Herşey Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin 12 Kasım 2009’daki laiklik konuşmasıyla başladı.
Fransa’nın laik olduğunu, kilise ile kamusal yaşamın ayrıldığını, kadının da toplumdaki yerinin eşit olduğunu belirten Sarkozy, “Fransa’da burkanın yeri yoktur,” diyerek tartışmayı başlatmıştı. Sarkozy’nin girişimiyle Meclis’te bir burka komisyonu kurulmuş, komisyon burkanın kamu alanlarında yasaklanmasını kararlaştırmıştı. Uzun tartışmaların ardından Meclis’ten geçen burka yasağı dün 6 aylık bir hazırlık sürecinin ardından yürürlüğe girdi.
Fransa’da yalnızca 2 bin kadını kapsayan burka yasağına karşı haftasonu Nation Meydanı’nda toplanan 61 kişi izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Dün yasanın yürürlüğe girmesiyle Paris’te büyük gösteriler bekleniyordu, ancak korkulan olmadı. Paris’in ünlü Notre Damme Kilisesi önünde ikisi çarşaflı kadın olmak üzere altı kişi toplandı. Polis gösterinin izinsiz olduğu gerekçesiyle katılımcıları gözaltına aldı.
Fransız polisi gözaltıların burka nedeniyle değil, izinsiz gösteri yapıldığı ve üç kişinin de kimlik kontrolünü reddettiği gerekçesiyle uygulandığını açıkladı.
Gözaltına alınan kadınlardan birisi de Fransız parlamentosu’nda kara çarşaf yasağını hazırlayan komisyona ifade verince, medyatik üne kavuşan kara çarşaflı Kenza Drider oldu. Dün sabah kara çarşafıyla trene binerek Paris’e gelen Drider trende hiçbir engel ile karşılaşmadan Paris’e ulaştı.
Dört çocuk annesi Drider yasanın insan haklarına ve Avrupa hukukuna aykırı olduğunu dile getirdi. Drider yasağa rağmen kara çarşaf giymesinin provokasyon değil yurttaşlık haklarını kullanmaktan ibaret olduğunu da belirterek, hiçbir gücün burka giymesini engelleyemeyeceğini söyledi.
"Türk Kadınlar Yok"
nın Sesi’ne burka yasağının uygulanmasını değerlendiren Fransa İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Haydar Demiryürek, burkanın islami bir zorunluluk olmadığını, ‘İslam alimlerinin burka giymenin hiçbir zorunluluk içermediği’ görüşünde birleştiklerini söyledi.
Demiryürek, kendi bilgileri dahilinde Fransa’da Türkiye kökenli olup da burka giyen bir kadın olmadığını belirtti.
Yasağın uygulanmasında son derece titiz davranan Fransa İçişleri Baknalığı, tüm emniyet birimlerine bir genelge göndererek, polise “Kesinlikle kimseye müdahale etmeyin ve başını açmaya kalkmayın,” uyarısında bulundu. Polislere, yalnızca kimlik kontrolleri sırasında yüzünü açmamakta ısrar eden kadınları karakola sevk etme, cami önlerinde kimseyi gözaltına almaya kalkışmama, bunun dışındaki vakalarda kadınları ikna etmeye çalışma ve ceza yazmayla sınırlı kalmaları talimatı verildi.
Burka yasağı ile açık alanlarda yüzü tümüyle saklayan ‘burka’ ile sadece gözleri açıkta bırakan ‘nikab’ yasaklanırken, ‘hicab’ adı verilen ve yüzü açıkta bırakan kara çarşaf serbest bırakılıyor. Burka ve hicab giyen kadınlar evlerinde ve arabalarında takmaya devam edebilecekler ancak bunun dışındaki tüm kamu alanları, okullar, hastaneler, parklar, yollar, tren ve otobüs garları da dahil olmak üzere tüm mekanlarda kara çarşaf bundan böyle giyilemeyecek. Yasağa uymayanlara 150 Euro para cezası kesilecek. Birini özellikle de 18 yaşından küçük birini burka takmaya zorlayan kişiye 1 yıl hapis ve 30 bin Euro para cezası verilecek. Yasağa uymamakta ısrar eden kadınlar, zorunlu vatandaşlık dersi alacaklar.