Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) üyeleri, İzmir’de maaşlarına yapılan zammı protesto ederek hükümete “kırmızı kart” gösterdi. Yılın ikinci yarısında SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 24,7, memur emeklilerine ise yüzde 19,31 oranında yapılan zammı yeterli bulmayan emekliler, Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi.
Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk'ün emekli olduğu tarih olan 30 Haziran’ın (1927) Emekliler Günü, içinde bulunulan haftanın da Emekliler Haftası olarak kutlanması dolayısıyla Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Günlerimiz kutlamalarla değil yaşam mücadelesiyle geçiyor”
Ardından basın açıklamasını okuyan Emekli-Sen Ege Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, “Emekliler Yılı ilan edilen 2024’te, Emekliler Haftası’na açlık ve sefalet içinde giriyoruz. 28 Haziran-4 Temmuz Emekliler Haftası’nda, açlık, yoksulluk, sefalet üçgenindeki emekliler için kutlayacak bir şey yok. Türkiye’de emekliler, yıllardır ne emekliler haftasını ne de emekliler gününü kutlayabiliyor. Günlerimiz kutlamalarla değil yaşam mücadelesiyle geçiyor” dedi.
Yeşiltepe, “Enflasyonun sebebini işçilerin ücretlerinde, emeklilerin aylıklarında arayanlar sermayeyi beslemeye devam ediyor. Emekliler ‘açlık sınırının yarısındaki aylıklarımızla ne geçinebiliyor ne barınabiliyor ne de temel gıda maddelerine erişebiliyoruz’ diyor; onlar ‘çalışmıyorlarsa yaşamasınlar’. Bizler buzdolabımızdan eksilterek faturaları denkleştirmeye; torunumuzun harçlığından keserek ilaç paramızı yetiştirmeye çalışırken ‘2-3 ay bedeli hep birlikte ödeyeceğiz’ diyorlar” ifadeleriyle hükümetin ekonomi yönetimini eleştirdi.
“Bu ülkenin emeklileri biraraya geldiğinde gideceğiniz o günlerin yakın olduğunu hatırlatıyoruz”
En düşük emekli aylığının 10 bin TL’de bırakıldığını hatırlatan Yeşiltepe, “Bu şartlarda, 4 milyona yakın emeklinin Temmuz ayında hiç zam almayacağı ya da resmi enflasyon oranından dahi düşük zamlı aylıklara mahkum edileceği, yüksek enflasyonun bedelini hep birlikte ödeyeceğimizi söylemekten çekinmiyorlar” diye konuştu.
Hükümete seslenen Yeşiltepe, “Bayramda sadakanızı, seçim süreçlerinde müjdelerinizi, ‘emekliyi enflasyona ezdirmedik’ sözlerinizi kabul etmiyor; bu ülkenin emeklileri biraraya geldiğinde gideceğiniz o günlerin yakın olduğunu hatırlatıyoruz” dedi.
Kök aylığı 8 bin lira altında olanlar maaşlarında zam göremeyecek
Her yıl Ocak ve Temmuz dönemlerinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesapladığı altı aylık enflasyon farkı oranında emeklilere yapılan zam, kök maaş üzerinden uygulanıyor. Kök maaşları en düşük aylık olan 10 bin TL’nin altında kalanların maaşıysa, Hazine tarafından tamamlanıyor. Ancak bu kez kök maaşı 8 bin TL altında olan emekliler maaşlarında bir zam göremeyecek. Hesaplarına aylıkları 10 bin TL olarak yatmaya devam edecek.
Türkiye’de en düşük aylık alanların sayısı resmi olarak açıklanmazken emeklilik uzmanlarına ve sendikalara göre, ortalama emekli aylığı bu civarda.
Zam oranının netleşmesinin ardından hükümetten en düşük emekli aylığında iyileştirme hamlesi gelmezken, enflasyon farkının yanında refah payı eklenmeyeceği de açıklanmıştı.
“Şu anda maaşımın 50 bin lira olması gerekir"
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan emekliler de maaşlarına gelen zammı yeterli bulmadıklarını söyledi. Emekli memur Bahtıgül Çalışkan, “Ben yaklaşık 15 bin lira alıyordum. Şimdi olsa olsa 18’e (bin TL) yakın olur. O da çok yeterli değil. Alım gücümüz tamamen düştü. Örneğin; kılık kıyafetten, yemeden içmeden, pazardan, o kadar çok şeylerden mahrum olduk ki anlatamam. Eskiden gezerdim, tiyatroya giderdim. Her şeyden mahrum kaldım” şeklinde konuştu.
Evi kendisine ait olmasına rağmen geçim sıkıntısı çektiğini belirten Çalışkan, “Şu anda maaşımın 50 bin lira olması gerekir. Net söylüyorum, 50 bin liradan aşağı hiç kimse geçinemez. Bunu ben abartı olarak söylemiyorum, 50 bin lira çok büyük bir para değil” dedi.
“TÜİK’in açıkladığı enflasyona inanmıyorum”
10 yıl önce elektrik teknisyenliğinden emekli olan Ahmet Levent Taşkın ise 17 bin lira maaş aldığını söyledi.
Geçim sıkıntısı çekmesine rağmen emeklilikten sonra çalışamadığını söyleyen Taşkın, “Bizim gibi özellikle ağır sanayide çalışıp da yıpranan insanlar için ikinci bir iş bulma olanağı yok. Çünkü çok zor, vücutlarımız artık yıprandı, kaldırmıyor ağır çalışmaları. Günün yaşam koşulları ortada. Hayatımız zaten belli, aldığımız maaşlar yeterli değil” dedi.
Emeklilikten önce hayal ettiklerini gerçekleştiremediğini anlatan Taşkın, “En azından dinleneceğim, ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar param olacak, birazcık da eşimle, çocuğumla tatil yapabileceğim diye hayal etmiştim. Bunlar artık hayalden öteye gitmeyen şeyler olarak kaldı” diye konuştu.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine inanmadığını da söyleyen Taşkın, “Gerçek veriler verilmediği ortada. Yaşadığımız hayat şartları ortada. Her gün gelen zamlarla bu pahalılık koşulları altında TÜİK’in verilerinin doğru olduğuna inanmıyorum. Emekli maaşları asgari ücretin 1,5 katı olursa, inanıyorum ki emekliler normal yaşam standartlarına, eski haline dönebilirler” dedi.