Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) anketine göre 10 yıl sonra dünyada en büyük küresel sorunu iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybıyla mücadele etmek olacak.
UNESCO, 2020 yılının Mayıs ve Eylül ayları arasında yaptığı kapsamlı araştırmada, dünyanın 10 yıl sonra mücadele edeceği en önemli küresel sorunun ne olacağı sorusuna yanıt aradı. UNESCO katılımcılara, “2030 yılında dünya en fazla hangi küresel sorunla mücadele edecek?” sorusunu yöneltti.
UNESCO araştırmaya katılımcılardan 2030 yılında küresel çapta mücadele öne çıkacak temel sorunlar için 11 ayrı seçenek sundu. UNESCO’nun 25 ayrı dilde yaptığı küresel ankete 15 binin üzerinde kişi katıldı. 2030 yılında dünyanın en çok hangi küresel sorunla mücadele etmek zorunda kalacağı sorusu daha çok genç kuşağa soruldu. Ankete katılan yüzde 57'sinin 35 yaş altında, yüzde 35'inin 25 yaşın altında olduğu belirtildi.
“Yeşil yatırım artmalı eğitim yaygınlaştırılmalı”
UNESCO yaptığı ankette, dünyanın dört bir yanından katılımcıları, 2030 yılında küresel olarak mücadele etmek zorunda kalınacak temel sorunlar hakkındaki kişisel düşüncelerini, endişelerini, bu sorunların üstesinden gelmek için düşündükleri çözüm yollarını paylaşmaya davet etti.
Katılımcıların çoğu, artan doğal afetler ve aşırı değişkenlik gösteren hava koşulları gibi sorunlar nedeniyle iklim değişikliğini ve biyolojik çeşitlilik kaybını en büyük endişeleri olarak değerlendirdi.
Katılımcılar, iklim değişikliğini ve biyolojik çeşitlilik kaybını sorununun çözümü için en iyi yolun da daha fazla yeşil çözümlere yatırım yapmak, bu konuda eğitimi daha da yaygınlaştırmak, uluslararası işbirliğini teşvik etmek ve bilime karşı güven oluşturma hissini daha da arttırmak olduğunu belirttiler.
Ankete katılanların verdikleri yanıtlara göre, 2030 yılında dünyanın küresel olarak daha çok şiddet, çatışma, ayrımcılık ve eşitlik ile yiyecek, su ve barınma eksikliği diğer büyük zorluklarla mücadele etmek zorunda kalacağı ifade edildi.
Katılımcılar, genel olarak daha fazla eğitimin her türlü temel zorlukların en önemli çözüm yolu olduğunu vurguladı. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 95'i ortak zorlukların üstesinden gelmede küresel işbirliğinin önemini dile getirdi, katılımcıların dörtte biri ise dünyanın bu sorunları çözeceğinden emin olduğunu belirti.
2030 yılında mücadele verilmesi beklenen küresel sorunlar
Katılımcıların, 2030 yılında dünyanın en fazla mücadele etmek zorunda kalacağı küresel sorunlarla ilgili 11 ayrı seçeneğe verdikleri yanıtların oranı şöyle:
- İklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı: Yüzde 67
- Şiddet ve çatışmalar: Yüzde 44
- Ayrımcılık ve eşitsizlik: Yüzde 43
- Yiyecek, su ve barınma eksikliği: Yüzde 42
- Sağlık ve çeşitli hastalıklar: Yüzde 37
- İfade özgürlüğü: Yüzde 32
- İnsana yakışır iş ve fırsatların olmaması: Yüzde 28
- Siyasi katılım ve demokrasi: Yüzde 24
- Göç: Yüzde 17
- Yapay zeka ve yeni gelişen teknolojiler: Yüzde 15
- Gelenekler ve kültürlerin riske altına girmesi: Yüzde 14
“Çok taraflılık önceliğimiz”
UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, düzenledikleri kapsamlı küresel anketin sonuçlarını, “İnsanların özel endişelerini ele almak için daha fazla çabaya ihtiyaç var ve bunu yapmanın yolu çok taraflılık. Dünyada çok taraflılığa olan güveni yeniden tesis etmek için somut ve etkili projelerin uygulanmasını gerektiriyor, bu öncelik örgütümüzün rolünün merkezinde yer alıyor” sözleriyle değerlendirdi.
UNESCO’nun kapsamlı anketine katılanlar 2030 yılında en temel sorunların başında gördükleri iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik sorunun çözümü için en fazla ne yapılması gerektiği konusunda ise şu görüşleri paylaştı:
- Yeşil enerjiye ve sürdürülebilir ekonomilere yatırım yapmak: Yüzde 77
- Sürdürülebilirliği eğitim yoluyla öğretmek: Yüzde 60
- Etkili uluslararası işbirliği: Yüzde 44
- Bilim ve bilim temelli kararlarda güvenin inşa edilmesi: Yüzde 43
- Koruma altında doğal bölgeler oluşturması: Yüzde 25
- Siyasi kararlara halkın katılımı: Yüzde 24
- Yeni teknolojik çözümler geliştirmek: Yüzde 23
- Hassas gruplar ve ülkelere destek: Yüzde 22
- Kültürel mirasın ve çeşitliliğin korunması: Yüzde 21
- Karar almada cinsiyet eşitliğinin sağlanması: Yüzde 16
- Etkili ve profesyonel medya: Yüzde 14
- Yerlilerin ve geleneksel bilgilerinin uygulamaların teşvik edilmesi: Yüzde 13