Seçim Kampanyasının Odağı Ekonomi

Türkiye’de açıklanan son ekonomik veriler hayal kırıklığı yarattı. Ülkenin düşen ihracatı nedeniyle cari açık beklenmedik biçimde arttı. Genel seçimler öncesi bu Adalet ve Kalkınma Partisi için kötü haber. Ülkede ekonomi durgun ve Türk lirası, tüketici ve iş güven endeksleri tarihlerinin en düşük seviyelerinde seyrediyor. Muhalefet seçim kampanyasının merkezine ekonomik konuları yerleştirdi. Seçimlerin AKP için bugüne kadar olmadığı kadar zor geçebileceği konuşuluyor.

İhracattaki hızlı düşüş ve bunun neden olduğu hızla büyüyen cari açık ülkede pazarlara olduğu kadar Başbakan Ahmet Davutoğlu için de kötü haber.

Verilerin Türk lirası üzerindeki baskısını arttırması bekleniyor. Lira, ülkedeki siyasi belirsizlik ve yüksek cari açık oranı nedeniyle tarihinin en düşük seviyesinde. Bu Haziran’da seçime gidecek başbakan için de kötü haber. AKP’nin bundan önceki seçim başarılarının temelinde hızla büyüyen bir ekonomi bulunuyordu.

Finansbank baş ekonomisti İnan Demir ekonominin kaygı verici bir düşüşe geçtiğini söylüyor.

2015’de durgunluğun daha da belirgin hale geldiğini söyleyen uzman, hem işyerleri hem de tüketiciler büyük harcama kararları almak istemediğini belirtiyor. Tüketici güveni ve iş güveninin düşük olduğunu söyleyen İnan, sene başından bu yana Türk Lirası’nın en büyük düşüşü yaşayan para birimlerinden biri olduğuna dikkati çekerken, enflasyonun da hayal kırıklığı yarattığını hatırlatıyor.

AKP’nin ekonomik sorunlarından birisi de enflasyonun gıda fiyatlarına etkisi. Geçenlerde gazetelere patates gibi temel ürünlerdeki rekor fiyatlar yansıdı.

Ülkede işsizlik de artıyor ve son 5 yılın en yüksek seviyesinde. Ekonomi yüzde 2 ile büyümeyi sürdürse de genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de yeni işçilere istihdam sağlamak için yüzde 5’lik bir büyümenin şart olduğu söyleniyor. Ancak Global Source Partner’dan Atilla Yeşilada artan işsizliğin AKP’nin seçim sonucuna çok da etki etmeyebileceğini söylüyor.

AKP’nin resmi ve gayrı-resmi olarak bir refah devleti ağı kurduğunu söyleyen Yeşilada ekonomiden en çok etkilenmesi gerekenlerin etkilenmeyeceğini belirtiyor. Yeşilada buna rağmen orta sınıfların, tacirlerin ve ufak ölçekteki işletmelerin hayal kırıklığına uğrayacağını ve CHP’nin daha iyi bir gelecek sunup sunamayacağını düşünmeye başlayacaklarını söylüyor.

Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi, ekonomiyi seçim kampanyasının merkezine yerleştirdi ve eskisi gibi AKP’nin İslami yönünü eleştirmekle uğraşmıyor. Açık Toplum’un yaptığı bir ankete göre bu strateji işe yarıyor olabilir. Koç Üniversitesi’nden Ali Çarkoğlu anketin baş sorumlusu. Çarkoğlu AKP’nin ekonomiden kaynaklı avantajının yok olmaya başladığını belirtiyor.

Halkın temel meselesinin her zaman ekonomi olduğunu söyleyen Çarkoğlu, bunun şu anda da böyle olduğunu belirtiyor. Halkın halen ekonomik konularda en çok AKP’ye güvendiğini söyleyen Çarkoğlu, buna rağmen bu oranda düşüş yaşandığını ifade ediyor ve muhalefet partilerinin etkinliğinin arttığının altını çiziyor.

Türkiye’nin 2000’li yılların başlarında yaşadığı ekonomik krizden sonra oluşan sistemin mimarı olarak bilinen Kemal Derviş’in CHP’ye katılması partinin ekonomik prestijini arttırdığı konuşuluyor. Uzmanlar, ilk kez AKP’nin tek başına iktidar olacağından şüphe duyuyor.

İnan Demir bu seçimden önce ilk kez sonuçlarla ilgili belirsizlik olduğunu ve piyasaların bu durumdan memnun olmadığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca seçim sonuçlarının piyasa ekonomisine uyumlu bir sonuç doğurmayabileceğini konuşuyor ve kim seçilirse seçilsin ekonomik sorunların devam edebileceğini dile getiriyor.