıkardılar. Bu bir yerel seçim. Şehirlerin ve insanların hayatını kolaylaştıracak çalışmalar konuşulmuyor. AKP’nin Türkiye’nin geleceğine dair hiçbir sözünün kalmadığından insanları kriminalize ettiler, suçlu ilan ettiler İktidar halkı bölmek, parçalamak istiyor. Ama tabanda halk bölünmüş durumda değil kimse kimseyi de suçlu ya da terörist ilan etmiyor. Biz de hiç kimseye potansiyel suçlu gözüyle bakmıyor, İyi Parti, CHP, Saadet, HDP seçmeninden oy istediğimiz gibi AKP ve MHP seçmeninden de oy istiyoruz” dedi.

Alper Taş: “Kandil’e gittiğim ispatlansın siyaseti bırakırım, yalanla siyaset yapmasınlar”

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bir taziye evinde yaptığı konuşma PKK’nın merkezi Kandil’de yapılmış gibi gösterilen CHP ve İyi Parti’nin Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş hakkında dün de kendisini terörle iltisaklı gösteren bildiriler dağıtıldı.

2014 Seçimleri’nde AKP’nin 12,5 puan gerisinde olan CHP’nin farkı binde 8’e indirdiği için saldırıların arttığını savunan Taş da Odabaşı gibi yapılan yayınların ve dağıtılan bildirilerin yalan ve iftira olduğunu dile getiriyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan ÖDP’nin eski genel başkanı ve Millet İttifakı’nın Beyoğlu adayı, “Bu saldırıların nedeni AKP’nin geleneksel olarak güçlü olduğu mahallelerde etkili çalışma yapmamız. Halkla iç içe yürüttüğümüz çalışma sonucu AKP tabanında bir çözülme oluştu. Bunu engellemek için kara propaganda yapıyorlar. Korkutmak ve tedirgin etmek için çalışıyorlar. Açık söylüyorum Kandil’e gittiğim ispatlansın bırakın adaylıktan çekilmeyi siyaseti bırakırım. Yalanla siyaset yapılmaz. Ben ÖDP Genel Başkanı olarak yıllardır ortadayım. Kürt sorunun Misak-ı Milli sınırları içinde demokratik bir çerçevede eşit yurttaşlık temelinde çözülmesini hep savundum. Fikirlerimi unutarak da aday olmuş değilim. Ama yalanlara sessiz kalmak da mümkün değil. Hakkımda yapılan yalan haberlerle ilgili A Haber ve Ülke TV hakkında suç duyurusunda bulundum” dedi.