Yunanistan’dan Portekiz’e çiftçi eylemleri Avrupa’yı sarsmaya devam ederken, haftalardır eylemlerini kararlılıkla sürdüren Fransız çiftçiler, Başbakan Gabriel Attal’ın açıkladığı yeni önlemlerin ardından, başkent ve büyük kentler etrafındaki ablukayı kaldıracaklarını açıkladı.
Gabriel Attal, çiftçilerin temel taleplerine olumlu yanıt verince, Fransa çiftçi sendikalarının en güçlüsü FNSEA ve Genç Çiftçiler (JA), “hükümetin tavrındaki değişikliği memnuniyetle karşıladıklarını ve Avrupa'nın çiftçilerin taleplerine sağır kalmasına rağmen abluka eylemlerinin askıya alınması” çağrısı yaptı.
Ulusal Tarım İşletmecileri Sendikaları Federasyonu (FNSEA) ve Genç Çiftçiler (JA), Fransa'daki ablukaların askıya alınmasının eylemlerin sona erdiği anlamına gelmediğini, “Başbakan Gabriel Attal tarafından açıklanan yeni önlemlerin uygulanması” konusunda tetikte kalacaklarını vurguladı.
Protestolarını askıya alan çiftçiler 24 Şubat’a kadar süre verdi
Çiftçiler Paris’e giriş yapan otoyollar üzerinde abluka eylemlerinde dördüncü gününe girerken, FNSEA Başkanı Arnaud Rousseau, sendika merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Hükümet tarafından açıklanan önlemleri göz önünde bulundurarak, eylem tarzlarımızı değiştirmemiz gerektiğine karar verdik ve bu nedenle örgütümüze abluka eylemlerini askıya alma, eylem biçimlerini değiştirme çağrısı yapıyoruz” dedi.
Çifçi örgütleri, acil talepleri için hükümete, 24 Şubat’ta Paris’te yapılacak Tarım Fuarı’na kadar süre verdi. Çiftçiler, yasal düzenlemeler ve AB’den kaynaklanan sorunların çözümü için de Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin hemen öncesine kadar süre verdi.
Genç Çiftçiler Birliği (JA) Başkanı Arnaud Gaillot da “Bu süre içerisinde hükümet çiftçilerin taleplerini yerine getirmeyi başaramazsa, genel eylemlerimize geri dönmekten çekinmeyeceğiz" uyarısı yaptı.
Her iki örgüt lideri de, genel olarak Başbakan'ın “çiftçilerin sorunlarının ne olduğunu anlamaya çalışmasından, onları kabul etmesinden, fikir alışverişinde bulunmasından, kendileriyle tartışmasından ve son olarak 3’üncü kez basın toplantısı yaparak acil önlemleri yerine getireceklerini açıklamasından memnuniyet duyduklarını” söyledi; ancak “AB’nin çiftçilerin taleplerine sağır kalmasını ise sorguladıklarını” kaydetti.
Başbakan Gabriel Attal, üçüncü tur duyurusunda, çiftçilerin beklentilerinin büyük bir kısmını karşıladıklarını belirten Başbakan, genel, sektörel, ulusal ve Avrupa çapında, acil ve yapısal önlemler açıkladı.
Attal, çiftçilerin Fransız ürünlerinin öncelikli desteklenmesi talebini, "Ekim yapmak için, hasat için, kendimizi beslemek için egemen, bağımsız olmak istiyoruz" diye özetledi. Gabriel Attal, çiftçilerin bu talebini bir yasayla “tarım kanununa ekleme” sözü verdi.
Your browser doesn’t support HTML5
Krizi hangi önlemler yumuşattı?
Gabriel Attal ayrıca hayvancılık sektörüne 150 milyon Euro’luk vergi ve sosyal destek paketi açıkladı. Attal’ın duyuruları arasında, bir yanda süpermarketler, diğer yanda tarımsal sanayinin dağıtıcıları ve tedarikçileri arasındaki şiddetli fiyat savaşının yükünü üreticilerin taşımasını engellemeyi amaçlayan “Egalim yasalarının güçlendirilmesi” de yer alıyor.
Başbakan ile birlikte basın toplantısına katılan Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, “tüm büyük süpermarket zincirlerinin önümüzdeki günlerde kontrol altına alınacağını” belirtti. Ekonomi Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da, yapılan yeni açıklamaların ardından hükümetin çiftçilerin öfkesini yatıştırmak için açıkladığı toplam tedbirlerin 400 milyon Euroluk bir miktara ulaştığını açıkladı.
Attal, Çiftçilerin acil talepleri arasında yer alan ve çiftliklerin babadan oğula kolay geçişini sağlamayı hedefleyen “tarımsal miraslarda vergi muafiyeti eşiklerinin de yükseltildiğini” duyurdu. Yine acil talepler arasında yer alan tarıma yönelik normlar ve bürokrasiyi yumuşatma sözü verdi. Avrupa'da yasaklanan ‘tiacloprid’ tipi pestisit kullanılan meyve ve sebzelerin Fransa'ya ithalatını yasaklayacağını söyledi. Çevrecilerin itirazlarına rağmen, Pestisit kullanımının azaltılmasını amaçlayan “Ecophyto” planını da askıya aldıklarını açıkladı.
Attal, çiftçilerin anlamadıkları ve izlemekte güçlük çektikleri yasal normları da basitleştirme sözü verdi. Bu söz, su yolu temizliğinin basitleştirilmesinden, tarımsal projelere karşı itiraz sürelerinin kısaltılmasına ve yıllık denetim sayısının sınırlandırılması, su depolarının büyütülmesi ve su depolama projeleri için dava sürelerinin kısaltılmasına kadar uzanan bir yelpazeyi kapsıyor.
AB Komisyonu da kabul etti
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB’nin Latin Amerika ülkeleriyle müzakere ettiği serbest ticaret anlaşmasına karşı olduğunu yineledi. Hükümet, “Avrupa Birliği sınırlarında tarımdaki haksız rekabeti kontrol altına alacak bir güç oluşturma” projesini hayata geçirmeye hazır olduğunu söyledi.
AB Komisyonu da, çiftçilerin talep ettiği, “Ukrayna menşeli kümes hayvanları, yumurta ve şekerin gümrüksüz ithalatına yönelik ‘koruma maddeleri’ uygulamaya koyacaklarını açıkladı.
Fransız hükümeti, tarım ürünlerinin menşeini ve gıda ürünlerinin içeriklerini “Avrupa düzeyinde etiketlemeye” yönelik bir projeyi de AB gündemine getireceklerini açıkladı.
Sendikalar bölündü
Başbakan Attal’in açıklamalarını olumlu bulan FNSEA ve JA’nın ablukayı kaldırma kararı, tarım sektöründe örgütlü olan 5 sendikadan 3’ünün tepkisini gçekti. Sektörün yüzde 60’ından fazlasında örgütlü olan FNSEA’ya itiraz eden Çiftçi Federasyonu ve aşırı sağ eğilimli “sarı bereliler” Coordination Rural (CR) sendikası, uygulamayı görmeden ablukanın kalkmaması çağrısı yaptı. Ayrıca, sendikalı olmayan sahadaki çiftçilerin de FNSEA’nın “ablukaları kaldırın” çağrısına yanıt verip vermeyeceği de soru işareti.
Paris’e giden A6 Otoyolu’nu, Chilly Mazarin kırsalı hizasında kapatan çiftçiler ise VOA Türkçe’ye, “Henüz bir şey kazanılmış değil. İstişarelerde bulunacağız. İlerleme var. Ama çok şey net değil. Bu nedenle dikkatli ilerleyeceğiz” dedi. Chilly Mazarin’daki abluka eylemini yöneten FNSEA bölge sorumlusu Damien Greffin da, kendi sendikasının kararına itiraz ederek, “Elimize yazılı net bir belge gelmeden, A6 otoyolu üzerindeki blokajı kaldırmıyoruz. Biz burada bekleyeceğiz. Buranın patronu benim ve biz gitmeyeceğiz” dedi.