TL Eriyor, Ekonomide Riskler Artıyor

Türk lirası, Amerikan Doları karşısında tarihinin en zayıf günlerini yaşıyor. Darbe girişiminde 2.87 TL olan dolar kuru, bugün 3,59’u gördükten sonra 3,50-3.55 aralığında inip çıkıyor.

Aslında darbeden hemen sonra 3,08’e çıkan dolar, 6 Eylül’de 2,94’e kadar düştükten sonra yeniden yükselmeye başladı.

Gözlerin üzerine çevrili olduğu Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü itirazlarına rağmen 24 Kasım’da faizi 0,50 puan arttırsa da son bir haftada dolar kurunun 3,40’dan 3,55’lere yükselmesinin önüne geçemedi.

Piyasa yapıcılarına göre, kurdaki hareketlilikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemi belirleyici oluyor. Cumhurbaşkanı bugün Ankara’da faiz artışı olmayacağını söyleyip yastık altındaki altını, dövizin bozdurulması çağrısı yapınca saat 12.45’de 3.53 olan dolar 20 dakika içinde 3.59’u gördü.

Erdoğan: “Yastık altındaki altını dövizi getirin TL kazansın”

Cumhurbaşkanı, “Son günlerde bir döviz meselesi çıkardılar, şöyle oldu, böyle oldu, ben millete şunu hatırlatıyorum, sizleri Allah için seviyorum. Yastığının altında döviz olanlar, gelsinler altına dönüştürsün, Türk Lirası kazansın. Gelin bunu yapın, ne gideceğiz dövize kazandıracağız ya. Gelin bunu yapalım, yine söylüyorum, kriz bizi teğet geçecek. İnşallah faiz noktasında da arkadaşlarıma aynı şeyi söyledim, faizi düşürmekten başka çaremiz yok diyorum” dedi.

Avrupa ve ABD’de faizlerin düşük olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye’nin de yatırımcının önünü açmak için düşük faizde ısrar edeceğini vurguladı.

Aslında Erdoğan, bugün akşam saatlerinde Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında toplanacak Ekonomik Koordinasyon Kurulu’na da görüşlerinde bir değişim olmadığı mesajını vermiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tıpkı 2009’da olduğu gibi “kriz teğet geçecek” sözleriyle halkı ve ekonomiyi rahatlatmaya çalışıyor. Ancak TÜSİAD Başkanı Canan Başaran Symes, dün Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı Yüksel İstişare Konseyi toplantısında ekonomideki sıkıntının arttığına dikkat çekti.

TÜSİAD Başkanı: “Ekonomide sıkıntı artıyor, OHAL ve KHK’lardan vazgeçilmeli”

Başbakan Yıldırım’ın “yatıştırıcı mesajlarını”, hükümetin iş dünyasıyla tesis ettiği “istişare, diyalog ve paylaşım ortamını” faydalı bulan TÜSİAD Başkanı, ekonomideki sarsıntının büyüyebileceği uyarısını yaptı.

“Son 4 yıldır ekonomimiz potansiyelin çok altında seyreden bir hızla büyüyor ve yatırımlar artmıyordu. Bu yıl veriler, üçüncü çeyrekten itibaren ekonomide bir daralmayı işaret etmeye başladı. İşsizlik oranında son 6 aylık hızlı yükseliş de sıkıntının büyüklüğünü gösteriyor. Sanayi üretimi gerilerken, dünyada ABD’den esen rüzgarların da etkisiyle yükselişe geçen faiz oranlarının baskısını daha fazla hissediyoruz. Kurdaki hızlı yükseliş elbette yalnızca Türkiye’nin koşullarından kaynaklanmıyor. Dünyadaki akışla uyum içindeyiz ancak dünyada parası en fazla değer kaybeden ülkelerden biri olmamız üzerinde düşünmeliyiz.”

TÜSİAD Başkanı’na göre, ekonominin bu sarmaldan çıkması için hukuk sistemini, yargı bağımsızlığını ve mülkiyet hakkına eriyen güveni iyileştirmek, Olağanüstü Hal’i bir an önce kaldırmak, KHK ile yönetimin sonuna gelmek gerekiyor.

Özel sektörün döviz borcunu ilanihaye döndürebilmesinin hayli güç gözüktüğünü de belirten Symes, ekonomideki sarsıntının giderek daha yavaş büyüyecek bir dünyada, daha yavaş büyüyecek bir Türkiye’nin habercisi olduğunu ifade etti.

Bu arada akşam saatlerinde Borsa İstanbul, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına paralel olarak nakit varlıklarını dolardan TL’ye döndürdüğünü açıkladı.

BIST Başkanı Himmet Karadağ Habertürk Bloomberg'e yaptığı açıklamada “hazır değerlerimizde yer alan, ihtiyaç da duymadığımız varlıkları TL'ye olan güvenimizi yansıtmak için TL'ye çevirdik” derken meblağ konusunda bilgi vermedi.

Ancak Borsa İstanbul'un 31 Aralık 2015 tarihinde yayınladığı bilançoda 608 milyon dolar, 247 milyon euro nakit ya da nakit değerinde varlık gözüküyor.

Haluk Bürümcekci: Dolar borcu olanların TL’ye dönmesi riski arttırır

Ekonomist Haluk Bürümcekçi, herhangi bir kurum için dolardan TL’ye geçişi “tehlikeli tarafları da olan tercih” olarak yorumladı.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Bürümcekci, “Dolardan TL’ye geçerken önemli olan şudur; bir kurumun dolar üzerinden borcu varsa varlıklarını eritmek o pozisyonu daha da tehlikeye sokar. Mesela Hazine olarak döviz cinsi garanti vermişseniz buna rağmen TL alıyorsanız riskleri arttırmış oluyorsunuz. Ayrıca Merkez Bankası’nın dolar satması makul değildir. Çünkü böyle bir dönemde işe yarayacağı ihtimali olmadığından müdahale beklenmez. Merkez Bankası geçen hafta faizleri arttırdı. Bağımsızlığını kanıtladı belki denemez ama ne yönde gitmesi gerektiğini bildiğini kanıtladı”dedi.

Aynı zamanda Araştırma ve Danışmanlık’ın da kurucusu olan analist, TL’de yaşanan krizi dış faktörlerle izah etmenin yanıltıcı olduğunu belirtirken yatırımların önünü açmanın tek yolunun da faizi düşük tutmak olmadığının da altını çizdi.