Erdoğan: ‘FETÖ İle Mücadele Etmezseniz Yarın Çok Geç Olabilir’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap etti. Erdoğan, konuşmasında Türkiye’de 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimini dünya liderlerine anlattı.

Erdoğan, 'Bugün karşınızda bulunuyorsam milletimin darbe girişimi karşısındaki asil duruşu sayesindedir' dedi. Erdoğan, darbe girişiminin arkasında FETÖ’nün olduğunu söyledi. Diğer ülke liderlerini ‘FETÖ’ konusunda uyararak, “FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir’ diye uyardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasın başında Genel Kurul Başkanlığına yeni seçilen Peter Thomson’ı da kutladı.Yıl sonu görevini devir edecek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban–Ki Moon’a, görevini sürdürdüğü on yılda gösterdiği çabalar için teşekkür etti.

Erdoğan, konuşmasında Suriye ve Irak'ta yaşananlar, mülteci sorunu ve Birleşmiş Milletler’in yapısıyla ilgili görüşlerini açıkladı. Mülteciler konusunda Türkiye’nin yalnız kaldığını, AB ve BM’nin sözlerini tutmadığını belirtti. ‘Fırat Kalkanı Operasyonu’, sonrasında Türkiye’nin ılımlı muhaliflere verdiği destekle, Suriye’de bir ‘Barış Koridoru’ oluşturulduğunu söyledi.

Erdoğan’ın, genel kurul salonunda yaptığı konuşma sırasında bazı ülke liderlerinin salonda bulunmadığı gözlendi. Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’de reform yapılması gerektiğini belirttiği konuşmasında, “Dünya beşten büyüktür” sözleri genel kurul salonunda büyük alkış aldı. Erdoğan'ın konuşması 28 dakika sürdü.

‘Mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muameleyle karşı karşıya’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmada, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde insanoğlunun bilim, teknoloji, ekonomik gelişme ve sağlık şartları bakımından, tarihin en zirve dönemini yaşadığını söyledi.

Tüm bu gelişmelerle birlikte savaşların ve ölümlerin sürdüğüne vurgu yapan Erdoğan, "Bu parlak tablonun karanlık utanç verici karanlık bir yüzü var. Suriye'de, Irak'ta, terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüzbinlerce çocuk, kadın genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa, şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle ile karşı karşıya kalıyor. DEAŞ, El - Nusra, PYD ve YPG, gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor. Kafkasya’daki, ihtilafların sıcak çatışmaya dönüşme riski mevcut. Yemen’den, Ukrayna’ya, pek çok sorun bizleri bekliyor. Diğer yandan dünyanın pek çok ülkesinde insanlar açlık, salgın hastalıklar ve sefalet ve cehaletle boğuşuyor. Bu insanlık onurunu ve vicdanını yaralayan utanç verici bir tablodur. Daha da acısı bu krizlerin ve sorunların çoğunun aslında kolayca çözülebilecek mahiyette olmasıdır. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği büyük ölçüde bugünden atacağımız adımlara, alacağımız tedbirlere bağlı. Zaman, vicdani sorumluluklarımızı bilinci içinde liderlik gösterme, sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır" dedi.

‘Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesinde’

Erdoğan, liderlere Türkiye’de yaşanılan 15 temmuz darbe girişimini anlattı. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesinde” dedi. Erdoğan, darbe girişimini genel kurula şu sözlerle anlattı, “ Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvurabiliyor. Türkiye, olarak 15 Temmuz gecesi kısa adı ‘FETÖ’ olan, ‘ Fetullahçı Terör Örgütü'nün’, başlattığı bir darbe girişimine maruz kaldık. Bu terör örgütü 241 vatandaşımızı şehit etti. 2194 vatandaşımızı da yaraladı. Parlamento binamız, ‘Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz’, emniyet teşkilatımızın birimleri bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla, F-16’larla bombalandı. Tanklar, sokakları, insanları ezip geçti. Helikopterlerden, askeri araçlardan sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. 29 gün gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper edip engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam milletimizin cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi bütün dünya demokrasisine de yapıldı"

‘FETÖ’ varlık gösterdiği 170 ülke için milli güvenlik tehdidi

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü, “ Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken bu demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu terör örgütü sadece Türkiye’nin, değil varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Bu genel kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt, Türkiye'nin, ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin zihni sapkınlık içindedir. Örgütün temel stratejisi, eğitim, diyalog, hoşgörü, sivil toplum kuruluşu kisvesi altında devlet kurumlarına sızmak. Toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olmaktır. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için. Ülkelerinin geleceği için. ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ne ‘ karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki, ‘FETÖ’ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu vesileyle bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan, Türk, Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle bir ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim."

‘Batı mültecileri almayabilir biz alacağız çünkü insanız’

Erdoğan’, genel kurulda yaptığı konuşmada Suriye’de, yaşanan insani krizle ilgili görüşlerini aktardı. Erdoğan, altıncı yılına yaklaşan Suriye krizinde bugüne kadar, 600 bine yakın kişin öldüğünü belirterek, “Bu savaş yüzünden 12 milyon kişi yerini yurdunu terk etti. Beş milyonu başla ülkelere sığındı. Sadece 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Biz Suriyelileri, evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye'ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, zira bombalardan, varil bombalarından kaçan, uçakların attığı bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık. Bundan sonra da devam edeceğiz. Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Niye? Çünkü insanız. Öyleyse bu felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız, Açtık, açıyoruz ve açacağız." dedi.

‘Uluslararası camia mülteciler konusunda sessiz ve yetersiz kaldı’

Erdoğan, uluslararası camianın mültecilerle ilgili üzerine düşen görevi yerine getirmediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti. “ Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler ve vicdan sınavında sınıfta maalesef sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı olarak yaptığımız harcama, 12 buçuk milyar dolardır. STK'lar, belediyelerimizin yaptığı harcamalar bir o kadar. Yani, toplamda 25 milyar dolar gibi bir harcama yapılmıştır. Peki dünyadan size ne geldi? Şu anda çatısı altında bulunduğumuz Birleşmiş Milletler' den bize gelen destek 525 milyon dolardır. Başka herhangi bir şey yok. Peki Avrupa Birliği’nde gelen bir şey var mı? Ne yazık ki Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutamamıştır. UNICEF’in gönderdiği sadece 178 milyon dolardır, o kadar. Fakat Türkiye'ye gelen yardım bu konuda söz konusu değildir.

‘Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler sözlerini tutmadı’

Erdoğan, Suriye’deki mülteci meselenin başından beri tüm insanlığın sorunu olduğu inancıyla, bölgesel ve küresel aktörlerle işbirliği yapmaya özen gösterdiklerini belirtti. Verilen sözlerin yerine getirilmediğini öne sürdü.” Komşumuz ve akrabamız Suriyelilerin bu kıyametine sessiz kalmadık, kalmayacağız. Ülkemize sığınan 2 milyon 700 bin Suriyeli, 300 bin Irak’ lı, olmak üzere bu 3 milyon mülteciye bizler hiçbir etnik mezhep veya din ayrımı gözetmeksizin kucak açtık. Türkiye'deki, bu çadır kentlerde, konteyner kentlerde, misafir ettiğimiz bu insanlarla ilgili desteğimiz sürecek. AB olmak üzere bize katkı sözü verenler sözlerini yerine getirmediler. Başta Avrupa Birliği olmak üzere, bu konuda bize söz verenler sözlerini tutmadı. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler, onlardan da verilen sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Bu genel kurul, 71. Genel Kurul, bu sesi tüm dünyaya duyurma bakımından da çok önemlidir. Uluslararası toplumun katkısı sadece 525 milyon dolarla kalmayacaktır" dedi.

‘Dikenli tel örgüler ve yüksek duvarların arkasında huzur aranmaz’

Erdoğan, bazı ülkelerin mülteciler karşı almış olduğu önlemleri de eleştirdi, “Bu kürsüden tüm uluslararası camiaya, Suriyeli mültecileri kendilerine yönelik hayati bir tehdit gibi algılayan bütün Avrupalı dostlarıma sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam : “Dikenli tel örgülerin, yüksek duvarların arkasında huzur aramak, beyhude bir çabadır. Suriyeli mültecilerin, eğitim, iş ve iskân sorunlarına süratle çözüm bulamadığımız takdirde, düzensiz göçün, sosyal meselelerin ve güvenlik risklerinin önüne geçemeyiz. Sorunun kaynağı olan Suriye’deki çatışma, terör, zulüm ortamının sonlandırılması ve siyasi çözüm sürecinin hayata geçirilmesi için daha fazla vakit kaybedemeyiz. Bizim Suriye’nin topraklarında asla gözümüz yoktur. Bütün mesele Suriye, Suriyelilerindir. Suriye topraklarında kimsenin gözünün olmaması gerekir” vurgusunu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye muhalefetine verdiğimiz destekle başlayan Fırat Kalkanı Harekâtı, umutsuzluğun hakim olduğu bir bölgede istikrarın, huzurun ve dengenin yeniden tesisi bakımından kritik öneme sahiptir” dedi.

‘Gaziantep saldırısında sonra sabrımız taştı’

PKK-PYD terör örgütünün önceliğinin IŞİD’ le mücadele etmek olmadığının, Fırat Kalkanı operasyonuyla birlikte açıkça ortaya çıktığını belirten Erdoğan, “Operasyon, Suriye’deki ılımlı muhalif unsurların özgüvenlerinin yerine gelmesini de sağlamış oldu. Hatta bu gelişme, Musul’u, IŞİD teröründen kurtarmak isteyen Irak’taki yerel güçleri de cesaretlendirdi. Biliyorsunuz, uzun süredir Suriye sınırlarımız boyunca güvenli bir bölge oluşturma çağrısında bulunuyorum. Bizim 911 km. sınırımız var. En uzun sınıra biz sahibiz.. Biz sabrettik, sabrettik, sabrettik. Ancak 24 Ağustos’ta Gaziantep’te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki bir çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle o kalabalığın içine göndererek patlattılar ve orada 56 kişi öldü, 100’e yakın insan yaralandı. O ana kadar duran Türkiye artık daha duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bizler bu olaya müdahale ettik” dedi.

‘Suriyeliler huzur içinde evlerine dönmeye başladı

Erdoğan, ‘Fırat Kalkanı Operasyonu ‘ ile ilgili şöyle konuştu, “ Önce Cerablus’ta IŞİD’i derdest ettik. Ardından Rai’den de aynı şekilde ’i IŞİD derdest ettik. Ve böylece Cerabluslu Cerablus’a, Raili Rai’ye yerleşmiş oldu. Şimdi ise bölge Azez’d en Fırat’a kadar böylece bir terör koridoru olmaktan çıktı, burası bir barış koridoru haline gelmiş bulunuyor. Bugün bizim yaptığımız operasyonun amacı, işte bu güvenli bölgeyi fiili olarak hayata geçirmektir. Terör örgütlerinden kurtardığımız Cerablus halkı, güven ve huzur içinde evlerine geri dönmeye başladı. Bölgenin elektrik ve su altyapısını çalışır hale getirmek için hemen harekete geçtik. Kızılay, AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız, bölge halkının ihtiyaçlarını yerinde karşılıyor. Yine bu bölgede, ülke dışına gitmiş mültecilerin de kullanacağı, tüm sosyal donatılara sahip yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. Bunun için, güvenli alan haline getirdiğimiz yerlerin ‘uçuşa yasak bölge’ ilan edilmesine yönelik kararlı bir duruş göstermeli ve birlikte çalışmalıyız.Hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf ettikleri ateşkesin, işler hale gelmediğini ve ateşkesin ortadan kalktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla birlikte Suriye rejiminin BM’nin gözetimindeki yardımların, acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaştırılmasına izin vermediğini hatırlattı ve “Rejimin, insanları açlığa mahkûm ederek izlediği ‘ya teslim ol ya öl’ politikasına Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi daha ne kadar müsamaha gösterecek?” diye konuştu.