CPJ'den Türkiye'ye Basın Özgürlüğü Eleştirisi

CPJ

Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi, Başbakan Erdoğan'a yazdığı açık mektupta, Türk hükümetini bağımsız medyayı kısıtlayıcı adımlar atmakla suçluyor ve geri adım atma çağrısında bulunuyor
Özellikle yolsuzluk iddiaları ve gizli görüşmelerin sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna sızdırılmasının ardından hükümetin bu iddiaları duyuran medya organları ya da gazetecileri hedef aldığını bildiren CPJ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı açık mektupta bu konudaki kaygılara yer veriyor.

“Yakın geçmişe kadar Türkiye, özgürlük, demokrasi ve hoşgörü arayışındaki bölge için bir model olarak anılıyordu” denilen mektupta Türkiye’nin artık gerçek demokrasiyi tanımlayan ilke ve uygulamalardan uzaklaşmasından dolayı eleştiri aldığına dikkat çekildi.

Türk basının zaten ağır baskı altında olduğunu belirten CPJ, Türkiye’de internetin bilgi paylaşımı amacıyla hayati bir araç haline geldiğini savundu. Son dönemde hükümet yetkililerinin gizli konuşmalarının internette yayınlandığını hatırlatan örgüt, yolsuzluk iddiaları ve gizli verilerin sızdırılmasının her devletin sorunu olduğunu belirtti, bu bilgileri yayınlayan medya organları ve haberleri izleyen gazetecilerin cezalandırılmasının ne demokrasiye, ne de ulusal güvenliğe hizmet ettiğini savundu. CPJ buna örnek olarak Twitter ve YouTube’un erişime yasaklanması, yeni internet yasasının çıkarılması ve hükümetin Facebook’u kapatma tehdidinde bulunmasını gösterdi.

Gazetecilerin hapsedilmesini, protesto eylemlerini izleyen gazetecilere kaba kuvvetle müdahale edilmesini ve muhalif görüşlü gazetecilerin işlerinden çıkarılmasını “Türk demokrasinin gerilemesi ve reform sürecinden keskin dönüş” diye niteleyen CPJ, Başbakan Erdoğan’ın attığı adımların Türkiye’nin otoriter bir çizgide ilerlediği yönündeki uluslararası görüşleri haklı çıkardığını, Türkiye’nin prestijini, siyasi hedeflerini, ekonomik çıkarları ve uluslararası ortaklıklarını tehlikeye attığını savundu.

Türk hükümetinin attığı adımların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını çiğnediğini kaydeden Gazetecileri Koruma Komitesi, Türk yetkililerle yaptıkları çok sayıda görüşmede, uluslararası basın özgürlüğü standartlarına uyulacağı yönünde sözler verilmesine rağmen basına yönelik ihlallerin son aylarda arttığını, Türkiye’de basın-yayın ortamının gittikçe baskı altına girdiğini savundu.

CPJ Başkanı Joel Simon’un kaleme aldığı mektup, Türkiye’de geçen ay hapisteki çok sayıda gazetecinin serbest bırakılmasını ileri yönde atılmış olumlu bir adım olarak nitelemekle birlikte, yanlış yönde atılan adımları dengelemediğinin altını çiziyor.

Bir süre önce görevini tamamlayarak Washington’dan ayrılan Büyükelçi Namık Tan, Ankara’daki Amerikan büyükelçisi Francis Ricciardone, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Avrupa Birliği’nin dış politika yetkilisi Catherine Ashton, AB Başkanı Herman Van Rompuy ve birçok AB ve uluslararası örgüt yetkilisine birer kopyası gönderilen mektupta, Başbakan Erdoğan’a “serbest bilgi akışını engelleyen tüm önlem ve yasaların geri alınması çağrısı yapılıyor. Mektupta ayrıca, YouTube yasağının kaldırılması ve gelecekte sosyal medyayı hedef alan tüm girişimlerin önlenmesi; işini yaptıkları için gazeteciler hakkında hukuki işlem yapılması, gözaltı ve tacizlere son verilmesi, basını hedef alan saldırgan söylemlerin derhal durması; hükümetin basın karşıtı tutumunu reformdan geçirecek hukuki değişikliklere gitme çağrısı da yapılıyor. Hrant Dink cinayetini de hatırlatan mektupta, gazeteci katillerinin bulunması, işini yaptıkları için hapsedilen gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı da var.