Geçtiğimiz Pazar günü çıkarılan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin özellikle iki maddesi tartışmalara yol açtı. Bunlardan biri “tek tip kıyafet” diğeri ise “ ‘terör olaylarına’ sivil müdahaleyi cezasızlaştırma” şeklinde yorumlanan 121. Madde.
Ancak süreç muhalefet-iktidar geriliminden, Abdullah Gül-AKP gerginliğine dönüşmüş durumda.
Zira bugün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan isim vermeden 11. Cumhurbaşkanı’nı, CHP liderinin yanında yer almakla suçladı.
Gül: 'Görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim'
Akşam saatlerinde ise Abdullah Gül’ün ofisi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bir süredir basın yayın organları ve sosyal medya üzerinden bazı milletvekilleri ve ilgili troller tarafından şahsıma karşı yapılan saygısızlık, hakaret ve ahlak sınırlarını aşan saldırıların son açıklamamdan sonra giderek arttığına dikkat çekiyorum. Partimizin kuruluş ilkelerinden biri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan birisi olarak, gerekli gördüğüm durumlarda görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim” dedi.
Aslında polemik CHP, HDP ve İyi Parti’den gelen tepkiler sonrası, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de düzenlemeye “696 sayılı KHK’nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir, gözden geçirileceğini umut ediyorum” şeklindeki eleştirel sözleriyle başladı.
AKP sözcüleri, parti kurucularını “Daha önce resmi görevlilere bu hak verilirken rahatsız olmayanların bugün rahatsız olmasını üzülerek karşılıyoruz” diyerek tepki gösterirken en sert sözler, “Sayın Erdoğan’a başkalarının kirli omuzlarından ateş etmekten vazgeçin, ‘hattımız Erdoğan karşıtlığıdır’ deyin” diyen AKP İstanbul milletvekili Metin Külünk’ten geldi.
Erdoğan’dan Gül’e, 'Hangi madde sizi muğlaklığa itebiliyor'
Tunus ziyareti sonrası uçakta gazetecilere açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Geçmiş Cumhurbaşkanı’mızın da bir muğlaklıktan bahsetmiş olması üzücüdür. Neye dayanarak siz böyle bir muğlaklıktan bahsediyorsunuz? Hangi madde sizi bu muğlaklığa itebiliyor? Bu üzücü olmuştur. Kendileri tarafından yapılan o açıklama, aldığı retweet’lerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiştir” diyerek bir önceki cumhurbaşkanının yaklaşımına sitem etti.
Gül: ‘Tereddüdüm şu, ileride hepimizi üzecek olaylara vesile verebilir’
Ancak tartışma burada bitmedi. 11. Cumhurbaşkanı Gül, eleştiri ve sitemlere rağmen pozisyonunda değişiklik olmadığını dün Cuma namazı sonra gazetecilere yaptığı açıklamada teyit etti.
Gül, “Bir boşluk görüyorum ve tereddüdüm şu; ileride durumdan vazife çıkartacak bazıları hepimizi çok üzecek olaylara vesile verebilirler. Onun için ufak bir düzeltmeyle bunun önüne geçilebilir diye düşündüm. Nitekim birçok saygı duyduğumuz hukukçu da bu şekilde açıklamalarda bulundular. Bunu oraya buraya çekmenin hiçbir anlamı yok açıkçası. Ben bütün hayatımı millet ve devlete hizmet ederek geçirmiş eski bir cumhurbaşkanıyım. Önemli konularda görüşlerimi halkla paylaşmak da tabi ki bir sorumluluk benim için. Bunun arkasında bir mesele aramanın da hiç anlamı olmadığı kanaatindeyim” dedi.
Erdoğan’dan Gül ve Arınç’a “Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz” çıkışı
Ancak Gül’ün sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tatmin etmiş görünmüyor. Zira bugün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Kastamonu İl Kongresi’nde konuşan Erdoğan, isim vermeden KHK’yı eleştiren Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibi eski dava arkadaşlarını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yolunda gitmekle itham etti.
Cumhurbaşkanı, “Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK'da kamu görevlilerinin 15 Temmuz'da aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis'te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz'da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı.
Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz” dedi.
Başbakan Yıldırım: ‘En güzel düzenleme’
121. Madde’nin “en güzel düzenleme” olduğunu savunan Başbakan Binali Yıldırım da partisinin Edirne İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada Gül’ü değil CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı.
“Kılıçdaroğlu sazı aldı eline. Sazın ayarı bozuk, akordu yok. Allah ne verdiyse söylüyor. Bu çıkarılan KHK için gürültü patırtı yapıyorlar ya. Ben size anlatayım. 15 ve 16 Temmuz. Akşam 9.30'da başladı, sabah 11.00'de bastırıldı. Kimler bu darbeye karşı koydu? Devlet görevlileri, polis, vatansever askerler, savcılar, hakimler. Başka kim, millet! Vatandaş o gece sokağa çıktı, alçaklara haddini bildirdi. Darbe yapmaya çalışanlara millet darbeyi vurdu. Bu insanlarımıza, o gün vatanseverlik yapan, demokrasiyi koruyan bu aziz milletin evlatlarını korumayıp da kimi koruyacağız ey Kılıçdaroğlu? Bu yaptığınız en hafifinden şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor. Bu iş, darbeye karşı koyan vatandaşlarımızın hukuki garanti altına alınması için yapılan bir düzenlemedir ve yapılan en güzel düzenlemedir. Bunun karşısında durmak darbecilere cesaret vermektir.”
Her ne kadar Başbakan da Cumhurbaşkanı gibi düzenlemenin 15-16 Temmuz günlerini kapsadığını söylüyorsa da, 121. Madde’de yer alan “resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması” ifadesi “15-16 Temmuz 2016 gününden daha geniş bir zaman dilimini” kapsayabileceği iddiasıyla Abdullah Gül ve birçok kişi tarafında “muğlak” bulunuyor.
Karadağ: ‘Yasaların genel, soyut ve objektif olması gerekir’
Yargıçlar Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadağ, Gül ve benzerlerinin eleştirilerinin doğru olduğu kanaatinde.
Emekli hakim Karadağ, “Yasaların genel, soyut ve objektif olması gerekir. O madde hakkında ‘Biz böyle düşünüyoruz’ denilemez. Ne başbakanın ne cumhurbaşkanın ne de başkasının yorumları önemli değil. ‘Bunların devamı niteliğindeki eylemler’ deniyor. Bu eylemler nedir? Yarın bir olay 15 Temmuz darbe girişiminin devamı gibi bir eylem olarak yorumlanabilir mi? Yargıçlar cümleye bakacaklar. Bu düzenleme tehlikeli bir düzenlemelidir” dedi.