Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta sonu Rize’de Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) borçlu olan belediyelere bildirimlerin gönderilmeye başladığını açıklamasından iki gün sonra, son iki seçimde CHP’nin kazandığı Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne ilk icra takibi ulaştı.
Yapılandırma beklerken belediye hesaplarına haciz konduğunu duyuran Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, muhalif belediyelerin hizmet yapamaz hale getirilmek istendiğini söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Seçer, “Mesele üzüm yemek değil, SGK’nın borçlarını tahsil etmekten öte bağcı dövmektir. Borç faizlerinde bir takım indirime gidilebilirdi, takside bölünebilirdi. Bu kararla, elimiz ayağımız bağlanmış oldu. Birçok muhalif belediye için bu sıkıntı olabilir. Bizim için sıkıntılar yaşatacak kararlardır ama dünyanın sonu değildir” dedi.
Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kısa süre önce 280 milyon lira SGK ve vergi borcu ödediğini açıklarken, belediyenin toplam SGK borcunun 570 milyon lira olduğu belirtiliyor.
Bakan Işıkhan: “Toplam borcun yüzde 67,7’si CHP’li belediyelere ait, en borçlu belediye Ankara Büyükşehir Belediyesi”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye’deki belediyelerin SGK’ya toplam borcunun 97 milyar lira olduğunu bunun yüzde 67,7’sinin CHP’li belediyelere ait olduğunu açıkladı.
Işıkhan’ın açıkladığı listede SGK’ya en borçlu belediye CHP’li Mansur Yavaş tarafından yönetilen Ankara Büyükşehir Belediyesi.
5,7 milyar lirayla borcu bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni (ABB) 5,3 milyar lira ile İzmir Büyükşehir Belediyesi, 3,3 milyar lira ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3 milyar lira ile Adana Büyükşehir Belediyesi takip ediyor.
Mansur Yavaş: “Amaç halkın umudu haline gelen CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak”
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin en borçlu belediye olarak anılması üzerine bir basın toplantısı düzenleyen ABB Başkanı Mansur Yavaş, Bakan Işıkhan’ı müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırmakla itham etti.
Yavaş, “Yönetemiyorsunuz, suçu başkalarına atıyorsunuz. Eğer çok zor durumdaysanız faizleri silin. Bankadan kredi çekip defaten 1,5 ya da 1,7 milyarın tamamını ödeyeceğim. Bütün belediyelerin sorunları aynı, bu yapılandırmaları yapmak zorundasınız. Bu açıklamalardaki amacın tamamen halkın umudu haline gelen CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak ve suni gündem oluşturmak olduğunu düşünüyorum” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin borçlarını devraldıktan sonra 1,8 milyar dolar azalttıklarını savunan Yavaş, su ve ulaşım ücretlerini düşük tutarak sosyal belediyecilik yaptıkları için SGK prim borcunun arttığını dile getirdi.
CHP’li Zeybek: “İktidar özellikle bizim büyükşehir belediyelerimize adeta bir ekonomik abluka uyguladı”
31 Mart seçimlerinden birinci parti çıkan Cumhuriyet Halk Partisi, bir önceki dönemde 240 olan belediye sayısını 420’ye çıkardı.
Üstelik büyükşehir ve il belediyesi sayısını 21’den 34’e yükselten CHP, Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP’nin toplam belediye sayısını da (32) geçmiş oldu.
Türkiye’nin en kalabalık beş kentinde seçimi kazanan CHP, bugün itibariyle Türkiye nüfusunun yüzde 62’sine belediye hizmeti götürüyor.
Önceki gün basına açıklamalarda bulunan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, “SGK'nın 2024 yılı gelir tahmininin 3,4 trilyon lira, 96 milyar liralık borcun ise bunun sadece yüzde 3’ü. 2019 yılında kazandığımız 5 büyükşehir belediyesini bağlı idareler ve iştirakleriyle birlikte SGK ve vergi borçları da dahil toplam 5,3 milyar dolar borçla devraldık. Şimdi bu borcu 2,6 milyar dolara düşürdük. İktidar özellikle bizim büyükşehir belediyelerimize adeta bir ekonomik abluka uyguladı” dedi.
CHP’li Balyalı: “Seçmen bunun cevabını seçimde verecektir”
Geçtiğimiz dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili olarak görev yapan Tarık Balyalı geçtiğimiz hafta CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve kurulmakta olan CHP Yerel Yönetimler Eşgüdüm Konseyi Genel Sekreteri olarak görevlendirildi.
Tarık Balyalı, iktidarın belediyeler üzerinden yaptığı hamlenin gelecek seçimlerde seçmen tarafından cezalandırılacağını düşünüyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Balyalı, “Ülke çok ciddi bir krizde. İktidar partisinin gündem değiştirme ihtiyacı var. O nedenle belediyeler üzerinden algı yaratmaya çalışıyor. CHP’li belediyeler öncü konumundadır. Hizmetlerinin ne kadar beğenildiğini 31 Mart’ta iktidar da gördü. İmamoğlu, beş yıllık dönemde onca engellemeye rağmen kamu bankaları ve İller Bankası’ndan tek kredi kullandırılmamasına rağmen İstanbul halkının desteğini bir kez daha aldı. Halk bunu görüyor. İktidara yakın şirketlerin borçları siliniyor, halka hizmet eden belediyelere haciz işlemi başlatılıyor. Seçmen bunun cevabını gelecek seçimde verecektir” diye konuştu.
31 Mart’tan sonra başlayan normalleşme siyaseti hala sürüyor
Erdoğan, belediyelerin vergi borcu ile ilgili ilk çıkışını 24 Temmuz’daki AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptı.
Kendisini emekli maaşları üzerinden eleştiren CHP lideri Özgür Özel’e “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesin. Öyle 25 kuruşa simit yok” diyerek muhalefet belediyelerini yükümlüklerini yerine getirme çağrısında bulundu.
31 Mart Seçimleri’nden sonra “yumuşama” ya da “normalleşme” adı verilen yeni bir diyalog süreci başlatan iki lider, Erdoğan’ın bu sözlerinden üç gün önce Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümü nedeniyle KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da düzenlenen törenlerde uzun süre sohbet etmişti.
Doçent Akça: “Normalleşmeyle zaman kazanan Erdoğan, hem belediyeleri felç etmeyi deniyor hem de gelir bölüşümü krizini daha az konuşur hale getirmek istiyor”
Siyaset bilimci İsmet Akça, Erdoğan’ın seçim yenilgisini normalleşme siyaseti ile unutturma stratejisi yürüttükten sonra CHP’yi sıkıştırmak için karşı atağa geçtiği kanaatinde.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Doçent Akça, “AKP, 2001’de kuruldu ve girdiği tüm seçimlerden birinci parti çıktı, 31 Mart’ta ilk kez ikinci sırada kaldı. Bu vartayı atlatabilmek için zaman kazanması gerekiyordu. Bu noktada Erdoğan, Özel ile ‘normalleşme’ olarak adlandırılan görüşmeleri başlattı ama bir normalleşme olmadığını her konuda gördük. Bu bir zaman kazanma çabasıydı. Şimdi karşı atağa geçti. Hayvan Hakları Yasası’ndaki ısrarı, belediyelere haciz göndermesi bu politikanın ikinci adımı. Belediyeler AKP’nin elindeki en büyük kozdu ve bu koz şimdi rakibinin elinde. O yüzden CHP’yi iktidara taşıyacak bu kulvarı hızla tıkamaya çalışıyor. Açık ki CHP’li belediyeleri bu ve benzeri yollarla felç etmeyi deneyecek” dedi.
Akça, “Unutmayın ki enflasyon ve iktidarın kemer sıkma politikaları kentli orta sınıflar dahil tüm ücretliler üzerinde yıkıcı bir etki yaptı. Asgari ücrete zam ile bu etkiyi bir nebze olsun azaltma hamlesi dahi gelmedi iktidardan. Erdoğan bu hamleleriyle bu gelir bölüşümü krizini daha az konuşulur hale getirmek istiyor” diye konuştu.
2028’in kesinlikle zamanında yapılmayacağını, erken seçimin en geç 2026 sonbaharında kaçınılmaz olduğunu öne süren İsmet Akça, Erdoğan’ın bu hamleleriyle muhalefeti şimdiden yıpratmaya başladığının altını çiziyor.