“Güçlü Başbakan” Dönemi Bitti mi?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, aday olmayacağını belirttiği AKP 2.Olağanüstü Kongresi’nin 22 Mayıs’ta yapılacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüş ayrılığı konusunda yaptığı, “Bu dönem güçlü Cumhurbaşkanı güçlü başbakan dönemiydi. O gün Cumhurbaşkanımız emanetçi istemiyorum demişti” yorumu dikkat çekti.

Ahmet Davutoğlu’nun bu açıklamasıyla iktidar partisi genel başkanı sıfatıyla görevdeki Başbakan’ın, seçim süreci olmaksızın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla ayrılma kararı aldığı izlenimi doğuran bir tablo ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında Ankara kulislerinde aylardır görüş aylıkları olduğu bu açıklamalar öncesinde de gündemdeydi. Ancak görüş ayrılığı kaynaklı kriz, geçtiğimiz Cuma günü AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısıyla su yüzüne çıktı. AKP MKYK toplantısında, Davutoğlu’nun genel başkan sıfatıyla teşkilat atamalarıyla ilgili yetkisi, Erdoğan’ın talimatıyla elinden alındı. Kulislere, Davutoğlu’nun o gün toplantıda kendisine öncesinde bilgi verilmeden genel başkan yetkisine kısıtlama getirilmesi üzerine duyduğu rahatsızlığı Erdoğan’a ilettiği bilgisi yansıdı.

Ancak geçtiğimiz Pazar günü ,Davutoğlu’na çok ciddi suçlamalar yönelten Pelikan Dosyası adıyla AKP içerisinden kaleme alındığı iddia edilen bir bildirge gündeme geldi. Bu gelişmeler sonrası Çarşamba akşamı Erdoğan ile Davutoğlu, Saray’da 1 saat 40 dakikalık görüştü ancak uzlaşma sağlanamadı ve olağanüstü kongre kararı ortaya çıktı.

Davutoğlu, öncesinde planlandığı gözlemlenen AKP 2. Olağanüstü Kongre kararı çağrısına resmiyet kazanması açısından bugün Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısını gerçekleştirdi. , 12.14’te başlayan toplantı sadece 38 dakika sürdü ve ardından Davutoğlu’nun, AKP’de sadece Konya Milletvekili sıfatıyla çalışmaya devam edeceği kararı kesinlik kazandı.

Başbakanlık sürecini üç dönemde anlattı

Davutoğlu, yakın çalışma arkadaşlarıyla yaptığı değerlendirme sonrasında basın açıklaması için kürsüye geldi. “Aziz milletim” diyerek kamuoyuna seslendiğini vurgulayan Davutoğlu, “Kurucu liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan kutsal emaneti devraldım. Canla başla çalıştığımı düşünüyorum. Geldiğimiz bu noktada birlikte bir muhasebe ve gelecekle ilgili beklentilerimizi paylaşmak kanaatindeyim” sözleriyle konuşmasına başladı.

Göreve geldiği 28 Ağustos 2014 ile genel seçimler günü 7 Haziran 2015 arasını ilk dönemi olarak kaydeden Davutoğlu, bu dönemde AKP’den tek bir istifa dahi yaşanmadığını ve “karizmatik lider” ardından partide birliği sağladığını ifade etti. İkinci dönemini 7 Haziran 2015 ile yeniden sandığa gidildiği 1 Kasım 2015 arası olarak belirten Davutoğlu, o tarihler arasında Türkiye’ye savaş ilan edildiğini ancak hükümetsizlik ortamını engellediğini dile getirdi. 1 Kasım 2015’ten bugüne, son dönemini değerlendiren Davutoğlu, genel seçimlerden AKP’nin oy oranını arttırarak çıktığına vurguladı ve terörle mücadele, AB ilişkileri ile ekonomi gibi pek çok başlıkta başarılı icraatlar yaptığını kaydetti.

“Emanetçi” meselesi

Tüm icraatlarını yaparken Başbakan olarak taşıdığı sorumluluğun hakkını vermeyi amaçladığını söyleyen Davutoğlu, geçtiğimiz Cuma günü MKYK’da genel başkanlık yetkisine yapılan sınırlandırmaya tepkisini de ilk kez dile getirdi ve kongre kararını şöyle açıkladı:

“Bu dönem güçlü cumhurbaşkanı güçlü başbakan dönemiydi. O gün cumhurbaşkanımız emanetçi istemiyorum demişti. Ben emaneti üstlendim. Ama başbakanlık makamının da hakkını verdim. Teşkilat atamalarında hiçbir müdahalem olmamıştır. 12 yıl boyunca nasıl olduysa öyle olmuştur. Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son MKYK’daki gelişmeler ve son istişareler çerçevesinde 22 Mayıs günü tüzük gereği partimizin olağanüstü kongresine gitme kararı aldım.”

“Makamları ben talep etmedim”

Başbakanlık dönemini “başarılı” olarak özetleyen Davutoğlu, kendisine yöneltilecek soruyu da kendisi sordu ve yanıtını da şöyle açıkladı:

“Şimdi haklı olarak şöyle bir sual vardır: Bütün bu tabloya rağmen neden siz yüzde 49,5 oy almışken aday olmamayı düşünüyorsunuz? Bu haklı bir sorudur. Hatta son anketlerde yüzde 54,2'yi aşmış görünüyoruz. Bizim dönemlerimiz bir başarı dönemidir. Bir başarısızlık ya da bir pişmanlık söz konusu değildir. Neden böyle bir kararı aldım? Hayat insana çok şey öğretiyor. Benim terk etmediğim prensiplerim var. Doktora yaparken profesörlüğü hedefledim ancak zamanı gelmeden istemedim. Makamların hiçbirisini ben talep etmedim. Hiçbirisi için lobi yapmak ya da talepte bulunmak gibi bir hedefim olmadı. Mutabakatın olmadığı yerde genel başkanlığa aday olmak istemedim. En güçlü insan kendisiyle barışık olan insandır. Hayatta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım. İnandığım hiçbir yerden de geri adım atmadım. Pazarlığa dayalı bir mevki makam hesabı içinde olmadım. Yoldan önce yol arkadaşı sözü vardır. Ben yola çıktığım arkadaşlarımın benimle olmalarını isterim. Olmadıklarında da bana söylemelerini isterim.”

Tabloyu “benim tercihim değil” diye özetledi

MKYK’da yaşananlardan öte nasıl bir yöntem izlendiğine tepki duyduğunu da ortaya koyan Davutoğlu, parti yönetimi açısından kendisine yönelik izlenen yöntemi “yol arkadaşlığı” hukukuna uygun görmediğini anlattı. Davutoğlu, “Yöntemi refik olarak düşünmedim. Bu anlamda yaptığım istişareler neticesinde AK Parti’nin birliği için refik değişmesindense genel başkanın değişmesinin daha doğru olacağını düşündüm. Bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum. Bütün arkadaşlar birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. AK Parti’nin kaderi sadece AK Parti’nin kaderi değildir, Türkiye’nin kaderidir” diye konuştu.

1 Kasım’daki AKP’ye ve kendisine oy vermiş seçmenlerle de arasında bir hukuk oluştuğunu belirten Davutoğlu’nun, o seçmenler ile arasında 4 yıllık bir hukuk oluştuğunu düşündüğünü ifade ederek, “Ancak bunun kısa sürmesi emin olun benim tercihim değildir, ortaya çıkan bir zaruretin gereğidir. Hem teşekkür ediyorum hem de haklarınızı helal etmenizi diliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı’nı “ailem” diye sahiplendi

Davutoğlu’nun konuşmasında en dikkat çekici bölüm ise, AKP’de önümüzdeki süreçte ayrılık rüzgarları esip esmeyeceği tartışmasına yanıt niteliğindeki cümleleriydi. Cumhurbaşkanı ile ilişkisini ve partisiyle bağına ilişkin hukuk ilkeleri bulunduğunu belirten Davutoğlu, hem Erdoğan’ın kararına saygı duyduğunu hem de partide kalacağına dair şu açıklamayı yaptı:

“Cumhurbaşkanı ile aramızdaki insani kardeşlik hukukudur. Cumhurbaşkanı ile dostluğum her şeyin önünde. Cumhurbaşkanı ile son nefesime kadar kardeşlik ilişkimi sürdüreceğim. Onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur. Bundan soran kimse yeni fitne kapıları açmaya niyetlenmesin. Siyasete girme kararını ben AK Partimizin kapatıla davası açıldığı gün verdim. Olağanüstü kongreye aday olmayacağım ancak AK Parti'nin neferi olarak mücadelemi son ana kadar sürdüreceğim. İkinci koruyacağım hukuk partimin hukukudur. Kim ki partimizde bir gedik açmaya, partimizden yolunu ayırmaya çalışırsa onun karşısında ben olurum.

”Bütün teşkilatlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum”

Davutoğlu, ayrıca 7 Haziran sonrasında “koalisyon hükümeti” ihtimaline de yol açan “uzlaşmacı kişilik” özelliğini de veda konuşmasında gösterdi. Davutoğlu, “Kimsenin ülkemize zarar vermesine izin vermedim. Bize oy vermeyen vatandaşlarımıza da sesleniyorum, ola ki kalbinizi kıracak bir şey yapmışsak haklarınızı helal edin. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülkemizin geleceği çerçevesinde yüreğimiz aynı şekilde atmalıdır. Bütün vatandaşlarımızın hukukunu gelecekte de koruyacağımı söylemek isterim” mesajını verdi.

Davutoğlu nasıl gelmişti?

Anımsanacağı üzere; 10 Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanlığı Seçim sonucu Resmi Gazete’de yayımlanması geciktirilmişti. Erdoğan, TBMM’de Cumhurbaşkanı olarak yemin ettiği 28 Ağustos’tan sadece 1 gün öncesi Başbakanlık ile AKP Genel Başkanlığı görevlerinden ayrılmıştı. Bu çerçevede, AKP 1. Olağanüstü Kongresi, 27 Ağustos 2014’te yapılmış ve Davutoğlu tek aday olduğu seçimde bin 382 delege oyuyla AKP Genel Başkanı olmuştu. AKP’de 12 Eylül 2015’te ise 5. Olağan Kongresi’nde geçerli bin 353 oyu ile yeniden genel başkan seçildi.