Corona Virüsü Tehdidi Gölgesinde ABD Siyaseti

VOA'nın saygın iç politika muhabiri Jim Malone, 37 yıllık kariyerine nokta koydu. Bu süre içinde ABD siyasetini hiç bu kadar partizan çizgilerde görmediğini belirten Malone, emekli olmadan önceki son yazısında 40 yıla yakın gazetecilik mesleğinde ABD siyasetinin geldiği bölünmüşlüğe dikkati çekiyor

ABD ulusal siyaseti yıllardır bölünmüş durumda. Bu durum bugünlerde sağlık uzmanlarının Corona virüsü salgınından bu yana önerdiği sosyal mesafeyi korumaktan farksız.

Bu hafta – bu makalenin de yazarı olarak - VOA’de 37 yıllık meslek yaşamımı tamamladım. Bu zamanın önemli bir bölümünde Amerikan siyasetini takip ettim. 90’ların başında Kongre’yi takip ettim. Ama çeyrek yüzyıldır seçimler ve ulusal siyaseti uluslararası bir izleyici/dinleyici kitlesi adına izledim.

Benim bakış açıma göre son 30 yıl gösterdi ki Amerika ülke olarak bölünmüş durumda.

Şimdi ise hem ülke hem dünya en büyük zorluklardan biriyle karşı karşıya; Corona virüsüne karşı mücadele ediyor. Buna benzer en yakın durum 11 Eylül 2001’de terör saldırıları karşısında Amerika’nın birlik olmasıydı.

Ancak ulusal birlik fazla uzun sürmedi. Irak Savaşı birkaç yıl sonra ülkeyi yine böldü ve siyasi farklılıklar Barack Obama ve daha sonra Donald Trump’ın seçilmesiyle daha da keskinleşti.

Jim Malone, iki yıl önce VOA Türkçe Bölümü Müdürü Hülya Polat'ın sunduğu haber programına konuk olmuştu.

Farklı algılama

Yerel seviyede Amerikalılar’ın bir araya gelerek Corona virüsü ile mücadele ettiğine yönelik çeşitli örnekler var. Ulusal seviyede ise partizanca farklılıklar hala insanları ayırıyor. Krizin ciddiyeti konusunda bile uzlaşı yok.

Pew Araştırma Merkezi’nin yaptığı ankete göre Demokratlar’ın yüzde 59’u salgını kamu sağlığına önemli bir tehdit görüyor. Cumhuriyetçiler’in ise sadece yüzde 33’ü buna katılıyor.

Başkan Trump sosyal mesafeyle ilgili federal uygulamayı ekonomik gerekçelerle yakında kaldırabileceğinin sinyalini verdi. Trump, “Amerika yakında ve yine işe dönecek, çözümün sorunun kendisinden daha kötü olmasına izin veremeyiz” dedi.

Son iki kamuoyu yoklaması en azından ülkenin yarısının Trump’ın Corona virüsü ile mücadele şeklini onaylıyor. Ve Trump’a destek oranı şu sıralar yüzde 44 oranında.

Demokratlar ise Trump’ın Corona virüsü ile mücadelesine Cumhuriyetçiler kadar inanmıyor. Son bir anket Demokratlar’ın yüzde 90’ının Trump yönetiminin virüsle mücadele stratejisini onaylamadığını ortaya koydu. Cumhuriyetçiler’in yüzde 85’i ise kendisine destek veriyor.

Geçen hafta Washington Post gazetesinde Kansas’tan bir seçmenin söylediklerine yer verildi. Habere göre Kansaslı seçmen virüsü liberal medyanın neden olduğu bir hastalık olarak niteliyor. Bu kişiye göre liberal medyanın amacı, Trump’la ekonomiyi devirmek.

Trump için sınav

Corona virüsüyle mücadele Trump’ın başkanlığının şu ana kadar karşılaştığı en büyük zorluk. Birçoğu yavaş tepki vermesi ya da virüsle ilk başlarda mücadeleye yeterince önem vermemesi gerekçesiyle yönetimi eleştirdi.

Son günlerde ise Trump salgınla ilgili daha ciddi bir söylem kullanıyor. Anketler de destek oranında az da olsa artış olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte Trump’ın virüsle mücadelesiyle ilgili olarak bir karara varmak için erken.

Trump şimdilerde virüsle ilgili Beyaz Saray’da her gün basın toplantısı düzenliyor. Donald Trump kendisini “savaş zamanı başkanı” olarak niteliyor ve her gün düzenlediği basın toplantısı birçok konunun gündeme gelmesiyle de siyasi miting havası andırıyor.

Ekonomik durgunluk tehlikesi

Ekonomistler ekonomide durgunluktan bahsederken Trump, tarihi unutmamalı. Ekonomik sıkıntılar yeniden seçilmek isteyen bir başkanın arzu edeceği bir durum değil. Herbert Hoover 1932, Jimmy Carter 1980, George H.W. Bush da 1992’de ikinci kez girdikleri başkanlık seçimlerini kaybetmişlerdi.

Trump, Corona virüsünün yayılmasıyla mücadele şekline ve ekonomik koşullarda da partiler üstü çözümler bulma konusundaki adımlarına güvenmek isteyecektir. Fakat siyasi riskler bir başkan için popüler olmadığı zamanlarda daha belirgin hale geliyor.

Siyasi uzman Alan Abramowitz yayınladığı bir makalede eğer Trump’ın Kasım ayındaki seçimlere düşük destek oranları ve ekonomide sert bir zayıflamayla yakalanması durumunda büyük bir yenilgi alabileceğini kaydediyor.

2020 Seçimi

Corona virüsü, Joe Biden’ın Bernie Sanders karşısında delege yarışını önde götürdüğü Demokrat Parti’de başkan adaylığı yarışına da ara verdirmiş durumda.

Sanders yarıştan çekilip çekilmemeyi değerlendiriyor. Bazı ön seçimlerse ertelendi. Parti kurultaylarının planlandığı gibi Temmuz ve Ağustos ayında yapılıp yapılmayacağı da merak konusu.

Biden, salgınla ilgili mesajlarını arttırmaya karar verdi. Belki de Trump’ın ekranları kapladığının farkına vardı. Yayınladığı dijital mesajında Biden, Trump’ın krizde çözümün gerisinde kaldığını belirtti. Eski Başkan Yardımcısı, “İnsanlarımızı korumaya başla,” ifadesini kullandı.

Biden ve Demokratlar Trump’ı eleştirirken kamuoyu çıkarlarını ön planda tutacak şekilde bir yol belirlemeye dikkat etmeli.

Bölünmüş Kongre

1990’ların başında Demokratlar’ın 40 yıl sonra Temsilciler Meclisi’ni kaybettiğine tanık oldum. Sonra Çay Partisi’nin yükselişine.

Çay Partisi hareketinin dikkat çeken sloganlarından biri “uzlaşmaya hayır” olmuştu. Onlara göre partilerüstü uzlaşma, partilerin seçmenlerine ihaneti anlamına geliyordu.

Şimdilerde ABD bir halk sağlığı kriziyle karşı karşıya. Eğer tarih kılavuzluk ederse, Amerikan kamuoyu bu gibi durumlarda birlik olabildiğini göstermeyi başardı.

Partizanlık nedeniyle zor günler geçiren demokrasiyle önümüzdeki aylar oldukça zor olabilir. Siyasetçilerin kavga yerine halka, halkın sağlığına ve ülkeye öncelik verip vermeyeceğini zaman gösterecek.