1 Ekim’de TBMM’de DEM Parti sıralarına gidip tokalaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki grup konuşmasıyla başlayan ancak adı konmayan Kürt sorununa dair yeni sürecin nasıl şekilleneceğini anlamak için gözler, 27 yıldır İmralı adasında ömür boyu hapis cezasını çeken PKK lideri Abdullah Öcalan’a çevrilmiş durumda.
Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM Parti heyeti 28 Aralık’ta Öcalan ile gerçekleştirdikleri ilk görüşme sonrası “çözüm için ortak irade” çerçevesinde kapsamlı açıklama yapmış ve siyasi partileri ziyaret ederek bilgi aktarımında bulunmuştu.
Ancak 22 Ocak’ta yapılan ve dört saat süren ikinci görüşme sonrası süreç daha sessiz ilerliyor.
Cumhur İttifakı da Öcalan’ın ağzından “PKK’nın silah bırakması” çağrısının yapılması talebini tekrarlıyor.
İlgili Haberler Diyarbakır’dan sivil toplum temsilcileri “sürece destek” için Ankara’daBahçeli: “Beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir”
MHP lideri Devlet Bahçeli bugün “Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu Terörsüz Türkiye’nin doğumuna” sözleriyle bitirdiği TBMM Grup Toplantısı’nda bu beklentiyi bir kez daha ete kemiğe büründürdü.
Bahçeli, “Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz. Son olarak diyeceğim odur ki DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye ön şartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir” dedi.
DEM Parti Öcalan’ın sözlerini aktardı: “Oyalama ve bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülüktür”
Ancak DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın bugün TBMM Grubu’nda yaptığı konuşma, “Öcalan’ın belki ön şart sürmeyeceğine yönelik beklenti” çerçevesinin Bahçeli’ninkiyle tümüyle örtüşmediğini gösterir nitelikte.
Hatimoğulları, PKK liderinin son görüşmede “küresel, bölgesel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçiyoruz” saptamasını yaptıktan sonra “Bu üst üste binmiş kriz döneminde, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesiyle ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülüktür” dediğini aktardı.
Hatimoğulları: “Öcalan, son görüşmede Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını belirtmiştir”
DEM Parti Eş Başkanı Hatimoğulları, Öcalan’ın kendi kafasındaki yol haritasını oluştururken Türkiye’nin tüm prangalarından kurtulmasının zeminini hazırlamaya çalıştığını söyledi.
Hatimoğulları, DEM Parti heyetinin Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin şunları aktardı:
“Sayın Öcalan sürekli beka kaygısı üreterek işçi ve emekçinin alın terinin güvenlik politikalarına harcandığı, yoksulluğun derinleştiği, hukuksuzlukların sıradanlaştığı, sömürünün yaygınlaştığı, kadın düşmanlığının arttığı bu kısır döngüden çıkmanın yol haritasını sunmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Türkiye’nin tüm prangalarından kurtulmasının zeminini oluşturmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde dile getirmiştir. Evet, biz de diyoruz ki tarihin bu kırılma döneminde Türkiye tüm prangalarını atmalı, yüz yıllık ezberlerden ve kısır döngülerden kurtulmalıdır. Ayrıca Sayın Öcalan, son görüşmede heyetimize, Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını belirtmiştir.”
“Türkiye’nin demokratikleşmesinin hilafına olacak en ufak bir şeyi kabul etmeyeceğiz”
Yeni sürecin şeffaf yürümemesi DEM Parti’ye yakın duran çevrelerin güvensizliğini arttırıyor. Hatimoğulları, Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı olan hiçbir şeye destek vermeyeceklerini söyleyerek partilerine güvenilmesini istedi.
DEM Parti Eş Başkanı, “Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için iktidar tarafından toplumun tümünü kapsayan ve demokrasiyi esas alan güven arttırıcı adımlar atılmalıdır. Barış, gergin fay hatları üzerine inşa edilemez. AKP’nin yıllardır gerdiği fay hatlarını daha fazla germeye çalışması, en çok barış ve demokrasi umudunu yaralıyor. Öyle yeni anayasa çağrıları yaparken, MGK’nın kırmızı kitap denen gizli anayasasına sarılarak demokrasi gelmez. Bu ülkenin gizli anayasaya değil, demokratik anayasaya ihtiyacı var. Bugün derdi demokrasi ve hukuk olan herkese çağrımızdır; DEM Parti’ye güvenin. Bizler Türkiye’nin demokratikleşmesinin hilafına olacak en ufak bir şeyi asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz” diye konuştu.