Erdoğan'ın 'Dövizinizi Bozdurun' Çağrısı Sonuç Verir mi?

Türk Lirası’nın bu yıl gelişmekte olan piyasa ülkeleri arasında en kötü performansa sahip para birimi haline gelmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ulusal para birimini korumak adına döviz kullanımına karşı savaş başlattı.

Son bir yılda zaten ağır kayıplar veren Türk Lirası, son olarak bir ay içinde yüzde 10 değer kaybedince Cumhurbaşkanı Erdoğan yaşanan kur krizinin kendisini devirmeyi amaçlayan bir komplo olduğunu savundu.

Temmuz ayında başarısız bir darbe girişiminin ardından Erdoğan şimdi komplocuların tanklarla başaramadıklarını mali yollardan denediklerini söylüyor. Erdoğan pazar günü vatandaşlara yaptığı çağrıda yastık altındaki dolar ve euroları bozdurmalarını istedi.

Hükümet yanlısı medya organları da dövize yatırım yapanları cumhurbaşkanı aleyhine komplo kurmakla suçladı.

Global Source Partners’dan siyasi danışman Atilla Yeşilada, Erdoğan’ın çağrısının geri tepeceği görüşünde. Milliyetçi kesimin ellerindeki dövizleri bozdurabileceğini reddetmeyen Yeşilada, seçmenin yüzde 48’inin kendisine oy vermediğini hatırlatıyor ve insanların korku içinde olduğunu, birikimlerini yurtdışına kaçırdığını söylüyor. Yeşilada “Yurt içindeki tasarruf sahiplerinden yüzde 10’unun paralarını yurt dışına götürdüğünü farz edin, bu 9 milyar dolara denk gelir. Bu çok büyük bir rakam” diyor.

Uzmanlar mali denetimlerin güçlü olmadığı Türkiye’de yurtdışına yüksek meblağlarda sermaye kaçırmanın kolay olduğu görüşünde. Ayrıca bazı gözlemcilere göre, bakanların aksini iddia etmelerine rağmen hükümetin döviz hesaplarındaki denetimleri arttıracağı söylentileri ve korkusu artıyor.

Nomura Bank ekonomi uzmanlarından İnan Demir, Türk Lirası’na güvenin arttırılması için Merkez Bankası’nın faiz oranlarında agresif bir artışa gitmesi gerektiğini söylüyor.

Merkez Bankası’nın mevcut kısır döngüyü bozması gerektiğini savunan İnan Demir, Türk Lirası’nın değer kaybedeceği beklentilerinin, insanların korkularını gerçek hale getirdiğine dikkati çekiyor. Demir’e göre bu kısır döngüye en iyi çözüm, “kısa devre yaptırmak”. Yani Merkez Bankası’nın faiz silahıyla müdahale etmesi.

Merkez Bankası geçen hafta faizlerde ılımlı bir artışa gitti. Ancak Yeşilada, faiz oranlarındaki sert bir yükselişin Erdoğan’ın başkanlık planlarını tehlikeye atabileceği uyarısında bulunuyor. Hükümet, bu amaçla 2017 ortalarında referanduma gitme planları yapıyor.

“Tam referandum yaklaşırken, faiz oranlarının artması potansiyel olarak resesyonu tetikleyebilir, daha da kötüsü ekonomik gerilemeye sürükleyebilir. Seçimlerde de halk ekonomiyi idare edemediği için Erdoğan’ı cezalandırmaya kalkabilir” diyen Yeşilada’ya göre hükümet faiz silahını kullanmaya pek istekli değil.

Türk şirketleri 100 milyar dolardan fazla dış borç yükü altında. Uzmanlar bunun da mali bir krize yol açabileceğine dikkati çekiyor.

Ancak Erdoğan şimdilik daha fazla risk alarak ekonomiyi canlandıracak şeyin faizleri indirmek olduğunu savunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre Türkiye yeni bir kurtuluş savaşı veriyor.