Haftasonu babası Tahir Demirtaş’ı kaybeden eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün yargılandığı davada savunma yapmaya devam etti. “Savunmamı babama ithaf ediyorum” diye sözlerine başlayan Demirtaş, “Kürt sorununun bir tek çözüm yolu var o da Kürt’ün olduğu gibi kabul edilmesi” diye konuştu.
HDP’nin eski eş genel başkanlarıyla merkez yürütme kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani olayları davasına, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’ndeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Sanıklardan Sebahat Tuncel, Aynur Aşan, Günay Kubilay, Bülent Parmaksız, Ali Ürküt ve Nazmi Gür duruşma salonunda hazır bulunurken, diğer sanıklar tutuklu bulundukları cezaevlerinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Haftasonu babasını kaybetmesinin ardından ilk kez duruşmaya çıkan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a duruşma başlamadan önce avukatlar ve katılımcılar başsağlığı diledi.
Diyarbakır’dan SEGBİS ile bağlanan Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da cenaze törenine ilişkin bilgi verdi. Başak Demirtaş, “Binlerce insanla babayı son yolculuğuna uğurladık. Binlerce kişi katıldı, herkesin sana selamı var, taziyelerini bildirdiler” dedi. Yargılama başlarken mahkeme başkanı da Demirtaş’a başsağlığı dileğinde bulundu.
Esas hakkındaki savunmasını sürdüren Demirtaş, bugünkü celsede sözlerine, “Savunmamı, okuma yazması olmadan alın teriyle 7 çocuk yetiştiren babama, Tahir Usta’ya ve bütün anne babalara ithaf ediyorum” diyerek başladı.
“Bu fezlekelerde direniş dediğimiz her şeyin altını çizmişler“
Savunmasına gün boyu devam eden Demirtaş, birçok tarihi olaydan örnekler verdi. Hakkında hazırlanan fezlekelere değinen Demirtaş, suçlamaların tamamının yürüyüş ve konuşmalardan ibaret olduğunu savundu.
Konuşmalarının Kürt sorununun çözümüne ilişkin olduğunu vurgulayan Demirtaş, “Bu fezlekeler ifade özgürlüğüne, demokratik eylem hakkına müdahaledir. Bir diğer fezleke gerilla cenazesine ilişkin. Katılmadığım bir eylem ama kumpasın bir parçası olarak buraya sıkıştırılmış” dedi.
Hükümet yetkililerinin Gazze için direniş çağrısı yaptığını hatırlatan Demirtaş, kendisinin yaptığı çağrıların ise suç sayıldığını söyledi.
Demirtaş, “Bu fezlekelerde direniş dediğimiz her şeyin altını çizmişler. Direniş eşittir terör. Bizim jargonumuz farklı, tarih bilincimiz farklı, kullandığımız kavramlar farklı. ‘Barış için direniyoruz. Bu savaşı bitireceğiz, bunun için direneceğiz’ demişiz, bunun altını çizmişler. Biz direniyoruz, hapiste direniyoruz, parlamentoda direniyoruz. Zulme karşı direniş haklıdır, meşrudur. Sen gece-gündüz Gazze için direniş çağrısı yapıyorsun, hilafet çağrısı yapıyorsun. O niye suç değil? Biz özerklik isteyince niye suç? Onlarınki barışçıl ise bizimki de barışçıl” diye konuştu.
“Kürt sorununun bir tek çözüm yolu var o da Kürt’ün olduğu gibi kabul edilmesi”
Kürt sorununun çözümünün Kürtler’in olduğu gibi kabul edilmesinden geçtiğini ifade eden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorununun bir tek çözüm yolu var o da Kürt’ün olduğu gibi kabul edilmesi. Türk neyse o, biz Türk’e şekil vermeye çalışıyor muyuz? Bunu yapma hakkımız da yok, böyle bir zihniyetimiz de yok. Kürtler kutuplarda hak elde etse bile ona karşı çıkarlar. Bir iglo yapsa Kürtler ve Kürtler’in evidir dese, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kutuplara nota verir. Bahçeli der ki; ‘Derhal tuzla buz edilmeli. Omuz üstünde baş konulmamalı. Türk’ün gücü gösterilmelidir’. Yapılmadı mı?”
Savunmaların ardından duruşma Çarşamba gününe ertelendi.
Babasının cenaze törenine katılmadı
Demirtaş, haftasonu hayatını kaybeden babası Tahir Demirtaş’ın cenazesine ‘iktidarın Kürt siyasetçilere yaklaşımlarını protesto’ amacıyla katılmamıştı. Demirtaş, babasının hastalığı döneminde özel bir jetle Diyarbakır’a getirilmiş, babasını ziyaret etmesi sağlanmıştı.