Danıştay, Ayasofya’yı müzeye dönüştüren 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.
Ayasofya'nın müze statüsünün değiştirilerek ibadete açılmasına ilişkin dava dosyası Danıştay 10. Dairesi’nde 2 Temmuz’da ele alınmış, Danıştay uluslararası arenada merakla izlenen davaya ilişkin kararını 15 gün içinde açıklayacağını bildirmişti.
Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi kararının hukuk dışı olduğuna hükmetti.
Mahkeme bu kararıyla, Ayasofya'yı cami statüsünden müze statüsüne çeviren bakanlar kurulu kararını yürürlükten kaldırmış ve hükümetin Ayasofya’yı camiye dönüştürmesinin önünü açmış oldu.
Your browser doesn’t support HTML5
Erdoğan Ayasofya'yı ibadete açan kararı imzaladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek ibadete açılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararı'nı imzaladı.
Erdoğan kararı Twitter hesabından "Hayırlı olsun" mesajıyla paylaştı.
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
Temyiz yolu açık
10 Temmuz Cuma günü saat 16.00 itibariyle Ayasofya müze vasfını kaybederek yeniden cami oldu. Ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu kararda da vurgulandığı gibi açık. VOA Türkçe'nin ulaştığı hukukçular, Danıştay savcısının temyiz başvurusu yapması halinde kararın idari daireleri kurulunda görüşüleceğini ancak olası başvuru sonuçlanana kadar Ayasofya'nın cami statüsünü sürdüreceğini söylediler.
Danıştayın gerekçeli kararı
Danıştayın yayınladığı gerekçeli kararda, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'nın mülkiyetinde olduğu ve sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi.
Gerekçeli kararın metni şöyle:
"Ayasofya’nın, statüsü muhafaza edilerek hukuk düzenimizle güvence altına alınan, özel hukuk tüzel kişiliğine haiz mazbut vakıf niteliğindeki Fatih Sultan Mehmet Han vakfı’nın mülkiyetinde olduğu, Ayasofya’nın vakfedenin iradesi gereği sürekli şekilde cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu, bedelsiz olarak kamunun istifadesine terk edilmesi yönüyle hayrat taşınmaz niteliği taşıdığı, tapu belgesinde de cami vasfıyla tescilli bulunduğu, vakıf senedinin, hukuk kuralı etki, değer ve gücünde olduğu, vakfedilen taşınmazın vakıf senedindeki niteliğinin ve kullanım amacının değiştirilemeyeceği, bu hususun tüm gerçek ve tüzel kişilerle birlikte davalı idare için de bağlayıcı olduğu, devletin vakıf varlığının, vakfedenin iradesine uygun olarak kullanılmasını sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü, vakıf mal ve haklarıyla ilgili olarak vakfedenin iradesini ortadan kaldıracak şekilde müdahalede bulunmama yönünde de negatif yükümlülüğünün bulunduğu, kuşkusuzdur. Bu durumda, Türk hukuk sisteminde kadimden beri korunarak yaşatılan vakfa ait taşınmaz ve hakların vakfiyesi doğrultusunda istifadesine bırakıldığı toplum tarafından kullanılmasına engel olunamayacağı, vakıf senedinde sürekli olarak tahsis edildiği cami vasfı dışında kullanımının ve başka bir amaca özgülenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, bu hususlar dikkate alınmaksızın Ayasofya’nın cami olarak kullanımının sonlandırılarak müzeye çevrilmesi yönünde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka uygunluk görülmemiştir."
Gerekçeli kararda, "açıklanan nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurumu kararının iptaline" karar verildiği belirtildi.
Uluslarararası camiadan uyarılar gelmişti
Ayasofya'yı camiye dönüştürme yönünde atılabilecek bir adıma karşı uluslararası camiadan son günlerde çok sayıda uyarı gelmişti.
Son olarak dün, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Ayasofya Müzesi’nin statüsünde yapılacak bir değişiklik konusunda bilgilendirilmesi ve herhangi bir değişikliğin de örgütün Dünya Kültür Mirası Komisyonu tarafından incelenmesi gerektiği uyarısında bulunmuştu. UNESCO açıklamasında, ‘’Devletler yapılacak hiçbir değişikliğin kültür mirası listesindeki bir yerin evrensel değerine zarar vermemesini güvence altına almak zorunda’’ ifadesini kullanmıştı.
İlgili Haberler UNESCO’dan Türkiye'ye Ayasofya UyarısıTürk basınında yer alan haberlere göre hükümet, Ayasofya camiye dönüşse de burayı turistlerin ziyaretine açık bırakmaya devam etmeyi planlıyor. Bu da statüsünün hem ibadete hem de turistik ziyarete açık Sultan Ahmet Camisi’ne benzer bir uygulama olacağı yorumlarına neden oluyor.
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılması önerisini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gündeme getirmişti. Türkiye'de en çok ziyaret edilen turistik mekanların başında gelen Ayasofya, 6'ıncı yüzyıla ait bir yapı olarak hem Bizans İmparatorluğu hem de Osmanlı İmparatorluğu açısından öneme sahip.
Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülme kararı, 1934 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından alınmıştı.
Danıştay, 2 Temmuz 2008’de Ayasofya’yla ilgili aldığı bir kararda Atatürk’ün imzasında sahtecilik yapıldığı ve aslında imzası olmadığı iddiasında bulunulmasına karşın, Ayasofya’nın müze olmasında hukuki aykırılık olmadığına karar vermişti.
Danıştay 10. Dairesi’nin o dönem oybirliğiyle aldığı ret kararında, Türkiye’nin imzacısı olduğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Ayasofya’nın da yer aldığı anımsatılarak, “kültürel miras” niteliği vurgulanmıştı.
İnşası 537 yılında tamamlanan ve 900 yıl boyunca Hristiyanlıkta önemli bir sembol olarak görülen Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethinden sonraki 500 yıl boyunca ise İslam dünyasının en büyük camilerinden biri olarak işlev görmüştü.
Ayasofya’nın statüsüyle ilgili tartışmalar ve hukuki süreç uluslararası toplum tarafından da yakından izleniyor. Dünyadaki 300 milyon Ortodoks'un lideri Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinin Hristiyanlar'ı hayal kırıklığına uğratacağını, Doğu ve Batı arasında ''çatlak'' oluşturacağını söylemişti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da, yapının UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer aldığını vurgulayarak Türkiye’ye Ayasofya’nın müze statüsünün korunması çağrısı yapmış, Ayasofya’nın statüsünde yapılacak bir değişikliği ‘‘tarihi yapının mirasının eksiltilmesi’ olarak göreceklerini belirtmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise yaptığı yazılı açıklamada , ‘‘Ayasofya, topraklarımız üzerinde yer alan bütün kültür varlıklarımız gibi Türkiye’nin mülkiyetindedir. Tabiatıyla herkes kendi düşüncesini söylemekte serbesttir. Ancak egemen haklarımız konusunda 'uyarıyoruz, dikte ediyoruz' üslubuyla konuşmak kimsenin haddine değildir'' ifadelerini kullanmıştı.