Erdoğan Hollanda’ya Sert Çıktı: Bedelini Ödeyeceksin

Türkiye ile Hollanda arasında başlayan miting krizi tam bir diplomatik krize döndü. Hollanda hükümeti Rotterdam’da Türk konsolosluğuna girişine izin vermediği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı “persona non grata” ilan etti ve sınır dışı etti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı izindeki Hollanda Büyükelçisi Kees Cornelis Van Rij’in bir süre daha Türkiye’ye dönmemesi için açıklama yayınladı.

İki ülke arasında gerilim sürerken en sert tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi.

Erdoğan: Nazizm Batı’da ayakta

Diyanet Vakfı’nın İstanbul’da düzenlediği İyilik Vakfı Ödül Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı, Almanya’dan sonra tüm Batı ülkelerini faşizm ve nazizm yöntemleri kullanmakla suçladı.

Erdoğan, “Batı gerçek yüzünü şu son birkaç gündür açık ve net ortaya koymuştur. Ben olaylar başladığında bunların faşizan birer baskı olduğunu söyledim. ‘Nazizm hortladı’ dedim. Nazizm bitti sanıyordum ama yanılmışım dedim. Meğerse Nazizm Batı’da ayakta. Dün gece bizim Bakanımız Fatma Sayan kardeşime, bir bayan kalkıp da kendi konsolosluk binasına, maslahatgüzarıyla ve diplomatik bir araçla gitmesini engelleyen bir ülke bunu nasıl açıklayabilir.

Konsolosumuzu dışarıya çıkarmayacak kadar ileriye gitmişlerdir. Sabah 4.30’a kadar telefon başında konuşuyoruz. Alınan cevaplar enteresan. ‘Çıkması lazım’. Şuna bak ya!” dedi.

Erdoğan: Daha biz olmasını yapmış değiliz

Erdoğan’ın Hollanda’ya yönelik eleştirileri Nazizm ve faşizm ile sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanı, Hollanda hükümetinin Türkiye ile ilişkileri iç siyasette kullandığını ve bunun karşılıksız kalmayacağını söyledi.

“Hollanda, Çarşamba günü yapılacak bir seçime sen Türkiye-Hollanda ilişkilerini feda ediyorsan bunun bedelini ödeyeceksin. Daha biz olması gerekenleri henüz yapmış değiliz. Fatma kardeşimiz her şeyden önce bir Nene Hatun olarak onların etten duvarına karşı her şeyi yaptı. Sonra ayrılmasını tavsiye ettik ve ayrıldı. Bu uygulamayı yapanlar Hollanda’daki 250 bin Türk’e karşı. Kendi içlerindeki hırslarını köpekleri sürmek suretiyle ortaya koyanlar bunun bedelini ödeyecekler. Çıkmış bir tanesi ne diyor? Türkler burayı terk edecek. Terk etmeyecek ya! Onlar oranın vatandaşı. Bunun bedelini ödeyecekler. Diplomasinin ne olduğunu da öğrenecekler.”

Erdoğan'dan Avrupa'ya çağrı

Kocaeli'nde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada da, Avrupa'yı yaşananlar karşısında sessiz kalmakla eleştiren Erdoğan, "Avrupa'dan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Niye? Bunlar birbirini ısırmaz, aynıdırlar. Hollanda, Avrupa Birliği üyesi bir hukuk devleti gibi değil, bir muz cumhuriyeti gibi davranmıştır. Yıllarca Türkiye'ye insan hakları, hukuk, demokrasi nutukları çekenlerin kendilerinin aslında bu değerlerden ne kadar uzak olduğunu tüm dünya gördü. Şimdi, yaptıkları terbiyesizliğe kılıflar uydurmaya çalışıyorlar. Ne söylerlerse söylesinler, mızrak çuvala sığmaz. Yapılan işin adı bir skandaldır. Hollanda bu terbiyesizliğin bedelini mutlaka ödeyecektir. Buradan Avrupa Birliği organlarını ve demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini koruma misyonuyla çalışan tüm uluslararası kuruluşları, Hollanda'ya karşı seslerini yükseltmeye, hatta yaptırım uygulamaya davet ediyorum" diye konuştu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Türkiye'ye döndü

Rotterdam’a girişi engellenen ve bir buçuk saat otomobilde bekledikten sonra Almanya’nın Düsseldorf kentine dönen Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bu sabah Türkiye’ye geldi. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Enerji Bakanı Berat Albayrak ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Kaya, Rotterdam’a konsolosluk binasında Türk vatandaşlarıyla buluşmak ve Anayasa değişikliklerinin neler getireceğini anlatmak için gittiğini söyledi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, “Vatandaşlarımızla kendi topraklarımız sayılan konsolosluk binasında buluşmak üzere gittim, bunun için izin almamız gerekmiyor. Konsolosluk toprakları ülkenin kendi toprakları sayılır. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı seçmenlerimizle buluşmak ve 16 Nisan referandumunun, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin neler getirdiğini anlatmak için gittim. Hollanda’nın içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz elbette yok" dedi.

Bakan Kaya: Danışmanım ve beş kişilik ekibim gözaltına alındı, ifade özgürlüğüm ayaklar altına alındı

Konsolosluğa otuz metre kala durdurulduklarını belirten Kaya, Hollanda polisinin önlerinde etten bir duvar ördüğünü ve gayrı insani bir muamelede bulunduğunu ifade etti.

“Demokrasiden, özgürlüklerden, ifade özgürlüğünden bahseden Hollanda’da gerçekten acı bir gece yaşadık. Maslahatgüzarımız gözaltına alındı. Danışmanım, 5 kişilik ekibim gözaltına alındı. Her zaman kadın haklarından bahseden ve Türkiye’de kadınlara nasıl davranmamız gerektiğini bize öğretmeye kalkışan Avrupa’nın bir kadın bakana bu şekilde müdahalesi de çok çirkin. İfade özgürlüğü, toplanma hakkı ayaklar altına alındı Bizimle buluşmak üzere gelen insanlara gayri insani müdahalede bulunuldu. Üzerlerine atlarla, köpeklerle saldırıldı. Basın mensuplarına da kötü muamelede bulunuldu. Hollanda dün gece bir günde OHAL ilan edildi. OHAL’i sorgulayan batı, bir gecede bir kadın bakanın vatandaşlarıyla, kendi toprakları sayılan konsolosluk binasında buluşması üzerine olağanüstü hal ilan etti.”

Kılıçdaroğlu: Lafla peynir gemisi yürümez, Hollanda ile ilişkileri askıya alın

Ana muhalefet partisi Almanya ile yaşanan miting krizinde olduğu gibi Hollanda ile yaşanan krizde de hükümete tam destek verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Adana’na yaptığı konuşmada hükümete Hollanda ile ilişkilerin askıya alınması halinde her türlü desteğin verileceğinin teminatını verdi.

Kılıçdaroğlu, “Hükümete net açık çağrıda bulunuyorum. Lafla peynir gemisi yürümez. Eğer Türkiye'nin bakanını Hollanda'ya sokmuyorlarsa, büyükelçiliğe gidemiyorsa Hollanda ile ilişkilerimizi lütfen askıya alın. Her türlü desteği vereceğiz. Almanya, yine bizim bakanlarımıza engellemelerde bulunuyorlar. Bizim bakanlarımızı Türkiye'nin bakanlarını Almanya'ya sokmuyorlarsa, Alman askerlerinin İncirlik'te ne işi var?” dedi.

Kılıçdaroğlu: Sözü gelince büyük ülke zamanı gelince özür dileyen ülke olmak istemiyoruz

Ancak CHP lideri, hükümetin Mavi Marmara saldırısından sonra karşı karşıya geldiği İsrail ve uçak krizi sonrası büyük sorunlar yaşadığı Rusya ile ilişkilerini normalleştirdiğini de hatırlattı.

“İsrail gibi, Rusya gibi olmasın. Gidip sonra özür dilemek olmasın. Söz söylüyorsan adam gibi arkasında duracaksın. Sözü gelince büyük ülke, zamanı gelince özür dileyen ülke olmak istemiyoruz. Neden bunu söylüyoruz? Bu işin referandumla bir ilgisi yok, evet hayırla ilgisi yok. Bu iş milli bir iştir. Sağcısıyla solcusuyla, A partisiyle B partisiyle Türkiye’nin haklarını savunmak her siyasi partinin ortak görevidir. Biz görevimizi yerine getirmeye hazırız.”

Abdullah Gül: Karşılıklı çıkarlarımız var, taşkınlıktan uzak durmalıyız

Türkiye’den en mutedil açıklama ise bir önceki cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den geldi.

Gül twitter hesabından yayınladığı açıklamasında Avrupa ülkelerinin engellemelerini utanç verici bulurken Türk vatandaşlarına da her türlü taşkınlıktan uzak durmalarını tavsiye etti.

“Bazı Avrupa ülkelerinin, bakanlarımızın hiçbir şiddet içermeyen toplantılarını kabaca engellemeleri kendileri için utanç vericidir. İslam ve Türk düşmanlığını Avrupa'da hiçbir dönemde görülmediği kadar körükleyen yeni popülist partiler ve azgın liderleri, Avrupa için büyük tehdit oluştururken, onlara fırsat verecek her türlü taşkınlıktan uzak durmalıyız. Unutmayalım ki başta ekonomik, güvenlik, bilim, kültür ve insani konularda karşılıklı büyük çıkarlarımız vardır.”