Dünya çapında istihbarat teşkilatları onlarca yıldır hatta daha uzun bir süredir, ister düşmanlardan isterse karşı tarafı etkileme amaçlı kendi çabalarından kaynaklansın, dezenformasyon konusunda endişeliydi.
Dezenformasyon kalıcıydı ve zaman zaman ortaya çıksa da sıradan kişilerin aklına pek gelmiyordu.
Ancak 2022 yılında bu durum değişmiş görünüyor.
Merriam-Webster İngilizce sözlüğü Kasım ayında yaptığı açıklamada, "Sahte haberlerin, komplo teorilerinin, Twitter trollerinin ve deepfake’lerin yanlış bilgilendirme çağında, bu devrin bir kelimesi olarak ortaya çıkan ‘gaslighting’i yılın kelimesi ilan etti.
Your browser doesn’t support HTML5
"Birini özellikle kendi çıkarı için fena halde yanıltma eylemi ya da uygulaması" anlamına gelen kelimenin internetteki aramalarının yıl boyunca yüzde 1740 oranında arttığını belirten sözlük, kelimeye ve modern aldatma çabalarına olan ilginin sürekliliğine dikkat çekti.
ABD’de bu tür endişeler, Başkan Joe Biden'ın 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na yapılan saldırının birinci yıldönümünde demokrasiyi savunma çağrısıyla başlayan söyleme sürekli olarak hakim oldu.
Biden, ”Gerçeğin ışığında değil de yalanların gölgesinde yaşayan bir ulus mu olacağız?" diye sordu; ”Böyle bir ulusa dönüşmemize izin veremeyiz; ilerlemenin yolu gerçeği tanımak ve ona göre yaşamaktır” dedi.
ABD Başkanı'nın yorumları, ABD İç Güvenlik yetkililerinin yabancı istihbarat servisleri ve terör örgütlerinin ülkeyi yoğun dezenformasyona maruz bırakma çabalarının sürdüğü uyarısında bulunmasından sadece haftalar sonra geldi.
Rusya Ukrayna'yı işgal etmeye hazırlanırken bu endişeler daha da arttı.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, 100 bin Rus askerinin Ukrayna sınırında mevzilendiği Ocak ayı sonlarında gazetecilere verdiği demeçte "Rus devlet medyasının Ukrayna'nın doğusundaki sözde faaliyetler hakkında atıp tuttuğunu görüyoruz" dedi.
Austin, Rusya'nın dezenformasyon çabaları için "Bu doğrudan Rusya'nın oyun kitabından çıktı ve bizi kandırmıyorlar” diye konuştu.
Şubat ortasına gelindiğinde, üst düzey ABD İç Güvenlik yetkilileri Moskova'nın dezenformasyon operasyonlarını en ince ayrıntısına kadar hazırladığını ve "Ukrayna krizinin ve bu çatışmadaki potansiyel tırmanışın suçunu ABD’ye yıkmaya çalışacağı" uyarısında bulunuyordu.
ABD savunma yetkililerine göre Rusya'nın dezenformasyon çabaları işgali takip eden günlerde başka bir şekle büründü ve Kremlin Ukrayna'nın moralini ve direncini kırmak için çoğu Ukrayna birliğinin teslim olduğuna dair yalan haberler yayınladı.
Rus hükümetine bağlı haber kuruluşları da Ukrayna'daki savaşı Moskova'nın Afrika'daki konumunu güçlendirmek için kullanmaya çalışarak, Şubat sonu ve Mart başında Ukrayna’daki Afrikalılar’ın ve diğer beyaz olmayan insanların tahliye edilmeye çalışılırken ırkçılığa maruz kaldıklarına dair haberleri arttırdı.
Diğer Rus dezenformasyon kampanyaları ise ABD'nin Ukrayna'da biyolojik silah laboratuarları işlettiği iddialarına ve zayıf halka olarak algılanan ülkeleri hedef alarak Batı'nın Ukrayna'ya desteğini baltalama çabalarına odaklandı.
Ancak Rusya'nın dezenformasyon çabaları ve etki kampanyaları cevapsız kalmadı.
Şubat ayında ilk Rus birlikleri Ukrayna sınırını geçmeden önce bile, ABD istihbarat yetkilileri dezenformasyonla kanıtlar ve gerçeklerle mücadele etme kararı almıştı.
ABD, değerlendirmelerin gizliliğini kaldırıp müttefiklerle ve hatta kamuoyuyla paylaşarak benzeri görülmemiş bir adım attı.
CIA Direktörü William Burns Mart ayı başında Kongre üyelerine yaptığı bilgilendirmede, "İstihbarat camiası olarak gizliliği kaldırmak gibi bir riske girmeden yaptığımız çalışmalar çok etkili oldu" dedi.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines de "Umarım hem halkımız hem de uluslararası toplum için gerçekte neler olup bittiğine dair güvenilir bir ses sağlayabiliriz” diye konuştu.
Diğer Batılı ülkeler ve Ukrayna'nın müttefikleri de kendi mücadele adımlarını attılar.
Mart ayı başında Avrupa Birliği, Rus devletinin finanse ettiği medya kuruluşlarıyla bağlantılı yayınları ve internet sitelerini yasakladı.
Ukrayna da Rusya ve Belarus'taki kitleleri hedef alan, şüphe uyandırmayı ve Moskova'nın işgaline verilen desteği azaltmayı uman kendi karşı dezenformasyon çabalarını yürüttü.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'ndan Heorhiy Tikhi Mart ayındaki bir sanal forumda "Fikirlerini değiştirme konusunda gerçekçi değilim" dedi ancak genel olarak Kiev'in "bu bilgi savaşını büyük ölçüde kazandığını" da savundu.
ABD istihbarat kurumları ve Batılı müttefikleri Rusya'nın Ukrayna'yı saran dezenformasyon çabalarına odaklanırken, ABD İç Güvenlik Bakanlığı da ülke içindeki dezenformasyona odaklanmıştı.
Bakanlık Haziran ayında Ulusal Terörizm Danışma Sistemi (NTAS) bültenini yeniden yayınlayarak, çoğu ABD kaynaklı olan yaygın dezenformasyon ortamını temel bir endişe kaynağı olarak gösterdi.
Üst düzey bir DHS yetkilisi o dönemde şunları söylemişti: “Söylentiler ve dezenformasyonun mevcut olaylarla birleşmesi, şiddet amaçlı seferberlik için endişelendiğiniz koşullar yaratıyor."
Bu korkuların bazıları bir ay öncesinde, internetteki komplo teorilerine inanan 18 yaşındaki Payton Gendron'un Buffalo’da bir markette 10 siyahı vurarak öldürmesiyle ortaya çıkmıştı.
Kasım ayında Colorado'da eşcinsellerin gittiği bir gece kulübüne düzenlenen silahlı saldırı, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin eşine yönelik saldırı ve dini kurumlara yönelik tehditler gibi ABD genelinde meydana gelen diğer şiddet olaylarının da internetteki dezenformasyon ortamıyla çeşitli bağlantıları vardı.
Geçen Kasım ayında ikinci bir üst düzey DHS yetkilisi "Şiddet yanlısı aşırılık yanlısı ideolojilerde gördüğümüz şeylerden biri de bu ideolojilerin sıklıkla birbirine karışması ya da kesişmesidi. Bu da bireylerin şiddet içeren ya da potansiyel olarak şiddet bağlantılı faaliyetlerini motive edecek ve canlandıracak şekilde bu anlatılara tutunabilecekleri bir ortama katkıda bulunuyor" dedi.
Ancak en hedefli dezenformasyon çabalarından bazıları Kasım ayındaki ABD ara seçimlerine odaklandı.
Üst düzey bir FBI yetkilisi Ekim ayı başında yaptığı açıklamada "Kötü niyetli siber aktörlerin, seçim altyapısına yönelik yanlış ya da abartılı tehdit iddialarını yaymaya ya da güçlendirmeye çalışabileceğinden endişe duyuyoruz" dedi.
Diğer üst düzey Amerikalı yetkililer de Rusya, Çin ve İran gibi hasımların ABD kaynaklı, seçim sürecinin bütünlüğünü sorgulayan yanlış söylemleri kontrol ederek güçlendirmeye çalışacakları uyarısında bulundu.
Araştırmacılar ayrıca, özellikle Rusya ve Çin'in, ABD seçimleri hakkında şüpheler yaymak için yoğunlaştırılmış dezenformasyon kampanyalarının bir parçası olarak, beklemede olan sosyal medya hesaplarını yeniden canlandırdıklarına dair kanıtlar buldular.
Seçim yaklaştıkça da Amerikalı üst düzey yetkililer, yabancı nüfuz operasyonları ve dezenformasyonun şiddeti tetikleme tehdidini, "ciddi endişe kaynağı" olarak nitelendirdi.
Nihayetinde potansiyel şiddet korkuları hiçbir zaman gerçek olaylara dönüşmedi. Ancak Amerikalı yetkililer, ufak tefek sorunları daha büyük bir komplonun kanıtı olarak göstermeye çalışan yerel ve büyük ölçüde partizan çabalarla mücadele etmek zorunda kaldı.
Siber güvenlik firması Mandiant tarafından hazırlanan bir raporda Rusya, Çin ve İran'ın çabalarının bazılarının belirli ara seçim yarışlarını hedef aldığı ancak çoğunlukla "sınırlı ve orta ölçekli" olduğu sonucuna varıldı.
Bazı uzmanlar ise seçimlerde dezenformasyon tehdidinin süreceği konusunda uyarıyor.
Atlantik Konseyi Dijital Adli Araştırma Laboratuvarı Direktörü Graham Brookie, eski Başkan Donald Trump'ın 2020 ABD başkanlık seçimlerinin kendisinden çalındığına dair asılsız iddiaları hakkında "Büyük Yalan gibi anlatılar sistematik hale geldi" dedi.
Brookie VOA'ya yaptığı açıklamada, "Bu anlatıyla ilgili çok büyük bir destek artışı yok, ancak bu anlatıya ilgi gösteren ve inananların katılımları arttı ve sertleşti" diye konuştu.
Bazı Kongre üyeleri de tehditlerin ortadan kalkmadığı konusunda uyarıyor.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Demokrat Temsilci Adam Schiff ve Demokrat Senatör Sheldon Whitehouse 14 Aralık'ta Facebook ve Instagram’ın çatı kuruluşu Meta’ya gönderdikleri mektupta, "Her seçim döngüsünden sonra Meta gibi sosyal medya platformları genellikle bazı yanlış bilgilendirme politikalarını değiştirir ya da geri alır, çünkü bunlar geçicidir ve seçim sezonuna özgüdür" dedi.
Mektupta, "Seçim dezenformasyonunun oy verme sürecinin bütünlüğüne olan güveni sürekli olarak aşındırdığı bu mevcut ortamda bunu yapmak trajik bir hata olur. Meta yıl boyunca yanlış bilgilendirmeye karşı güçlü seçim politikalarına bağlı kalmalı, zira oy verme ve önceki seçimlerle ilgili yalanların platformunuzda yayıldığına tanık olmaya devam ediyoruz” ifadeleri yer aldı.
Diğer Kongre üyeleri de Çin ve Rusya'dan gelen sosyal medya uygulamalarını inceleyerek TikTok gibi bazı uygulamaların ABD'de yasaklanmasını talep ediyor.
Cumhuriyetçi Temsilci Mike Gallagher, bu tür uygulamaları engellemek için tasarlanan bir yasa tasarısı ile ilgili yaptığı açıklamada, "TikTok, Amerikalılar’ı bağımlı hale getiren, verilerini toplayan ve haberlerini sansürleyen dijital bir uyuşturucudur" dedi.
Senato İstihbarat Komisyonu Başkan Yardımcısı Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio da TikTok ile ilgili yaptığı açıklamada "Bu yaratıcı videolarla ilgili değil. Bu, her gün milyonlarca Amerikalı çocuk ve yetişkin hakkında veri toplayan bir uygulamayla ilgili. Akışları manipüle etmek ve seçimleri etkilemek için kullanıldığını biliyoruz. Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı olduklarını biliyoruz” ifadelerini kullandı.