Türk hükümeti, üç haftadır çeşitli kentlerde devam eden ve şiddete dönüşen hükümet karşıtı gösterileri bastırmaya yardımcı olmak için orduyu kullanabileceğini bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç eğer polis yeterli olmazsa Türk Silahlı Kuvvetleri'nin düzeni sağlamaya yardımcı olacağını açıkladı.
Arınç bu açıklamayı yaparken beş büyük sendika Gezi Parkı olaylarını protesto için ülke çapında grev başlattı. Yüzbinlerce işçiyi temsil eden sendikalar polis şiddetinin hemen sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
Grevlerin çoğu barışçı geçerken Ankara’da polis yürüyüş yapan 1,000 kadar sendikalı işçiyi dağıtmak için gözyaşartıcı bomba ve basınçlı su kullandı. Hükümetin izin verilmeyeceği uyasında bulunmasına rağmen İstanbul ve diğer kentlerde yeni yürüyüşler düzenlendi.
Pazar günü Halaskargazi Caddesi’nde Nişantaşı, Kurtuluş ve Cihangir’de emniyet güçlerinin yoğun gaz bombası ve tazyikli su kullandığı ve gözaltılar yaptığı sırada Başbakan Recep Tayip Erdoğan, yine İstanbul’da Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen ‘Milli İradeye Saygı’ mitinginde on binlerce AK Partili’ye seslendi. Başbakan Erdoğan yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasında protestoculardan uluslararası basına, bazı sermaye çevrelerinden Avrupa Parlamentosu’na sanatçılardan CHP’ye birçok kişi ve kuruma çeşitli düzeylerde tepki gösterdi.
‘CNN, BBC, Reuters günlerdir yalan haber ürettiniz’
Başbakan konuşmasının çeşitli yerlerinde uluslararası medyayı sert şekilde eleştirdi. Türkiye’den yapılan yayınlardan rahatsızlık duyduğunu daha önce de belirten Başbakan, o yayınlarda yansıtılan fotoğrafın gerçek Türkiye’yi temsil etmediğini vurguladı. Meydanı dolduran kalabalığı gösteren Erdoğan,” uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? Hadi bakalım BBC bunu da gizle. CNN bunu da gizle. Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye’yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi, bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil” dedi.
Erdoğan, Koç Grubu ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nu da eleştirdi
İki hafta önce Habertürk’te katıldığı ilk programda gösterilerin arkasında Koç grubu olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, dün de Gezi Parkı’nın hemen arkasında bulunan Divan Oteli’nin protestoculara kapılarını açmasından hareketle bu kez de isim vermeden aynı gruba tepki gösterdi. Erdoğan, “Taksim Meydanı’na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terörle işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Eğer bu hesabı sormazsak, işte o zaman bu millet bizden hesap sorar” dedi.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki insan hakları ihallerine tepki gösteren Avrupa Parlamentosu, yine Başbakan’ın eleştirilerinin odak noktasındaydı. AB’nin geçtiğimiz sene toplumsal gerginliğin yaşandığı Yunanistan’ı eleştirmek bir yana maddi destek verdiğine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye sosyal medya üzerinden üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Avrupa Birliği Parlamento’su bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin? Daha ilk gün ne dedim? Sizin aldığınız kararı tanımıyorum dedim. Kararı kendilerine iade ettik”.
Mitinge İstanbul’un dışında Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’den kara ve deniz taşıtlarıyla partililer getirildi. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda belediye otobüsü kiralandı. İBB, ödemelerin AK Parti İl Başkanlığı tarafından yapıldığını açıkladı.
İstanbul Barosu: Yüzlerce yakalama ihbarı geliyor
Pazar günü kentin birçok noktasından çok sayıda gözaltı ve yakalama haberi geldi. VOA’ya konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve baroda oluşturulan Kriz Masası Başkanı Hasan Kılıç 41 gözaltı olduğunu söyledi. Kılıç, “Kriz Masası’na yüzlerce yakalama yapıldığı ihbarı geldi. Ancak emniyet yetkilileri bu kişilerin nereye götürüldüğü hakkında bilgi vermiyor. Bu kişiler hakkında derhal hukuku süreç başlatılmalı. Bu bir hukuk garabetidir" dedi.
Avukat Kılıç, haklarında işlem yapılan kişilerin de herhangi bir ifade vermeden avukat isteme hakkı olduğunu ve Baro’nun bu konuda yardıma hazır olduğunu belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç eğer polis yeterli olmazsa Türk Silahlı Kuvvetleri'nin düzeni sağlamaya yardımcı olacağını açıkladı.
Arınç bu açıklamayı yaparken beş büyük sendika Gezi Parkı olaylarını protesto için ülke çapında grev başlattı. Yüzbinlerce işçiyi temsil eden sendikalar polis şiddetinin hemen sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
Grevlerin çoğu barışçı geçerken Ankara’da polis yürüyüş yapan 1,000 kadar sendikalı işçiyi dağıtmak için gözyaşartıcı bomba ve basınçlı su kullandı. Hükümetin izin verilmeyeceği uyasında bulunmasına rağmen İstanbul ve diğer kentlerde yeni yürüyüşler düzenlendi.
Pazar günü Halaskargazi Caddesi’nde Nişantaşı, Kurtuluş ve Cihangir’de emniyet güçlerinin yoğun gaz bombası ve tazyikli su kullandığı ve gözaltılar yaptığı sırada Başbakan Recep Tayip Erdoğan, yine İstanbul’da Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen ‘Milli İradeye Saygı’ mitinginde on binlerce AK Partili’ye seslendi. Başbakan Erdoğan yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasında protestoculardan uluslararası basına, bazı sermaye çevrelerinden Avrupa Parlamentosu’na sanatçılardan CHP’ye birçok kişi ve kuruma çeşitli düzeylerde tepki gösterdi.
‘CNN, BBC, Reuters günlerdir yalan haber ürettiniz’
Başbakan konuşmasının çeşitli yerlerinde uluslararası medyayı sert şekilde eleştirdi. Türkiye’den yapılan yayınlardan rahatsızlık duyduğunu daha önce de belirten Başbakan, o yayınlarda yansıtılan fotoğrafın gerçek Türkiye’yi temsil etmediğini vurguladı. Meydanı dolduran kalabalığı gösteren Erdoğan,” uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? Hadi bakalım BBC bunu da gizle. CNN bunu da gizle. Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye’yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi, bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil” dedi.
Erdoğan, Koç Grubu ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nu da eleştirdi
İki hafta önce Habertürk’te katıldığı ilk programda gösterilerin arkasında Koç grubu olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, dün de Gezi Parkı’nın hemen arkasında bulunan Divan Oteli’nin protestoculara kapılarını açmasından hareketle bu kez de isim vermeden aynı gruba tepki gösterdi. Erdoğan, “Taksim Meydanı’na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terörle işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Eğer bu hesabı sormazsak, işte o zaman bu millet bizden hesap sorar” dedi.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki insan hakları ihallerine tepki gösteren Avrupa Parlamentosu, yine Başbakan’ın eleştirilerinin odak noktasındaydı. AB’nin geçtiğimiz sene toplumsal gerginliğin yaşandığı Yunanistan’ı eleştirmek bir yana maddi destek verdiğine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye sosyal medya üzerinden üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Avrupa Birliği Parlamento’su bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin? Daha ilk gün ne dedim? Sizin aldığınız kararı tanımıyorum dedim. Kararı kendilerine iade ettik”.
Mitinge İstanbul’un dışında Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’den kara ve deniz taşıtlarıyla partililer getirildi. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda belediye otobüsü kiralandı. İBB, ödemelerin AK Parti İl Başkanlığı tarafından yapıldığını açıkladı.
İstanbul Barosu: Yüzlerce yakalama ihbarı geliyor
Pazar günü kentin birçok noktasından çok sayıda gözaltı ve yakalama haberi geldi. VOA’ya konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve baroda oluşturulan Kriz Masası Başkanı Hasan Kılıç 41 gözaltı olduğunu söyledi. Kılıç, “Kriz Masası’na yüzlerce yakalama yapıldığı ihbarı geldi. Ancak emniyet yetkilileri bu kişilerin nereye götürüldüğü hakkında bilgi vermiyor. Bu kişiler hakkında derhal hukuku süreç başlatılmalı. Bu bir hukuk garabetidir" dedi.
Avukat Kılıç, haklarında işlem yapılan kişilerin de herhangi bir ifade vermeden avukat isteme hakkı olduğunu ve Baro’nun bu konuda yardıma hazır olduğunu belirtti.