Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yüksek enflasyonla mücadele için kredi kartı harcamaları ve kredilere sınırlama getirilmesi yönündeki sinyalleri geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştı. Geçen ay BDDK'nın bu konuda bir sınırlama kararı aldığı bilinirken, Bakan Şimşek'in açıklamalarından sonra bu sınırlamanın kapsamının genişleyeceği anlaşılıyor.
Peki, sınırlama kararına uzmanlar nasıl bakıyor? Yeni sınırlamalar neleri kapsayacak? Enflasyonla mücadelede etkili olacak mı?
VOA Türkçe, ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve tüketicinin konu hakkındaki görüşlerini aldı.
Your browser doesn’t support HTML5
“İnsanların harcama yapmasını kısarak enflasyonu düşürmeye çalışmak beklenen sonucu vermeyecektir”
Hükümetin kredi kartı kullanımına sınırlama getirmeyi, enflasyonla mücadelenin bir aracı olarak gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Karatepe, bunun doğru bir tespit olmadığını söyledi.
Karatepe, “Kredi kartı harcamalarına sınırlama getirmekte ki temel gerekçe insanlar daha az tüketim yapsın. Diğer bir ifadeyle iktidar talebi kısarak enflasyonu kontrol altına alabileceğini düşünüyor. Ama bu doğru bir tespit değil. Çünkü Türkiye’de enflasyonun ortaya çıkmasına yol açan başka sebepler var. Vatandaşın harcama yapmasını kısarak enflasyonu düşürmek beklenen sonucu vermeyecektir” diye konuştu.
“Talep kaynaklı bir enflasyonun olmadığı bir ülkede talebi kısarak enflasyonla mücadele edemezsiniz”
Yüksek enflasyonun nedenleri hakkında da konuşan Karatepe, “Örneğin Merkez Bankası 2022 sektör bilançolarının analizine baktığımızda, şirketlerin maliyet artışlarından bağımsız bir şekilde ne kadar çok para kazandığını net bir biçimde görüyoruz. Peki bu karı nasıl elde ettiler? Yüksek fiyattan mal satarak, yani enflasyon ya da maliyetlerinden bağımsız olarak fiyatlarını yükselterek para kazandıklarını görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’deki enflasyonun kaynağını iki yerde aramamız lazım. Bunlardan bir tanesi döviz kurunun değişiminin yol açtığı maliyet kaynaklı enflasyon. İkincisi şirketlerin aşırı kar elde etmek için ürün fiyatlarını oldukça yüksek seviyelere çıkararak enflasyona yol açmaları. Dolayısıyla talep kaynaklı bir enflasyonun olmadığı bir ülkede siz talebi kısarak enflasyonla mücadele edemezsiniz” dedi.
“Türkiye’de yoksulluk ciddi şekilde derinleşmiş durumda”
Vatandaşın kredi kartına olan borcunun 922 milyar TL’ye ulaştığını belirten Karatepe, bunun 502 milyar lirasının taksitsiz olarak bir defada ödeme yapılan market ve akaryakıt harcaması olduğunu söyledi. Karatepe, “Bu borçlarda çok büyük bir artış var. Bu bize gösteriyor ki aslında vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kredi kartlarını kullanmak zorunda kalıyor. Bunun ifade ettiği şey, Türkiye’de yoksulluk ciddi şekilde derinleşmiş durumda. Çalışan insanlar elde ettikleri gelirle emekliler ise elde ettikleri emekli maaşı ile ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı için ancak kredi kanalları üzerinden ulaştıkları kaynakları harcayarak temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Dolayısıyla kredi kartlarına yönelik yapılacak düzenleme burada borcu bulunan vatandaşların gelecek dönemde ihtiyaçlarını karşılamakta daha da zorlanması sonucunu doğuracaktır” ifadelerini kullandı.
Gündelik yaşamında kredi kartı kullanarak temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan tüketici de bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğini ifade ediyor.
“Marketten taksit isteyecek duruma geldik”
Özel sektörde çalışan Mustafa Ateş, market alışverişlerinde bile taksit talebinde bulunacak duruma geldiklerini belirterek alınan kararı eleştirdi. Ateş, “Kredi kartı limitimiz düşürüldüğünde enflasyonun yok olacağını mı düşünüyorlar? Vatandaşın hali ortada değil mi? Market alışverişinde taksit istiyoruz artık biz. Domatese, bibere taksit olur mu? Biz isyan mı edelim” ifadelerini kullandı.
Can Karasu da alınacak kararın kendisini olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi ve “İnsanlar kredi kartları ile idare ediyor. Ben de nakit sıkıntım olduğunda kredi kartını sıklıkla kullanıyorum” ifadelerini kullandı.
Emekli Kazım Toprak ise kararı, kredi kartını kontrolsüz şekilde kullananlar için olumlu bir adım olarak gördüğünü belirtti.