Erdoğan’a Suikast Girişimi Davasında Müebbet Hapis Cezası

Suikast girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı Grand Yazıcı otelindeki çatışma izleri

Geçen yılki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı Muğla – Marmaris’teki konaklama tesisine suikast amaçlı saldırı düzenlemekten yargılanan eski askeri personel müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Geçen yıl 15 Temmuz gecesi yaşanan olayda iki polis memurunu da öldürmekle suçlanan sanıklara ilişkin dava sürecinde karar çıktı. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, 43’ü tutuklu 47 kişi hakkındaki davada kararını verdi. Böylece darbe girişimi davalarından “Cumhurbaşkanı’na Suikast Davası” olarak adlandırılan yargılama süreci, yerel mahkeme düzeyinde sona erdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan saldırı başlamadan otelden ayrılmıştı.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkeme Heyeti, tutuklu yargılanan sanıklardan 31’i hakkında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10’u hakkında ise müebbet hapis cezası verdi. Müebbet hapis cezası alan sanıklardan sadece o dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başyaveri olan Albay Ali Yazıcı’nın cezası, “doğrudan eyleme katılmamış olması” gerekçesiyle 18 yıla indirildi. Böylece 9 sanık müebbet hapis cezası almış oldu.

O dönemki Başyaver Ali Yazıcı, ayrıca Ankara’daki “Darbe Girişimi Çatı Davası”nda yargılanıyor. Yazıcı mahkeme kararına ilişkin son sözü sorulduğunda, “Son sözümü Ankara’daki çatı davada söyleyeceğim” beyanında bulundu.

Dava dosyasındaki darbe girişimi sırasında en rütbeli isim, o dönemki Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma’ya 15 yıl hapis cezası verildi.

Davadaki sanıklardan sadece o dönemde yarbay rütbesinde olan Hüseyin Yılmaz’ınsa beraatine karar verildi. Ancak bu davada delil yetersizliğinden beraat etmesine karar verilen Yılmaz, hakkında başka suçlamalar nedeniyle tutuklama kararı bulunduğu için serbest kalmadı.

Mahkeme Heyeti, ayrıca Türkiye’deki bütün “Fethullahçı Terör Örgütü” (FETÖ) davalarında 1 numaralı sanık olarak dosyada yer alan Fethullah Gülen’i, firari durumunda olması nedeniyle karar alabilmek için dosyadan ayırdı. Yine firari sanık o dönem yüzbaşı rütbesindeki Burkay Karatepe’nin dosyası bu davadan ayrıldı. Bu dava sürecinde firari durumda olan ancak 16 Ağustos 2017’de yakalanan ve Ankara’da yapılan hava bombardımanını yönetmekle suçlanan o dönem yarbay rütbesindeki Özcan Karacan’ın da dosyası ayrıldı. Sanıklardan o dönemki Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanı Albay Ramazan Elmas’ın da Çiğli Davası’nda yargılanmasına hükmedilerek dosyası ayrıldı.

Mahkemenin 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdiği isimlerse suikast timini yöneten ve görev alan sanıklar oldu. Suikast girişimini planladığı belirtilen ve Gülen’den sonra davada 2 numaralı sanık olan o dönemki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Keza suikast timini sahada yönettiği kaydedilen o dönemki Binbaşı Şükrü Seymen’le Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda FETÖ’nün “Üs İmamı” olduğu iddia edilen Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu da 4 kez ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, yaklaşık bir saatte okuduğu 30 sayfalık kararın ardından “İnşallah bir daha demokrasiye böyle müdahaleler olmaz ve biz de böyle kararlar vermek zorunda kalmayız” açıklaması yaptı.

Karar açıklandığı sırada öldürülen polis memurlarından Nedip Cengiz Eker’in annesi Güzel Eker, sanıklara “Katiller, benim oğlumu siz öldürdünüz” tepkisi gösterdi.

Anımsanacağı üzere; suikast girişimi sırasında 15 Temmuz gecesi polis memuru Nedip Cengiz Eker’le birlikte Cumhurbaşkanlığı Koruma Ekibi üyelerinden Mehmet Çetin de öldürülmüştü. Marmaris’te askerlerle polisler arasında yaşanan silahlı çatışmada 7 polis yaralanırken; suikast timi üyeleriyse uzun süre dağlık arazide kaçak yaşamıştı.

Sanıklar dava sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürme amacında olmadıklarını ve başka yere naklini sağlayacaklarını savundu. Ancak Erdoğan’ın Avukatı Hüseyin Aydın, “Sanıkların savunmaları Cumhurbaşkanımızın alıkonulup başka bir yere götürülmesi yönünde. Ancak dosyayı incelediğimde, delilleri dikkatle değerlendirdiğimizde alıkoyma iradesi değil, varlığını ortadan kaldırmak, suikast iradesinin olduğu konusunda tereddüdümüz bulunmamaktadır” diyerek bu savunmayı reddetmişti.