Erdoğan İdlib’de Ateşkes Talebiyle Moskova’da

Rusya Lideri Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Lideri Vladimir Putin’le, Türkiye’nin Şam rejimiyle çatışma halinde olduğu İdlib bölgesinde, Soçi Mutabakatı’nın yeniden uygulanarak, ateşkes sağlanması talebiyle bir araya geldi. İki lider arasında yapılan görüşme yaklaşık iki saat sürdü, ardından heyetler arası görüşmeye geçildi.

Türkiye’nin 3 Şubat’tan bugüne 58 kayıp verdiği İdlib’de, hava sahası Rusya’nın kontrolünde olmasına karşın Suriye rejimince 27 Şubat’ta yapılan hava saldırısıyla, 33 can kaybı verilmesi Ankara – Moskova hattındaki ilişkilerdeki gerginliği tırmandırdı.

Rusya, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bugüne değin İdlib’de can kayıpları verdiği saldırılarda “12 gözlem noktası dışında bulunduğu” yönünde açıklamalar yaptı.

Türkiye’yse, Rusya’nın TSK’nın bölgeye gönderdiği ilave unsurlar konusunda bilgilendirildiğini duyurdu. Ancak çatışma ortamı devam etmesi sonrasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 1 Mart’ta Türkiye’nin 27 Şubat sonrasında yaşadığı can kayıplarına karşı “Bahar Kalkanı Harekatı” adı altında İdlib’de Şam rejimine karşı askeri operasyon başlatıldığını duyurdu. Dolayısıyla Türkiye, Suriye topraklarındaki dördüncü askeri operasyonunu bu sefer terör örgütleriyle mücadele kapsamında değil Suriye’nin Şam yönetimine karşı başlattığını ilan etti.

Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sıklıkla Türkiye’nin Suriye’de Rusya’yla karşı karşıya gelmeyi amaçlamadığı yönünde açıklamalar da yaptı. Süreçte, Ankara – Moskova hattında diplomatik, askeri ve istihbarat yetkililerinden oluşan heyetler arası müzakereler ise üç tur gerçekleşmesine rağmen sonuçsuz kaldı. Son olarak yeniden liderler arasında diyalog kurulması yönünde beklenti gündemdeyken Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, 5 Mart’ta Moskova’ya gitmeyi planladığını duyurdu. Bu duruma ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere muhalefet cephesi, “İdlib’deki asker ölümlerindeki sorumluluğu nedeniyle Rusya’nın ayağına gidilmemesi” yönünde itirazlarda bulundu. Türkiye’nin Suriye topraklarında Suriye yönetimiyle çatışmasını da sorgulayan muhalefetle iktidar arasındaki tartışmalar, ilk önce 3 Mart’ta TBMM’de Akar ve Çavuşoğlu’nun bilgilendirme yaptığı İdlib konulu kapalı oturumda ele alındı. Ancak “devlet sırrı” niteliğindeki o günkü tartışmalar ardından TBMM Genel Kurulu’nun dünkü rutin oturumu da İdlib gerginliğine sahne oldu ve kavga çıktı.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin siyasi gerilim yaşadığı İdlib konusunu ele almak üzere saat 10.35’te Esenboğa Havalimanı’ndan Moskova’ya hareket etti. Erdoğan’ın beraberindeki heyette, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal yer alıyor.

Erdoğan’ın bugünkü Putin görüşmesiyle Türkiye’nin beklentisini ise en son MSB Akar açıklamış ve “Rusya’dan da beklentimiz; garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi, rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi mutabakatı sınırlarına çekilmesi için Rejim üzerindeki etkisini kullanmasıdır” demişti.

Ankara’da Karlov davası da devam ediyor

Ayrıca Türkiye – Rusya ilişkileri bakımından kritik bir unsur niteliğindeki Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un 19 Aralık 2016’da polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili davada bugün savcılık mütalaası açıklandı.

Davada, o gün Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Karlov’u öldürdüğü sergi salonunda polislerce öldürülmüş Altıntaş’ın, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) bağlantıları nedeniyle tespit edilmiş 28 sanık söz konusu. Davada Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu sanıklara ilişkin savcılık mütalaasını sundu. Cumhuriyet Savcılığı, “fail” olarak suçlama yöneltilen 5 sanık hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “kasten öldürmek” suçlamalarıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcılık, 3 sanık hakkındaysa “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla “kasten öldürmeye yardım” suçlamasıyla da 30’ar yıla kadar hapis cezası talep etti.

Savcılık mütaalasında, bu 8 sanık dışındaki 5 sanık içinse “silahlı terör örgütü” suçlamasıyla” 15’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 9 sanık ise “firari” olduğu gerekçesiyle dosyasının ayrılmasına karar verilmesi talep edildi.

Savcılık, 6 sanık içinse beraat verilmesini istedi.