Eylem Tok’un Çarşamba günü Boston Bölge Mahkemesi’nde yapılan Türkiye’ye iadesiyle ilgili karar duruşmasını izleyenler arasında, Timur Cihantimur’un yaptığı kazada yaşamını yitiren Murat Oğuz Aci’nin ailesinin bir dönem avukatlığını yapmış olan Burak Erden de vardı.
Avukat Erden, katıldığı duruşmada bugün karar verilmesini beklediğini ancak hem Tok’un iki avukatının hem de savcının uzun konuşmaları sonrasında hâkimin "kafasının netleşmek yerine daha da karıştığını" söyledi.
Avukat Erden, duruşma sonrasında VOA Türkçe’nin dava süreciyle ilgili sorularını yanıtladı.
Your browser doesn’t support HTML5
"İade edilirlerse ABD’de yapılan soruşturma Türkiye’de bir iddianameye dönüşecek"
VOA Türkçe: Burak Bey siz bu davayı en başından beri yakından takip ediyorsunuz, bütün dosyaya hakimsiniz. Şimdi iki alternatifi de konuşacak olursak Eylem Tok ve Timur Cihantimur Türkiye'ye iade edilirse bundan sonra nasıl bir süreç olacak?
Burak Erden: "İkisi de iade edilirse ya da teki iade edilirse burada şu ana kadar devam eden bir soruşturma aşaması var. Bu bir iddianameye dönüşecek. Yani soruşturma savcısı Eylem Tok'un ve Timur Cihantimur'un da ifadesini aldıktan sonra, ki dosyada eksik kalan bunlar var, neredeyse tamamlanmış aşamada. İfadesi alındıktan sonra bir iddianame düzenlenecek. Bu iddianamenin de bizim şikâyet dilekçemizde belirttiğimiz birkaç suçtan oluşturulmasını istiyoruz. Yani sadece bir taksirle öldürmeden dolayı değil, yağmadan ya da bunun dışında ihmal suretiyle kasten adam öldürmeden bir iddianame düzenlenmesini istiyoruz. Bunun için de yeterli delillerimizin olduğunu düşünüyoruz. Daha öncesinde verilen ifadelere baktığımızda site güvenliğinin 'telefonu ben verdim Eylem Tok’a', 'ben getireceğim karakola' tarzı ifadeleri ve bunun dışında yaralıların ifadeleriyle biz birleştirdiğimizde bir ihmalin olduğunu, ihmal suretiyle bir adam öldürmenin olduğunu düşünüyoruz’’
VOA Türkçe: Peki, eğer iade olmazsa bu iddianame hazırlanamayacak mı?
Burak Erden: "Tabii ki hazırlanacak. Ama şu aşamada iade olunacağını varsaydığımız için ve savcı da bunu varsaydığı için onları bekliyor. Yoksa iade edilmezlerse bir iddianame tabii ki hazırlanacak"
"Hakimin net bir görüşü yok"
VOA Türkçe: "Ama şimdi burada çift taraflı bir durum sözkonusu, yani Türkiye'deki savcı iadeyi bekliyor iddianamenin hazırlanması için diyorsunuz. Ama buraya baktığımızda örneğin bugün yapılan savunmalarda ortada bir iddianame dahi yok. Dolayısıyla bu bir suçlu değil, şüpheli savunması yapılıyor. Yani Türkiye'de iddianamenin hazırlanmamış olması buradaki davaya da bir taraftan konu oluyor. Bu bir eksiklik değil mi? Şu ana kadar hazırlanmış olması gerekmez miydi?
Burak Erden: "Buradaki hakim aslında şundan bahsetti, 'ben bir ceza yargılaması yapmıyorum. Türkiye'de ne ceza alacağı, nasıl bir yargılama olacağı bu benim konum değil' dedi. Bunu derken bir yandan da iddianameyi sordu aslında. Bence hâkimin de net bir görüşü yok bu yönde. İddianame olmadığı için ben iade etmiyorum gibi bir görüşü yok benim anladığım. Bunun dışında sadece iddialar değil yani iddiaların kuvvetli olup olmadığını ve bunun dışında daha neler olduğunu düşündüğü için biraz kafasının karışık olduğunu düşünüyorum buradaki hakimin. Onun dışında savcı çok güzel açıklamalar yaptı aslında bugün. Çocuğunu alıp kaçırması, çocuğunun alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olup olmadığını ya da kullanıp kullanmadığını engellemiş olduğu için soruşturmaya engel olduğunu ve çocuğunu yurtdışına kaçırdığı için yine soruşturmaya engel olduğunu. Zaten bizim söylemek istediklerimizi savcı aslında duruşmada söyledi, ifade etti. İddianamenin hazırlanması için zaten çocuğunu kaçırmaması lazım ve bunların somutlaştırılıp bir iddianameye dönüşmesi gerektiğini aslında savcı bu mihvalde anlattı aslında’’
"Acil yardım çağrılsaydı Murat Aci kan kaybından ölmezdi"
VOA Türkçe: Peki karşı tarafın yani Eylem Tok'un avukatlarının savunması da en başından beri Eylem Tok Türkiye'ye iade edilirse Türk Ceza Kanunu'na göre alacağı cezanın bir yıldan az olacağı şeklinde. Siz bu davayı bilen, Türk hukuk sistemini de bilen bir avukat olarak eğer hiç kaçmamış olsalardı, öyle varsayalım biz şimdi, Eylem Tok hâkim karşısına çıksaydı gerçekten bir yılın altında bir ceza mı alırdı?
Burak Erden: "Kesinlikle böyle düşünmüyoruz. Neden? Burada bir yılın altında diye düşünülen şey şu; Telefonları çocuğuna alıp çünkü birincil derecede bir akrabası olduğu için bunu koruyor ve Türk Ceza Kanunu'nda bunun bir cezasızlık hali var. Bu kanunda açık. Biz bunun dışında iddia ettiğimiz şeyler telefonları, çünkü telefon, kaçırılan telefon bir tane veya bir tane kayıp telefon yok ortada. Kaçırılan telefon da şoförünün aracında bulunuyor. Kendisi götürüp karakola veriyor. Bizim iddiamız zaten şu yönde. Oğuz Murat Aci kan kaybından dolayı ölüyor. Yani hemen aranmış olsaydı ve yaralılar o telefonu neden çıkarttılar 112 arayıp acil bir durum var deyip polis ya da işte ambulans çağırmak için aradılar. Bizim iddiamız bunun kesinlikle hani sadece çocuğuna yardım etti değil, bunu yaparken oradaki insanları ölüme terk ettiği için. Çünkü en son çıkan ses kaydında da Timur Cihantimur şundan bahsediyor, kendi şoförünü arıyor ve 'çabuk gelin burada adam ölüyor' çabuk gel kendisini kurtarması için istiyor bunu."
"Müebbet alır"
VOA Türkçe: Burada peki Türk Ceza Kanunu'nda bu şekilde bir ölüme sebebiyet vermedeki en üst ceza sınırı nedir?
Burak Erden: "Kasten adam öldürmeyi tabi bu yargılama aşamasında belli olacak. Biz bunu kafamıza göre ceza alacak, almayacak diyemeyiz. Biz iddia ediyoruz müebbet alır. Bunun dışında en kötü ihtimalle söylüyorum bir ehliyetsiz olması. İki, yüksek süratli olması. Hatta bunun kanunda çok açık, ya da içtihatlarda çok açık bir şekilde görebiliyoruz. Hız sınırının iki katı fazla olması ve ehliyetsiz olması, yerleşik içtihatlarda bilinçli taksirle adam öldürmeye sebebiyet vermekten ceza aldırabiliyoruz yani, verebiliyor mahkemeler. Ve bunun dışında en önemli kısım şurası, bakın. Burada sadece bir ölü yok. Dört tane de yaralı var. Bu yaralıların da ikisi çok ciddi bir şekilde yaralandı. Kanunda bilinçli taksirle adam öldürme ile birlikte bir adam öldürme ve bunun dışında bir ve birden fazla kişiyi yaraladıysa ceza iki yıldan on beş yıla kadar çıkıyor. Ve bu da ehliyetsiz olduğu için bunu yapan yarı oranında arttırılıyor. Üç yıldan yirmi iki buçuk yıla kadar iddianame düzenlenmesi gerekiyor. Bu açık zaten. Çünkü yerleşik içtihatlar böyle. İhmal suretiyle kasten öldürme tamam düşünülebilir. Soruşturma aşamasında nasıl gelişecek, yargılama kovuşturma aşamasında nasıl gelişecek, o ayrı ama bilinçli taksir çok açık ve bunun ciddi cezaları var"
VOA Türkçe: Peki Türkiye'de bir bilirkişi raporundan bahsediliyor. Murat Aci'nin de trafik kuralları gereği hatalı olduğuna dair son bir bilirkişi raporu var. Siz o bilirkişi raporunu gördünüz mü? O davanın seyrinde bir değişikliğe neden olur mu sizce?
Burak Erden: "Öncelikle iki taraf da özel bilirkişi raporu alabilir. Bunun dışında asıl önemli olan savcının talep ettiği ve savcının atadığı bir bilirkişi vasıtasıyla o rapora bakılır. Bu raporda asli kusurlu Timur Cihantimur olarak görülmüştür. Çok net. Bu kendiniz özel sektörde görüşüyorsunuz, bir rapor düzenleyin diyorsunuz ve bir gerekçe yazıyorlar. Yani aslında baktığınızda çok da kıymeti yok. Tabii hâkim bakar buna ama biz ceza avukatları olarak yani bunu daha öncesinde de gördük. Biz de sunabiliyoruz. Karşı taraf da sunabiliyor. Bunların çok ehemmiyeti yok.’’
VOA Türkçe: Peki siz bugün buraya Türkiye'den geldiniz ve duruşmayı salonda takip ettiniz. En uzun duruşma oldu bu aynı zamanda. Nasıl bir izlenim aldınız karara ilişkin?
Burak Erden: "Ben aslında karar vereceğini düşünüyordum. Yani herhangi bir karara bağlayacağını düşünüyordum. Çünkü çok fazla iki taraf da konuştu. İki taraf, savcı ve Eylem Tok’un iki avukatı çok fazla konuştu ve bu konuşmaların neticesinde hâkim kafasında bir şey netleşmekten ziyade daha çok karıştı diye düşünüyorum. İade edilip etmemesi oradaki cezanın tayinine göre o hapis cezaları ile sınırlı. Yani bir yılın altında olursa evet etmiyor. O sözleşmeye bakarak bir karar vermek istiyor. Ben hani bugünkü duruşmayı biraz şey diye değerlendiriyorum. Netleşmekten ziyade kafası karıştı hâkimin. Bundan dolayı da daha da netleştirmek için taraflara süre verip bunun için bizim tarafımız hem Adalet Bakanlığı'na gönderiyor evrakları. Tabii biz de talep ediyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz, gönderiyoruz evrakları. Daha netleşip bir karar vereceği net, açık görülüyor zaten bugün. Ben iadesinin yapılacağını hala düşünüyorum açıkçası. Ama tabii burada da bir yargılama süreci var. Ceza yargılaması olmasa da birlikte göreceğiz.’’