Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani olayları davasındaki savunmasının son gününde parti liderlerini “özerkliği tartışmaya” çağırdı. Demirtaş ayrıca mahkemeye Kürt sorununun çözümüne ilişkin 7 maddelik bir öneri listesi sundu.
Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’ndeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Kobani olayları davasına devam edildi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 25 Aralık’ta başladığı savunmasını son celsede de sürdürdü.
Demirtaş, savunmasının bu bölümünde, Abdullah Öcalan’a ‘Sayın’ diye hitap etmesi nedeniyle, kendisine yöneltilen suçlamalara yanıt verdi. Demirtaş, Öcalan’a ‘Sayın’ dedikleri için eleştirilebileceklerini ancak bunun dava konusu yapılamayacağını söyledi.
Öcalan’la görüşen devlet yetkililerinin de ‘Sayın’ diye hitap ettiklerini savunan Demirtaş, “Bu konuda milyonlarca insanın verdiği dilekçeler Meclis arşivlerinde bulunuyor. Ben Abdullah Öcalan’ı ‘Kürt Halk Önderi’ ilan eden kişi değilim. Ben değil milyonlarca insan Öcalan’ı halk önderi olarak ilan etti. Milyonlarca kişi ‘onunla görüşün, sorunumuzu çözün’ diye defalarca kampanya yürüttü. Savcıların, mahkemelerin bunu suç konusu yapması travmatik bir vakadır. Özgüveni olan devlet bunlarla mı uğraşır? ‘Niye ‘Sayın’ dedin? Niye ‘Kürt Halk Önderi’ dedin?’ Ortada bir asırlık devasa bir sorun var, bunun içeriğini tartışmak yerine ‘Niye ‘Sayın’ dedin?’ deniyor. Bu ifadeler tümüyle ifade özgürlüğü kapsamındadır” dedi.
Öcalan’la ilgili tutumlarının net olduğunu ifade eden Demirtaş, “3-4 yıl böyle devam ediyor, ondan sonra bakıyorsunuz yine Öcalan ile görüşmeler devam ediyor. O zaman herkes ‘Sayın’ diyor, kayıtlar tutuluyor. Ne zaman ki süreç kopuyor, o zaman savcılar hızla harekete geçiyor ve davalar açıyor. Biz Kürtler karar vermişiz, böyle düşünüyoruz. Karar vermesi gereken çelişkili davranan T.C. Devleti’dir” diye konuştu.
İlgili Haberler Demirtaş: “Kürt sorununun bir tek çözüm yolu var, o da Kürt’ün olduğu gibi kabul edilmesi”“Erdoğan, Akşener, Bahçeli, Özdağ gelsin hep birlikte televizyona çıkıp bu hakikatleri konuşalım”
Selahattin Demirtaş, davaya konu olan özerlik tartışmalarına dikkat çekerek, özerlik ve federasyon gibi konuların tartışılması gerektiğini de vurguladı.
AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi liderlerine, özerkliği tartışma çağrısı yapan Demirtaş, “Çağrı yapıyorum Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli, Meral Akşener, Ümit Özdağ, milliyetçi cephenin ne kadar siyasi liderleri varsa bir canlı yayında buluşalım. Koşullar eşit olsun. Biz fikirlerimizi savunalım, onlar da istediklerini söylesinler. İddia ediyorum program sonunda demokratik özerkliğin ne olduğunu da çok iyi anlarlar” şeklinde konuştu.
Kürt sorununun çözümü için 7 öneri
Kürt sorununun çözüm yoluna girmesinin bütün Türkiye’ye nefes aldıracağını savunan Demirtaş, mahkemeye 7 maddelik çözüm önerisi sundu. Demirtaş, önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Muhataplarıyla müzakere edilerek silahlı mücadeleye son verilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda yasal düzenleme yapılarak hızlı, etkili ve kalıcı sonuç alınmalıdır,
- Demokratik siyasetin önündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılmalı; gösteri, grev, yürüyüş, miting, örgütlenme ve ifade hürriyeti evrensel standartlarla uyumlu hale getirilmelidir,
- Kürt sorununun nihai çözüm yeri TBMM'dir. Bu yönüyle de tüm siyasi partiler çözümün tarafıdır. Esas hedef yeni, özgürlükçü, sivil bir anayasa ile sadece Kürt sorununun değil tüm toplumsal sorunların çözümü olmalıdır,
- Kürtlerin bir halk olarak kabulü;, anadilini tüm toplumsal alanlarda özgürce kullanması, tarihini, kültürünü koruyup geliştirmesi, kendi kimliğiyle örgütlenmesi, kendini yönetme hakkının tanınması hususlarının anayasal güvenceye alınması,
- Geçmişte yaşanan acıların, işlenen suçların araştırılıp hakikatle yüzleşmenin sağlanması,
- Resmi ideoloji ve resmi tarih dayatmasından vazgeçilerek bilimsel, objektif tarih ve demokratik cumhuriyet modeliyle devletin reorganizasyona tabi tutulması. Eleştirel pedagojik, bilimsel eğitime geçilmesi,
- Kürt sorununun sonucu olarak ortaya çıkmış ceza davalarının düşürülmesi, TMK'nın kaldırılması, tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması.
6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin davada HDP’nin eski eş genel başkanlarıyla merkez yürütme kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” ve “nitelikli insan öldürme” dahil çeşitli suçlamalarla karşı karşıya.