108 sanıklı Kobani davasında birçok Kürt siyasetçinin cezalandırılmasına tepkiler sürüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır, Adana ve İstanbul’da halk buluşmalarıyla kararı protesto etti.
Diyarbakır’da Kobani davası kararları, polis ablukasında protesto edildi.
Valiliğin aldığı eylem ve etkinlik yasağı kararına rağmen, Dağ Kapı Meydanı'nda protesto eylemi düzenlendi. Eyleme çok sayıda DEM Partili katıldı. Polis eylem öncesi meydanı bariyerlerle kapattı. Bariyerlerle birlikte meydan polis ekipleri tarafından ablukaya alındı.
Your browser doesn’t support HTML5
Meydanda toplananlar sık sık Kobani olaylarını öven sloganlar attı. Bu sırada polis ses yayın aracından sık sık valiliğin yasak kararını hatırlattı.
Eylemcileri üç kez uyaran polis, müdahale edeceğini söylese de eyleme izin verdi.
Protesto eylemi DEM, TİP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) milletvekillerinin katılmasının ardından başladı. Eylemde ilk sözü DEM Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz aldı.
Türkiye’deki normalleşme sürecinin Kürtleri kapsamadığını savunan Aydeniz, “Bu dava, Kobani kararı aslında bize bir mesaj verdi. Neydi o mesaj; Türkiye’de o kadar kriz ve kaos var. Bu kriz ve kaosların içinde normalleşme olmaz. Ama normalleşme olsa da Kürt düşmanlığı sonuna kadar devam eder” dedi.
Aydeniz konuşurken Abdullah Öcalan’ın adını anması üzerine polis hem uyarmak hem de sesi bastırmak için sık sık anons yaptı.
Aydeniz’in ardından konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, meselenin sadece Kürtler'in susturulması meselesi olmadığını savundu.
Baş, “Mesele sadece Kürt halkının seçilmişlerinin esir edilmesi meselesi değil. Mesele sadece Kürt halkının siyasi temsilcilerinin susturulması, Kürt halkının teslim alınması meselesi değil. Kürt halkına dönük her tür baskı ve şiddetin, aynı zamanda Türkiye’deki otoriter, baskıcı saray rejiminin devam etmesi için iktidar tarafından zorunluluk olarak hayata sokulmuştur“ diye konuştu.
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise savcının itirazına vurgu yaptı.
Türkiye’de hukukun işlemediğini savunan Kılıçgün Uçar, “Hiç kimse bu mahkemede iktidarı, kendi yazdığı, korumaya çalıştığı, yasalara dayanarak uyguladığı yasasızlıktan azade ele alamaz. Kobani kumpas davası, ilk günden bugüne başta Kürt halkı olmak üzere, bu ülkede ortak yaşam iradesine, bu ülkede demokratik ulusa, bu ülkede demokratik cumhuriyete kurulan bir kumpastır” ifadelerini kullandı.
Kılıçgün Uçar'ın konuşması sırasında polisle ilginç bir diyalog da yaşandı. Polis, Kılıçgün Uçar’ın milletvekilliği dokunulmazlığı olduğu, vatandaşların da bunun arkasına sığınarak kanunsuz eyleme katıldıkları şeklinde anons yaptı.
Bunu üzerine Kılıçgün Uçar, “Kürt halkı ve devrimciler, devletin verdiği dokunulmazlıktan daha güçlü bir dokunulmazlığa sahiptirler” diye yanıt verdi.
Hatimoğulları: ”Kobani kararı IŞİD’e adeta sunulmuş bir hediyedir”
DEM Parti ‘nin Adana’daki halk buluşmasına ise Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları katıldı.
Konuşma yapan Hatimoğulları, kararın IŞİD’e sunulmuş bir hediye olduğunu savundu.
Hatimoğulları, IŞİD’in ilk kez Kobani’de yenildiğini vurgulayarak, “Kobani düştü düşecek” diyerek sevinenlere seslendi; "IŞİD gibi katil, tecavüzcü, insan kaçakçısı olan bir örgüte adeta sunulmuş bir hediyedir Kobani kararı. Sincan’da verilen bu karar aynı zamanda IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin ekmeğine yağ süren bir karardır. Bizler tıpkı IŞİD’i tanımadığımız gibi, IŞİD zihniyeti gibi karar alan bu yargıyı da tanımıyoruz. Kobani kumpas davasının iddianamesini Saray ve AKP Genel Merkezi yazmıştır. Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır” dedi.
Bakırhan: “Kobani kumpas davasıyla Kürtler'i siyasetten sileceklerini düşünenlerin kendileri bitecek”
İstanbul Esenyurt’ta düzenlenen eylemde ise DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuştu.
HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, EMEP Genel Başkanı Seyit Öztürk, Sol Parti MYK Üyesi Alper Taş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti temsilcisini de katıldığı eylemde konuşan Bakırhan, “Kobani birileri için bir kumpas davası olabilir ama bizim için özgürlüktür” dedi.
İktidarın 31 Mart seçimlerinden ders çıkarmadığını savunan Bakırhan, “Yıkılmaz, gitmez, yenilmez denilenlere Türkiye hakları 31 Mart’ta büyük bir ders verdi. Ancak onların 31 Mart’tan doğru dersler çıkarmadıklarını Kobani kumpas davasında vermiş oldukları kararlardan bir kez daha anladık. Bizi Kobani kumpas davasıyla siyaset alanından sileceklerini düşünenlerin kendileri biteceklerdir. 'Kürt meselesini çözmeyen çözülür' dedik ve 31 Mart’ta kaybettiler. Kobani kumpas davasında adil olmayan, haksız bir şekilde yargılanan arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşsun dedik, ceza verdiler. Bizi yargılayan, yok sayan, haksız ve hukuksuz şekilde cezaevlerine koyan bu iktidardan, bu JİTEM ittifakından kurtulacağız” şeklinde konuştu.