Erdoğan: ‘Kürt Referandumu Yeni Çatışma ve Acıların Habercisi’

Türkiye’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin dün yapmış olduğu bağımsızlık referanduma yönelik tepkileri devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı’nın açılışıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmanın önemli bir kısmını IKBY’ye yönelttiği eleştirilere ayırdı.

Your browser doesn’t support HTML5

Erdoğan: ‘Kürt Referandumu Yeni Çatışma ve Acıların Habercisi’

Bölgesel Yönetim’in Türkiye’nin tüm ikazlarına rağmen “Irak Anayasası’nı hükümsüz kıldığı bağımsızlık referandumunda ısrarcı olduğunu” vurgulayan Cumhurbaşkanı’na göre, bu referandum yeni çatışmalar ve yeni acıların habercisi: “İsrail dışında bu girişimi destekleyen hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş da yok. Kuzey Irak'ın inanç ve köken bakımından çok renkli bir yapıya sahip ikliminde, tek bir grubun böyle bir teşebbüse girişmesi; yeni çatışmaların ve acıların habercisi olmaktan başka anlam taşımıyor. Şimdi yaptın. Neymiş? Yüzde 90 veya yüzde 92 ile onaylanmış. Bunun bir kıymet-i harbiyesi var mı? Senin bağımsızlığını kim kabul edecek? İsrail. Dünya, İsrail'den ibaret değil ki. Sen, bir İsrail'le neyi elde edeceksin? Bunlar siyaseti de bilmiyor. Sadece 'Biz yaptık, oldu' demekle olacağını zannediyorlar. Olmayacak, olamaz zaten.”

Erdoğan: “Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti”

Türkiye ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında ticari ilişkilerin altını çizen Erdoğan, özellikle eski MHP milletvekilleri Ümit Özdağ ve Meral Akşener’in sık sık dile getirdiği “konuşmayın vanaları kapayın” talebini ilk kez telaffuz etti.

Sık sık İsrail-IKBY ilişkisine vurgu yapan Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler toplantısı için gittiği New York’ta Yahudi kuruluşlarla biraraya geldiği toplantıda da bu konuyu gündeme getirdiğini de söyledi.

Erdoğan, “Biz, yaptırımlarımızı uygulamaya başladığımız andan itibaren zaten ortada kalacaksın. Bir vanayı kapadığımız anda iş, bitti. Bütün geliri ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar, yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecek. Niye? Mecburuz. O zaman bunlara İsrail nereden, neyi, nasıl gönderecek? Buyursun, göndersin. Amerika'da bir görüşmemiz oldu. Netanyahu'yla münasebetleri sordular. Ben de kendilerine dedim ki ‘Her şeyden önce bir münasebetin kurulabilmesi için Türkiye ile ortak paydada buluşmak lazım. Nereden çıktı bu Kuzey Irak Yerel Yönetimi'nin şu anda attığı adımı desteklemek? İsrail'den başka destekleyen var mı? Bunu, kendilerine söyleyin. Önce bunu gözden geçirsinler. Bunu gözden geçirmedikçe atacağımız birçok adımı da İsrail ile bundan sonra atamayız.' Türkiye'yi bölgede, oyun kurucu olarak görmeyenlerle bizim adım atmamız mümkün değil” dedi.

Erdoğan: “Biz son ana kadar Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk, yanılmışız”

Türkiye’nin IKBY’ne memur maaşlarını ödemesi için kredi verdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, Ankara’nın referandum konusunda son andaki mutedil tutumunun gerekçesini de açıkladı: “Memurunun maaşını ödeyemiyorsun. Memurunun maaşını öde, diye kredi veriyoruz. Sen kalkıp, böyle bir adımı atarken, 'Soralım' demiyorsun. Türkiye, tabii ki buradaki süreci yorumlayıp, ona göre adım atacaktır. Açıkçası biz son ana kadar Barzani'nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. Demek ki yanılmışız. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde, önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar, açıkçası ülkemize de ihanettir. Bu mesele, Barzani tarafının iddia ettiği gibi 'Kürtlerin hakkı' meselesi değildir. Sen orada zaten huzur içinde yaşıyordun. Eyalet devleti olarak sürdürüyordun. Aynı şekilde sürdür. Ne gerek var bu tür yollara girmene? Kuzey Irak'taki diğer etnik grupların varlıklarından ve haklarından söz etmek, 'Kürt düşmanlığı' değil, binlerce yıllık hakikati dile getirmektir. Bu girişim, onların haklarının gaspı anlamına gelmektedir.”

Erdoğan: “Umarım Kuzey Irak Yönetimi, bu maceradan vazgeçer”

İsrail’in destek verdiği PKK’lıların sandıklar açılmadan kutlama yaptığı bir seçimin meşruiyeti ve masumiyeti olmadığını söyleyen Erdoğan, referandumun “şaibeli” olduğu görüşünü savunurken Türkiye’nin bu referandumu kabul etmeyeceğinin altını çizdi.

Erdoğan, “Irak coğrafyası, önümüzdeki dönemde en az DEAŞ tehdidi kadar hatta ondan çok daha fazla yıkıcı ve acı sonuçları olacak olayların içine itilmeye çalışılmaktadır. Türkiye sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa ve tehlikeye sessiz kalamaz. Buradan Irak'taki tüm aklıselim kardeşlerimize sesleniyoruz. Gelin, bu oyuna düşmeyin. Bugün sizi kışkırtanlar, yarın çekip, gidecekler unutmayın. İsrail bayraklarının orada dalgalanması, sizi kurtarmaz. Ekonomik yaptırımlardan askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller, şu anda masadadır. Hava sahaları, kara, hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar, şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki bunların hiçbirine gerek kalmadan Kuzey Irak yönetimi, aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer” diye konuştu.

AB Bakanı: “Askeri müdahale son seçenek”

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de bugün hükümete yakın A Haber’de katıldığı canlı yayında Türkiye’nin ulusal güvenliğini gözeterek ekonomik ambargo seçeneğine başvuracağını söylerken askeri seçeneğin en son seçenek olduğuna açıkladı.

AB Bakanı, “Ekonomik yaptırımlar konusunda çok kapsamlı A, B, C planları var. Türkiye ilk olarak kendi ulusal güvenliğini düşünerek bu girişimin ortaya çıkaracağı tabloyu izole edecektir. Tatbikat yapıldığı zaman güvenlik güçlerimiz ‘Türkiye bir fiziki çatışmaya mı girecek?’ soruları soruluyor. Askeri müdahale başvurulacak en son seçenektir. Kerkük bir bakıma küçük bir Irak sayılır. Türkmenler ve Kürtler birarada yaşıyor. Türkiye için önemli olan toprak bütünlüğü. Referandum kararı çıktıktan, Barzani bunda ısrar ettikten, bağımsızlık ilanı gibi bir tutum içine girdikten sonra Peşmerge’ye verilen her silah Türkmen'e, Arap'a ve Irak'ın diğer topluluklarına karşı kullanılır” dedi.