İngiltere, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne kırmızı halı sermeye hazırlanıyor. Pazar günü başlayacak ve üç gün sürecek ziyaret Erdoğan için iyi bir döneme; 24 Haziran seçimlerinden öncesine denk geliyor. Ziyaret, Erdoğan hakkındaki artan otoriterlik suçlamaları nedeniyle tartışma yaratıyor.
Seçim kampanyasının ortasında Erdoğan’a ev sahipliği yapmak İngiltere’nin Türkiye Cumhurbaşkanı’na bağlılığını gösterdiği yorumlarına neden oluyor. İngiltere’nin Türkiye’deki büyükelçisi Dominick Chilcott, Cuma günü yaptığı açıklamada Erdoğan için ‘‘Onu ağırlamak büyük bir onur’’ dedi.
"Bu zor günlerde dünya liderleriyle fotoğraf vermesi önemli"
Erdoğan’ın şöhreti ülkesinin insan hakları sicili nedeniyle lekelenmiş durumda. 100’den fazla muhabirin hapiste olduğu Türkiye, dünyada gazetecileri en çok hapse atan ülkelerin başında geliyor. Ayrıca 2016’daki darbe girişiminin ardından da ülkede OHAL kapsamında binlerce kişi hapse atıldı.
Siyaset bilimci Cengiz Aktar’a göre Erdoğan’ın bu zor günlerde dünya liderleriyle yakalayacağı herhangi bir fotoğraf çektirme imkanı bile onun açısında olumlu. Bu Erdoğan için ülkesindekilere her şeyin yolunda gittiği yönünde bir mesaj.
İngiliz diplomasisi kapalı kapılar ardında eleştiriyor
Erdoğan’ın İngiliz ev sahipleri tarafından kamuoyu önünde eleştirilmeyeceği tahmin ediliyor. İngiliz diplomatlar insan hakları kaygılarının kapalı kapılar ardında iletilmesini daha uygun görüyor.
Gözlemciler, Erdoğan’ın tartışmalı bir isim olması nedeniyle bunun törenler eşliğinde yapılacak bir devlet ziyareti olmayacağını kaydediyor. Bu onur daha önce 2011’de eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bahşedilmişti. Yine de Erdoğan’ın Kraliçe Elizabeth’le çay içmesi bekleniyor.
İngiltere, darbe girişimi sonrası Türkiye'yle yakınlaştı
İngiltere-Türkiye ilişkileri 2016’daki darbe girişiminin ardından yakınlaştı. Londra, başarısız girişimin ardından Ankara’ya destek bildiren ilk batılı ülkelerden oldu. Bir İngiliz bakanın Ankara’ya önceden planlanan ziyaretini darbeden birkaç gün sonra hayata geçirmesi de Londra’yı Ankara’nın gözünde güvenilir bir müttefik haline getirdi. Ankara hala diğer batılı müttefiklerinin darbe girişiminin ardından destek bildirmekte gecikmelerini eleştiriyor.
Global Source Partner düşünce kuruluşundan Atilla Yeşilada, ‘‘Türkiye kendisini batılı müttefiklerinden uzaklaştırsa da İngiltere’ye ayrı davranılıyor’’ diye konuştu.
İkili ilişkilerin ilerletilmesi İngiliz şirketlere ödül olarak geri dönüyor
İngiliz savunma şirketleri imzalanan kontratlar sayesinde milyonlarca dolar kazandı. Bunların en önemlisi Türkiye’ye jet uçağı üretmek için yapılan 130 milyon dolarlık anlaşma.
Erdoğan’ın ziyaretinin kilit konularından biri ticaret olacak. Uzmanlara göre İngiltere’nin AB’den çıktığı ve Türkiye’nin AB hayalinin askıda olduğu şu günlerde her iki taraf da ilişkilerin ilerletilmesini tecrit riskine karşı potansiyel ortak zemin ve çözüm olarak görüyor.
Uzman Yeşilada’ya göre Türkiye İngiltere’yi daha genş bir dünyaya ulaşmak için köprü olarak görüyor ve bu hissi karşılıklı. Türkiye karşılıklı ticaret ve yatırım anlaşmalarının AB’yle ilişkilerin kötüleşmesinin verebileceği zararı hafifletebileceğini düşünüyor. Bu nedenle İngiltere, Türkiye tarafından özel muamele görüyor.
Ticaretin yanısıra istihbarat işbirliği
Bu özel muamele ticaretten de fazlasını beraberinde getiriyor. İstihbarat alanında işbirliği de arttırılıyor. Türk diplomatlardan birinin dediği gibi bu dönem iki ülke ilişkilerinin altın çağı. İngiltere Türkiye’nin PKK’yla savaşında ona destek sunuyor, Ankara ise Londra’nın IŞİD tehdidiyle mücadele etmesine ve evlerine dönmeye çalışan Suriye’deki İngiliz cihatçıları takip etmesine yardım ediyor.
Türkiye’nin insan hakları sicilini eleştiren AB ise Erdoğan’a yönelik pragmatik bir tavır takınıyor. Mart ayında Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker Bulgaristan’ın tatil kenti Varna’da Erdoğan’la bir araya geldiler. Buluşma Türkiye Cumhurbaşkanı’na aradığı fotoğraf imkanını vermek ve ülkesinde bir devlet adamı olarak kendisine duyulan güveni pekştirmek için özenle tasarlanmış gibi görünüyordu. Erdoğan Şubat ayında da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la görüştü.
AB pragmatik yaklaşıyor
Al-Monitor siyaset yazarı Semih İdiz’e göre AB Türkiye konusunda dikkatli bir çizgi izliyor. İdiz ‘‘AB günün sonunda Erdoğan’la çalışması gerektiğini ve Erdoğan’ın elindeki tek av olduğunu biliyor’’ diyor.
Gözlemciler Avrupalı diplomatların çoğunun anketler ne kadar başa baş bir yarış gösterse de Erdoğan’ın Haziran seçimlerini kazanmasına kesin gözüyle baktıklarını belirtiyor. Ankara’nın Avrupa’ya giren göçmen sayısını azaltmak için yaptığı işbirliği de AB için hayati önem taşıyor.
AB delegasyonunun Ankara Büyükelçisi Christian Berger Perşembe günü yaptığı açıklamada ‘‘Türkiye AB’ye çok yakın; her iki tarafında da geçen yıl çok sert açıklamaları oldu. Ancak artık bunları görmüyoruz’’ dedi. Berger, ‘‘Bence ilişkiler yeniden yoluna girdi’’ diye konuştu.
Türkiye AB'ye yakın
Bu tür olumlu açıklamalar seçim kampanyası sırasında AB üyeliği için yeniden kararlılığını belirten Erdoğan’ı memnun edecek türden.
Uzmanlara göre Erdoğan’ın muhalifleri tarafından da bu söylemler yalnızca Türkiye’nin batılı müttefiklerinin demokratik değerlere bağlılığının sorgulanmasına neden olacak.
Siyaset bilimci Aktar’a göre rejimin batıdan gördüğü anlayış hassas şekilde Türkiye’de hukukun üstünlüğüyle bağlantılandırılıyor. Avrupalılar Türkiye ile ticaret yapmak istiyor. Göçmenler konusunda Türkiye’nin işbirliğini istiyorlar, yani hukukun üstünlüğüyle ilgili tüm bu şikayet ve sızlanma sadece bir samimiyetsizlik.