Bir yıl kadar önce Diyarbakır, bölgenin tarihi ve çok kültürlülüğünü merak eden turistlerin kente para getireceğini hayal ediyordu. Ancak, Temmuz ayında çöken barış süreci kentin canlı bir turizm şehri olma hayallerini suya düşürdü.
Aylarca süren çarpışmalardan sonra kentin tarihi bölgesinde kırılgan bir barış havası hakim. Esnaf, çatışmalardan çok zarar gördü. Aylarca süren sokağa çıkma yasakları yüzünden dükkanlar kapalı kaldı.
Yasakların sonlanması bile her şeyi normale döndüremedi.
Adını vermek istemeyen bir esnaf, Diyarbakır’ın en işlek sokağında kimsenin olmadığını, polis bariyerlerinin kaldırılmadığını ve genel olarak atmosferin iş yapmaya uygun olmadığını söylüyor. 4 aydır kapalı kaldıktan sonra işleri yoluna koyamadıklarını söyleyen dükkan sahibi, “Günde bir yemek yiyecek paramız yok” diyor.
Ancak her şeyin farklı olması planlanıyordu. Sur, geçen yıl dünya mirası statüsü kazandı. Bu yeni unvan kentin turizm umutlarını canlandırdı. Birçok otel tamir için borç yükü altına girdi. Ancak güvenlik güçleri bunların bazılarına el koydu. Bu da işyerlerinin batmasına neden oldu. Özellikle Sur’da durum kötü.
Sur ilçe Belediye Başkan Vekili Azize Değer Kutlu, 8 ay boyunca esnafın iş yapamadığını söylüyor. Diyarbakırlılar’ı alışverişlerini Sur’da yapmaya davet eden başkan, esnafın ciddi borcu olduğunu, özellikle de bankalara olan borçlarını ödeyemediklerini belirtiyor.
Mahalleli dönme çağrılarına kulak verse de barış konusunda tedirginlik sürüyor. AKP, bölgedeki sorundan ayaklananları sorumlu tutuyor. Ancak buna rağmen hükümet Diyarbakır’ı tekrar inşa etme ve ekonomiyi canlandırma sözü verdi.
AKP Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar, kentin zor günlerden geçtiğini ve üzücü olayların kısmen sürdüğünü söylüyor. Hükümetin kapsamlı bir programı olduğunu söyleyen Akar, AKP’nin kent ve bölge için bir eylem planı olduğunu belirtiyor.
Hükümet kente vaatleri ile ilgili bir video yayınladı ve kentin restore edileceğini söyledi. Ancak, bu çatışmalardan önce kafelere yatırım yapanları memnun etmedi. Kafe sahibi Merthan Anık, çatışmaların kendilerine acı bir ders olduğunu söylüyor.
Anık, hükümetin “Bu bölgede böyle girişimler yaparsanız, başınıza bu gelir” dediğini düşünüyor. Kafe sahibi yapılanların, düşmanlık, nefret ve intikamdan öte bir şeyler olduğunu söylüyor.
Diyarbakır bir kez daha şiddet ve savaşla anılıyor ve turistler için tehlikeli yerler listesinde kalmayı sürdürüyor.