Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’nde 20 Haziran’da başlayan daha sonra Mardin’in Mazıdağı İlçesi’ne yayılan ve 15 kişinin öldüğü yangına ilişkin bilirkişi raporunda, yangına elektrik direklerinin neden olmadığı belirtildi.
Yangına daha önce yakılan anızların yol açmış olabileceğine vurgu yapan bilirkişiler, Diyarbakır Barosu tarafından Bilirkişilik Kurulu Başkanlığı’na şikâyet edildi.
Yangının ardından Çınar Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan ön raporun yeterli bulunmaması üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı kapsamlı bir rapor talep etti.
Yaklaşık iki ay süren çalışmaların ardından tamamlanan rapor dün savcılığa sunuldu. Birer elektrik, elektrik-elektronik, harita, meteoroloji, iki ziraat mühendisi ile bir itfaiye amirinden oluşan bilirkişi heyeti bölgede detaylı inceleme yaptı.
Uydu görüntüleriyle desteklenen raporun harita ve ziraat bilirkişi incelemesi bölümünde, bazı alanlarda yangın öncesinde henüz hasat yapılmadığı belirtildi. Olay gecesine ait uydu görüntülerinin olmadığına dikkat çekilen raporda, il sınırları içerisinde 18 bin 821, il sınırları dışında 11 bin 346 olmak üzere yangından toplam olarak 30 bin 168 dekar alanın etkilendiği vurgulandı.
Raporda 20 Haziran tarihli görüntüde altı noktada yangın alanı tespit edildiği belirtilerek, bu alanlardan üçünün 17 Haziran 2024 ile 20 Haziran 2024 tarihleri arasında yanmış olabilecekleri ifade edildi. Raporda Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileriyle görgü tanıklarının ifadelerinin uyuştuğu dile getirildi.
“Yangının kaynağı anız olabilir”
Yangına anız yakılmasının neden olabileceğini savunan bilirkişi heyeti, “Yangının bir gün öncesinde yakılan anızların tekrar belli bir zaman sonra tutuşarak yangına sebebiyet vermesi, yakılan anızın çevresinde ot veya saman yığınlarının olması ve bu yığınların yangın esnasında yanması, söndürme işlemi gerçekleşse bile tamamen dağıtılmadığında içerisinde kor şeklinde ısı bulundurduğu için tekrar yangına sebebiyet vermesi muhtemeldir. Ağaç, odun gibi malzemeler de yandıktan sonra su ile iyice soğutulmazsa içerisinde kor bulundurduğundan saatler sonra bile tekrar yanabilir” değerlendirmesi yaptı.
“Yangın elektrik direklerinden çıkmamış olabilir”
Yangından sonra görgü tanıkları elektrik tellerinden çıkan kıvılcımların yangına neden olduğunu söylemişti. Ancak raporda bu iddialar reddedildi. Elektrik direklerinin üzerinde yapılan incelemenin sonuçları, rapora şöyle yansıdı:
“Keşif heyetiyle birlikte olay yerindeki ve dosya üzerinde yaptığımız incelemelerde yangının başladığı nokta olarak tarafımıza gösterilen elektrik direği ve tellerinde elektrik bilirkişisinin incelemelerinde yangına sebebiyet verecek herhangi bir iz ve emare olmadığını beyan etmesi yangının söz konusu direk ve tellerden çıkmadığı, dosya içerisindeki 112 çağrı merkezinin ses kayıtlarında olay günü bölgeden bir çok yangın ihbarı yapıldığı, sabah saat 05.54’te Gürses Mahallesi’nde başlayan yangının gün içerisinde sırasıyla Höyükdibi Mah. ,Göktepe Mah.,Bağacık Mah., Yaprakbaşı Mah.,Düzova Mah. şeklinde saat 16.36’ya kadar sürekli geldiği, yangınların birbiri ile bağlantısı olmadığı, muhtemel anız kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.”
Olay yerinde yapılan ikinci keşifte yangına neden olduğu söylenen elektrik direğiyle yangının başladığı iddia edilen nokta arasında yaklaşık 7-8 metre mesafe olduğunu savunan bilirkişi, “Direğin çevresinde herhangi bir yanmanın olmadığı, direkten alınan tel parçası numunelerinin kriminal incelemesinde herhangi bir ark izinin olmadığı, olası direkten düşen herhangi bir ısınmış tel parçasın öncelikle direk ve çevresinde yanmaya sebep olacağı gerçeği ile yangının söz konusu direkten çıkmadığı kanaatindeyim“ görüşlerine yer verdi.
Yangından sonra eleştiri ve tepkilerin yöneldiği Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) de raporda yer aldı.
DEDAŞ’ın yangında sonra direklere müdahale ederek delilleri kararttığı iddialarına ilişkin, “DEDAŞ’a ait video kaydında kutu içerisinde herhangi bir ark izine rastlanmadığı görülmüştür” denildi. Dosyaya giren videoyu çekenlerin DEDAŞ yangının buradan çıkmadığını belirttikleri raporda yer aldı. DEDAŞ tarafından dosyaya sunulan video görüntülerine atıf yapılan raporda videoların raporunu iddiasını desteklediği belirtildi ve "Delil karartma yapmaları için ya direği değiştirecekler ya da telleri değiştireceklerdi. Uzun zaman alan bu işlemleri yapmaları mümkün değildir” şeklinde yorum yapıldı.
Elektrik mühendislerinin yaptığı inceleme, “Elektrikten kaynaklandığına dair somut bir bulguya da rastlanılmamıştır” şeklinde rapora yansıdı.
Baro’dan bilirkişi raporuna tepki: “Rapor, failleri aklayıcı mahiyette hazırlanmıştır”
Bilirkişi raporuna ilk tepki Diyarbakır Barosu’ndan geldi. Bilirkişilerin bağlı bulunduğu Diyarbakır Bilirkişilik Kurulu Başkanlığı’na başvuran Baro, raporu hazırlayan yedi kişinin bilirkişi listesinden çıkarılması istendi.
Baro, yangınla ilgili ön raporda olaya elektrik tellerinin neden olduğunun ortaya konduğunu ancak son raporda çelişki olduğunu savundu. Baro dilekçesinde, “Rapor içeriği öncesinde alınan ön rapor ile itfaiye raporu doğrudan çelişmekte olup, görgü tanıklarının beyanlarına itibar edilmeksizin, DEDAŞ’ın gerek doğrudan kasıt gerekse bakım ve onarım yükümlülüğünün ihlali hususunda failleri aklayıcı mahiyette, bilimsel ölçütlerden ve maddi gerçeği ters-yüz edercesine subjektif değerlendirmelerle hazırlanmıştır. Bu bilirkişi raporu objektif ve bilimsel ölçütlerden yoksun ve maddi gerçeği yansıtmamakta olup, failleri aklayıcı mahiyette hazırlanmıştır” dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı’nın raporunda yangının elektrik direğinden çıkan kıvılcımların ekinlerin üzerine düşmesi ile başladığına yer verildiğini dile getiren Baro, Bilirkişilik Kanunu hükümleri gereğince yürütülecek inceleme neticesinde, raporu hazırlayan bilirkişilerin, bilirkişilik listesinden çıkarılmalarını talep etti.
Bu arada VOA Türkçe'nin ulaştığı köylüler de avukatları aracılığıyla rapora itiraz ettiklerini söylediler.
İlgili Haberler Diyarbakır ve Mardin’de yangın nedeniyle afet bölgesi ilan edilen köyler yardımları yetersiz buldu