Amerika’nın Sesi muhabiri Scott Bob ateşkes yürürlüğe girmeden önce çatışmaların son günlerinde Şifa Hastanesi’ndeydi.
Gazze’nin Şifa Hastanesi’nde öğle vakti. Ambulanslar savaş kurbanlarını getirirken sirenlerini susturuyor.
Yetkililer Gazze’nin en büyük hastanesinin sadece çatışmalarda yaralananları tedavi ettiğini söylüyor. Diğer hastalar ve ameliyatlar başka hastanelere nakledilmiş.
Yaralılar eskiden Jinekoloji ve İç Hastalıklar’a ayrılan bölümde yatıyor. Bazıları koridorlarda tekerlekli sedyelerde ya da yerlerde bekliyor.
Pediatri bölümü yaralı çocuklarla dolu. Şarapnelden yaralanmış bir kızın annesi diğer üç çocuğunun yoğun bakımda kritik durumda olduğunu söylüyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Çocuklara yanımızda uyuyun dedik. Ama istemediler. Bebekleriyle birlikte uyumak istediler. Bütün gece korku içinde bekledik. Birden evimizin üstüne birşey düştüğünü duyduk. Önce komşularımızda birşey olduğunu sandık. Sonra her yerden dumanlar yükseldiğini gördük.”
Hemşirelik öğrencisi Ragda Samur çatışmalar başladığından beri gönüllü yaralı bakıyor. Herkes gibi günde sekiz saatlik iki vardiyada birden çalışıyor:
“Yaralıların çoğu başlarından vurulmuş, beyinleri hasar görmüş. Diğerlerinin elleri ya da bacakları kopmuş. Ölenler de var. Allah hepsine acısın. Ama yaraların durumunu görüp dayanmak çok zor.”
Bazı yaralılar evlerine erken gönderilmiş. Çocuk doktoru Basel Baker yeterince yatak, malzeme ve görevli olmadığından bunu yaptıklarını söylüyor:
“Ama bu bizi en çok üzen olay değil. En çok üzüldüğümüz durum, işin psikolojik yanı. Çocuklar görüyoruz. Tümüyle sakat kalacak bebekler görüyoruz. Sakat olarak yaşayacaklar. Bu bir facia. Buna katlanmak çok zor.”
Birleşmiş Milletler, Gazze’deki hastaneler ve kliniklerin üçtebirinin hasar gördüğünü bildiriyor. Çatışmalarda bir düzine sağlık görevlisi öldürülmüş ya da yaralanmış.
İnsani yardım örgütleri bu nedenle Gazze’nin sağlık sisteminin uzun süre dış desteğe ihtiyacı olacağını söylüyor.