ABD’den 690 Milyon Dolarlık Fon Taahhüdü

ABD liderliğindeki ikinci Demokrasi Zirvesi başladı. Başkan Joe Biden ikinci Demokrasi Zirvesini, ABD'nin dünya çapında demokrasi programlarını desteklemek için 690 milyon dolar fon ayıracağı taahhüdüyle açtı.

Biden, 2021 yılındaki ilk zirvede benzer programlar için 400 milyon doların üzerinde bir bütçe ayrıldığını duyurmuştu.

Biden yönetimi resmen bugün başlayan iki günlük zirveyi "teknolojinin demokrasiye karşı değil demokrasi için çalışması" için kullanmak istiyor. Yaklaşık 120 ülkeden liderler zirveye katılmak üzere davet edildi.

Biden, "Burada gidişatı değiştiriyoruz. Sık sık söylediğimiz gibi, bugün verdiğimiz kararların önümüzdeki birkaç on yıl boyunca dünyamızın gidişatını kesin olarak etkileyeceği bir dönüm noktasındayız" dedi.

Biden, ABD ve benzer düşünen müttefiklerin, demokrasilerin otokrasilere üstünlük sağlayabileceklerini göstermeleri gereken kritik bir anda olduklarından sık sık bahsediyor.

Biden'ın 2020 başkan adayı olarak söz verdiği zirveler, yönetiminin daha derin ittifaklar kurma ve otokratik eğilimli ülkeleri en azından mütevazı reformlara yöneltme çabasının önemli bir parçası haline geldi.

Biden ve Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol zirvenin açılışında yaptıkları ortak açıklamada, "Yönetilenlerin rızasına dayanan şeffaf, hesap verebilir bir yönetimin güçlendirilmesi, zamanımızın temel bir zorunluluğudur" dedi.

İlgili Haberler Türkiye Demokrasi Zirvesi’ne Neden Davet Edilmedi?

Yeni fon, özgür ve bağımsız medyayı destekleyen, yolsuzlukla mücadele eden, insan haklarını güçlendiren, demokrasiyi geliştiren teknolojiyi ilerleten ve özgür ve adil seçimleri destekleyen programlara odaklanacak.

Daha sonra zirvenin ''Küresel Zorlukların Üstesinden Gelmek için Demokrasi'' konulu liderler düzeyindeki toplantısında konuşan Biden, "Demokrasinin güçlendirilmesi benim tutkuyla bağlı olduğum bir konu. Bunun çağımızın belirleyici mücadelesi olduğuna inanıyorum ve bugün gururla söyleyebiliriz ki dünya demokrasileri zayıflamak yerine güçleniyor. Dünyadaki otokrasiler ise güçlenmiyor, zayıflıyor" dedi.

Zelenski'den Rusya ve demokrasi mesajı

Biden ayrıca, dünya demokrasilerinin Ukrayna'ya destek konusunda sergiledikleri "eşi benzeri görülmemiş birlikteliği" kutladı ve ABD'nin "Rusya'nın acımasız saldırganlık savaşına" karşı "demokrasilerini savunan cesur Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olmaya" devam edeceği sözünü verdi.

Biden'ın 2021 Aralık ayındaki ilk demokrasi zirvesinden bu yana dünya çalkantılı bir 15 ay geçirdi. Ülkeler Corona virüsü pandemisinden çıktı ve Rusya, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en büyük ölçekli savaş olan Ukrayna işgalini başlattı.

Aynı oturuma Biden'la birlikte, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de katıldı.

"Zalim Rusya'nın kanlı elleriyle, füzelerle, toplarla, bombalarla ve tanklarla ulaşabildiği yer Ukrayna'dır. Ancak Kremlin'in hırsları sadece ellerinin uzandığı yerde bitmiyor" diyen Zelenski, Moskova'nın dünya demokrasileriyle savaş halinde olduğunu vurguladı.

Rusya'nın dezenformasyon, seçimlere müdahale, casusluk, yolsuzluk, istismar, siber suçlar, bir enerji krizini tetiklemeye çalışma ve halkları akıldığı elektrik veya gaz faturalarıyla vuracak fiyat patlamaları yoluyla savaştığını söyleyen Zelenski, Moskova'nın gıda piyasalarını sıkıştırma çabalarını da demokrasilere karşı bir başka savaş eylemi olarak nitelendirdi.

Zirvede Rusya'yı yenmek için daha fazla silah talebinde bulunan Zelenski, "Demokrasinin düşmanları kaybetmeli" dedi.

Zirvenin eş başkanlarından Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Rusya'nın işgalinin dünya demokrasileri için sarsıcı bir an olduğunu söyledi.

Rutte, "İki yıl önceki son demokrasi zirvesinden bu yana dünya dramatik bir şekilde değişti. Yıllar boyunca Avrupa'da savaş fikri düşünülemez gibi görünüyordu. Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya uyguladığı vahşetin de gösterdiği gibi yanılmışız. Demokrasi, özgürlük ve güvenliğin ebedi olduğunu varsayamayız" dedi.

Gözetleme teknolojileri konusunda ilkesel anlaşma

Adının açıklanmaması kaydıyla zirve hakkında gazetecilere bilgi veren bir Beyaz Saray yetkilisi de yönetimin aynı zamanda 10 ülke ile hükümetlerin gözetleme teknolojisini nasıl kullanacaklarına dair yol gösterici ilkeler üzerinde anlaşmaya vardığını söyledi.

Bu anlaşma, Biden'ın bu hafta başında ABD hükümetinin dünyanın dört bir yanındaki insan hakları aktivistlerini, gazetecileri ve muhalifleri gözetlemek için kullanılan ticari casus yazılım araçlarının kullanımını kısıtlayan bir kararnameyi imzalamasının ardından geldi.

ABD ilk zirveyi tek başına düzenlemişti. Çin ve Rusya büyükelçilerinin ilk zirveyi eleştirmesi ve Biden'ı Soğuk Savaş zihniyetiyle küresel bir bölünmeye yol açmakla suçlamasının ardından Kosta Rika, Hollanda, Güney Kore ve Zambiya, ikinci zirveye ortak evsahibi oldu.

Zirvenin ilk günü sonunda ortak deklarasyon

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, zirve ile ilgili ortak deklarasyon açıklaması yayınladı. Açıklamada, ‘’Dünyanın dört bir yanındaki insanların ve hükümetlerin kalıcı barış, refah ve insan onurunu ilerletme yönündeki ortak arzusunun bir kanıtı olarak ABD, Demokrasi Zirvesi Deklarasyonunu onaylayan 70'i aşkın hükümet ve yetkiliye katılmaktan memnuniyet duymaktadır’’ denildi.

Deklarasyonun, ‘’Demokrasi Zirvesi'ne katılan tüm hükümetlere ve yetkililere metni onaylama fırsatı vermek amacıyla, zirvenin tamamlanmasının ardından da onaylanmaya açık kalacağı kaydedildi.

Açıklamada deklarasyonun, onaylayan tarafların aşağıdaki hususlardaki siyasi taahhütlerini teyit ettiği kaydedildi.

  • İnsan hakları, medya özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünün korunması,
  • İnsan hakları ihlalleri ve istismarları için hesap verilebilirliğin sağlanması,
  • Ukrayna dahil, özgürlükten yana olan ve saldırganlığı reddeden halkları destekleme,
  • Kadın haklarının güçlendirilmesi dahil her türlü ayrımcılık ve dışlama ile mücadele,
  • Yolsuzluğu önleme ve yolsuzlukla mücadele etme,
  • Demokrasiye karşı değil, demokrasi için çalışan teknolojiyi ilerletme,
  • Yabancı kötü niyetli nüfuz ve yabancı bilgi manipülasyonu dahil ulus ötesi tehditlere karşı savunma,
  • Özgür ve adil seçimleri desteklemek,
  • Sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği, küresel sağlık ve gıda güvenliği gibi küresel zorlukları ele alma.

İlk günü sanal formatta toplanan zirve yarın, evsahibi ülkelerin her birinde hükümet, sivil toplum ve özel sektörden temsilcilerin katılacağı karma toplantılarla sürecek.

Kosta Rika, demokratik sistemlerde gençliğin rolüne odaklanacak. Hollandalılar medya özgürlüğünü, Güney Kore yolsuzluk konusunu ele alıyor. Zambiya’nın gündemi de özgür ve adil seçimler.

Biden yönetimi de davet listesini genişletti. Bosna-Hersek, Gambiya, Honduras, Fildişi Sahili, Lichtenstein, Moritanya, Mozambik ve Tanzanya 2021'de liste dışı bırakıldıktan sonra bu yılki zirveye davet edildi.

Yine de bazı ülkeler Washington ve Pekin'in arasına girmemeyi tercih etti.

Pakistan, 2021'de olduğu gibi, davet aldığını ancak zirveye katılmayacağını açıkladı. Bu karar, kısmen yoksul İslam ülkesinin, uzun süreli müttefiki Çin'i yatıştırma çabası olarak görüldü. Çin davetli listesinde yer almadı.

ABD'nin demokrasi zorlukları

ABD de derin kutuplaşma ve yaygın yanlış bilgilendirme dahil, demokrasilerin karşılaştığı zorluklara yabancı değil.

Dönemin Başkanı Donald Trump ve destekçilerinin 2020 başkanlık seçimleri hakkında yaydığı yalanlar, Cumhuriyetçiler’in çoğunluğunu Biden'ın meşru bir şekilde seçilmediğine ikna etti. Bu yalanlar, seçim görevlilerine karşı taciz ve ölüm tehditlerini normalleştirdi ve Cumhuriyetçiler’in kontrolundaki yasama organlarında yeni oylama kısıtlamalarını kabul etme çabalarını haklı çıkarmak için kullanıldı.

ABD Anayasa Mahkemesi bu yılın sonuna doğru, Alabama'da görülen ve oy hakkı savunucularının yaklaşık 60 yıllık Oy Hakkı Yasası'nı fiilen ortadan kaldırabileceğinden korktukları bir ırkçı seçim bölgesi davasında karar verecek. Kongre'nin bu federal yasayı destekleme ve oy verme erişimini arttırma çabaları başarısız oldu.

Biden göreve gelirken insan hakları ve demokrasinin dış politika yaklaşımında önemli bir rol oynayacağına dair söz vermişti. Ancak yönetim insan hakları sicilleri nedeniyle Suudi Arabistan ve Mısır'a karşı çok yumuşak davrandığı gerekçesiyle eleştirildi. Yönetim her iki ülkeyi de Ortadoğu'ya istikrar getirmede önemli ortaklar olarak görüyor.

Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde İnsan Hakları Girişimi Direktörü Marti Flacks, Biden yönetiminin insan hakları konusundaki mesajları ve eylemleri arasında "bir kopukluk olduğunu" söyledi. Ancak yönetim, içeride demokrasiye yönelik baskılara yaklaşımı nedeniyle müttefiklerinden daha yüksek notlar alabilir.

Flacks, "Biden yönetiminin ABD'nin içeride demokrasi cephesinde karşılaştığı zorluklar konusunda çok açık ve şeffaf olması, dışarıda bu konulardaki güvenilirliklerini artırdı. Çünkü bence göreve geldiklerinde karşılaştıkları en büyük sorulardan biri, bu sorunları burada ele alamazsanız yurtdışında insan hakları ve demokrasi hakkında nasıl konuşmaya başlayabileceğinizdi" dedi.