Erdoğan AKP’de Geniş Kapsamlı Değişiklik İşaretleri Veriyor

16 Nisan Referandumu’nun ardından 21 Mayıs 2017’de Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanlığına seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde sık sık iç siyasetle ilgili mesajlar veriyor.

İki buçuk aydır AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı, önce olağanüstü kongrede, ardından 31 Mayıs’ta katıldığı ilk AKP Meclis Grubu’nda, sonra da AKP İstanbul İl Örgütü’nün 25 Haziran’da düzenlediği bayramlaşma toplantısında örgütlerde olan metal yorgunluğundan bahsetti.

Erdoğan, Rize İl Teşkilatı’nın düzenlediği danışma toplantısında da aynı konuyu gündeme getirdi.

Erdoğan: “Teşkilatlarımızda metal yorgunluğu var, kapsamlı bir değişim yapmak için kararlıyım”

Yeni cumhurbaşkanlığı sisteminin 2019 yılında yürürlüğe gireceğini anımsatan Cumhurbaşkanı, daha önce “metal yorgunluğu” kavramını bir kez daha telaffuz ettikten sonra parti lideri olarak kapsamlı bir değişiklik yönünde tasarrufta bulunacağını açık bir şekilde ifade etti.

“Onun öncesinde mali idareler seçimleri var. Mali idareler seçimlerinde çok iyi bir sonuç almamız gerekiyor ki, 2019'da Kasım ayındaki seçimleri çok daha güçlü olsun. Yeni sistemde başarı çıtası yüzde 50+1 oy oldu. Artık işimiz kolay değil. Asıl imtihanımız 2019 Kasım'ında yapılacak seçimler. Yüzde 50'nin üzerinde oy almanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. AK Parti olarak 2019'a çok sıkı hazırlanmamız gerekiyor. Teşkilatlarımızın bir kısmında mental yorgunluk gördüğümü ifade ettim. Teşkilatlarımızda kapsamlı bir değişim yapmak zorundayız. Genel Başkan olarak bu konuda kararlıyım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’de İsmail Kahraman Kültür Merkezi’ndeki konuşmasında iki kavram daha ortaya attı. Bu yeni kavramlar, “defolu kişiler” ve “siyasi baron” kavramları oldu.

Cumhurbaşkanı’nın sözlerine bakılırsa yalnız il ve ilçe teşkilatlarında değil belediye kadrolarında ciddi değişikliklere gidilmesi sürpriz olmayacak.

Erdoğan “dava adamı” arıyor

“Tevazu ehli olarak halkımızla kucaklaşacağız, halkımızla bütünleşeceğiz. Nerede fakir fukara varsa onlara ulaşacağız” diyen Erdoğan, AKP’lilerin filancanın adamı değil “davanın adamı” olmaları gerektiğinin altını çizdi.

“Ben belediye başkanıyım” havasından geçilmiyorsa yandık. “E ben bakanım” yanından havasından geçilmiyorsa yandık. Yahu mütevazi ol. Tevazu ehli olarak halkımızla kucaklaşacağız, bütünleşeceğiz. Unutmayın Türkiye’nin yeni bir kurtuluş savaşı verdiği bir dönemdeyiz. Hiçbir ihanete tahammül edemeyiz. İhanet edenleri görüyoruz. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanı gördük değil mi? Nerede şimdi? Pensilvanya’da. Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle böyle bir mücadeleyi yürütemeyiz. Hiçbir kardeşimizi de sen kenarda dur diyemeyiz. Çalışacak kim olursa olsun hepsine açacağız. Şu bakanın, şu milletvekilinin, filanda grubun yapının adamı değil davanın adamı olması şart. Davası olmayan bulunduğu yerde milletimizi kucaklamayan hiç kimse AK Parti’de yöneticilik yapamaz. Tüm arkadaşlarımdan, ilçe ve il teşkilatlarımızda bu vasıflara uygun kadroların görev almaları ve katkı sunmalarını rica ediyorum. 15 – 20 -25 yıl öncesinin siyasi baronlarının tarzıyla AK Parti’de etkinlik kurmaya çalışan herkes karşısında bu kardeşinizi bulur.”

Doç. Akça:” 2019 Erdoğan’ın son meydan muharebesi, referandumdaki sorunları yaşamamak için işi şimdiden sağlama alıyor”

Siyaset bilimci Doçent İsmet Akça, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” çıkışını ve sık sık AKP teşkilatlarına yönelik olumsuz geri bildirimini 16 Nisan Referandumu’nda yaşadığını memnuniyetsizlikle açıklıyor.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Akça, “2019 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından son meydan muharebesi olarak düşünülebilir. Hem kendi iktidarı hem de inşa etmeyi çalıştığı yeni Türkiye açısından bu böyle. Filmi biraz geri sardığımızda referandumda AKP teşkilatlarının iyi mobilize olamadığını görürüz. Bu sürecin zayıf geçtiğini gören Erdoğan, aynı sorunları yaşamamak için ipi gevşetmek istemiyor. İkincisi, unutmamak gerekir ki Erdoğan belli açılarda çok güçtü, belli ise kaygan zemin üstünde duruyor. Fay hatları çatladı. 15 Temmuz sonrası devlet içinde aslında kendisine çok da yakın olmayan insanlarla ayakta duruyor. Ulusalcılar ve Ülkücülerin desteğiyle bunu yapıyor. AKP her zaman büyük bir ittifaktı. Erdoğan’ın bu ittifakları iyi tutabilmesi lazım. Kimseyi küstürme lüksü yok” dedi.

Akça: “Bugün AKP’den değil Erdoğan’dan bahsediyoruz. İktidar bir kişide başka güçlü siyasilere yer kalmıyor”

Doçent Akça’nın “küstürme lüksü yok” analizi Erdoğan’ın konuşmasında sarf etmiş olduğu, “Ben partimizin kuruluşunda emeği geçen tüm kardeşlerime vefa borcumuzun olduğuna inanıyorum. Bu kardeşlerimizle şu andaki kadrolarımızın irtibatı devam etmelidir. Onlarla beraber yolculuğa devam etmeliyiz. Bu inceliği bir kenara koymayacağız. Bunun üzerinde hassas duracağız” cümlesiyle de örtüşüyor mu?

Erdoğan, bir süredir arasına mesafe koyduğu bilinen AKP kurucuları Bülent Arınç ve Abdullah Gül’le hatta bir zamanlar partinin iki numaralı ismi olarak kabul edilen Hüseyin Çelik ve eski Adalet Bakanı Bakanları Cemil Çiçek ve Sadullah Ergin gibi isimlerle yeniden işbirliği yapabilir mi?

Doçent Akça, bunun çok mümkün olmadığı görüşünde.

“Ben referanduma kadar bir zamanlar partinin etkili isimleri olan Güllerin Arınçların yeniden etkili olacağını düşünmüyorum. Çünkü bugün AKP’den değil Erdoğan’dan bahsediyoruz. İktidar bir kişide bu kadar yoğunlaştığı zaman başka güçlü siyasi isimlere yer kalmıyor. Ama şu da var. Cumhurbaşkanı seçimi kazanmak için en ilginç ittifakları kurmaktan çekinmedi. Ancak bana kalırsa Erdoğan, bu hamlesiyle onlara eski rollerine eş bir rol vermek yerine bu kişilerin değdiği tabana “ben kimseyi dışlamıyorum” mesajı veriyor.”

Erdoğan’ın sözlerinin ardından aralarında referandumda hayırların evetleri geçtiği İstanbul ile hayır oy aylarının evet oylarını ikiye katladığı İzmir’in de aralarında bulunduğu beş şehirde AKP İl Başkanları’nın görevden alınacağı iddiaları gündeme geldi.