Türk yetkililer, Suriye sınırının 10 kilometre içinde, Azez kentini çevirecek şekilde bir “güvenli bölge” kurulmasını ve Türkiye sınırında bekleyen on binlerce mültecinin bu bölgede tutulmasını istiyor. Ancak, Amerika’nın liderliğindeki koalisyon ülkelerinin çoğu bu fikre sıcak bakmıyor
Muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde yoğunlaşan Rusya destekli hava saldırılarından kaçan on binlerce Suriyeli’nin Türkiye sınırına yığılması üzerine Ankara, “güvenli bölge” önerisini yeniden gündeme getirdi. Türk yetkililer, Suriye sırındaki Azez kentinin 10 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturulmasını ve evlerinden kaçmak zorunda kalan sığınmacıların bu bölgede tutulmasını istiyor.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 600 bin Suriyeli’nin daha Türkiye sınırına dayanabileceği uyarısı yaptı. Yardım kuruluşları ve Batılı hükümetler, sınıra yığılan sığınmacı sayısıyla ilgili çelişkili rakamlar veriyor. Sınırda 50 bin ila 100 bin arasında mülteci bulunduğu tahmin ediliyor.
Bu arada Esat rejiminin başlattığı saldırıları fırsat bilen Kürt birliklerinin, isyancı milislerin kontrolündeki kent ve kasabaları ele geçirdiğini de hatırlatan Akdoğan, güvenli bölge sayesinde demografik yapıyı değiştirme girişimlerinin de engelleneceğini söyledi.
Türk yetkililer, Kürt milisleri yani PYD’nin askeri kanadı YPG’yi, Türkmenler’i ve Sünni Arapları Suriye’nin kuzeyini terk etmeye zorlayarak bölgede demografik bir değişim yaratmaya çalışmakla suçluyor. YPG bu iddiayı yalanlasa da Kürt kantonlarını sınır boyunca birleştirme isteğini gizlemiyor.
Öte yandan, Batılı ülkeler ve yardım kuruluşları, Türkiye’ye sınırını açması ve Suriye’nin kuzeyindeki savaştan kaçan sığınmacıları kabul etmesi için baskıyı arttırıyor. Sınıra yığılan Suriyeli mültecilerin sayısı her geçen gün artarken, yardım görevlileri herkese yetecek kadar gıda ve çadır olmadığını söylüyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İngiliz bir yetkili, Türk hükümetinden sığınmacıları kabul etmesini istediklerini ancak her seferinde olumsuz cevap aldıklarını söylüyor.
Türkiye’nin “güvenli bölge” önerisi, geçen yaz Amerika liderliğindeki koalisyon ülkelerine kabul ettirmeye çalıştığı “tampon bölge” fikrinin biraz daha daraltmış şekli olarak yorumlanıyor. Ancak Batılı diplomatlar, Azez etrafında bir güvenli alan yaratılmasına sıcak bakılmadığını söylüyor. Yetkililer, koalisyon uçakları tarafından sürekli korunması gerekecek olan bir güvenli bölgenin, Rusya ve Suriye rejimine ait savaş uçaklarıyla doğrudan savaşa girme riski yaratacağını ve Washington’un böyle bir riski göze almaya hazır olmadığını vurguluyor.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Gennady Gatilov, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in hafta başında önerdiği uçuşa yasak bölge önerisini reddetti. Gatilov, uçuşa yasaklı bölge fikrinin Suriye hükümeti tarafından onaylanması ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Ancak Amerika’nın Sesi’ne açıklama yapan bir Türk yetkili, gelecek hafta Cenevre’de yapılması planlanan barış görüşmelerinde Rusya’nın “güvenli bölge” önerisine destek vereceğine dair işaretler olduğunu söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen Türk yetkili, Moskova’nın on binlerce mülteciyle uğraşmak yerine güvenli bölge oluşturulmasını tercih edebileceğini belirtti.
Öte yandan, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Reuters haber ajansıyla yaptığı bir söyleşide, Ankara’nın kilit taleplerinden biri olan Suriye’ye kara gücü göndermek konusunda koalisyon ülkeleriyle bir uzlaşma sağlanamadığını söyledi.
Amerikalı yetkililer, Suriye’ye gönderilecek kara güçlerinin hızla ülkede iç savaşa çekilmesinden kaygı duyuyor.
Çavuşoğlu, Türkiye, Suudi Arabistan ve bazı Batılı ülkelerinin kara operasyonunun şart olduğuna inandığını ancak bunu sadece Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar’dan beklemenin ne doğru ne de gerçekçi olacağını söylüyor. Dışişleri Bakanı, bu tür bir operasyonun ortaklaşa yürütülmesi gerektiği görüşünde.
Koalisyonun kara operasyonu fikrini henüz ciddiyetle tartışmadığını da belirten Çavuşoğlu, öneriye karşı çıkan, operasyonun parçası olmayacağını söyleyenler olduğunu ve bu çevrelerin bunu Türkiye veya başka bir ülkenin üstlenmesini istediklerini dile getirdiklerini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kürt güçlerinin Suriye’deki rolü konusunda Amerika ve Türkiye arasındaki görüş ayrılıklarının devam ettiğini de hatırlattı. Ancak Amerika, YPG’ye Halep’te daha fazla ilerlememe çağrısında bulundu.
Öte yandan Washington, Ankara’ya da Suriye’nin kuzeyindeki YPG mevzilerini bombalamayı durdurma çağrısı yaptı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın bu çağrıya tepkisi sert oldu. Topçu atışlarının devam edeceğini söyleyen Erdoğan, Suriyeli Kürt güçlerinin Suriye-Türkiye sınırında mevzilenmesine izin vermeyeceklerini belirtti.
Türkiye, YPG’nin, Afrin’deki Kürtleri Kobani ve daha doğudaki Kürtlerle birleştirerek güneydoğu sınırında bir Kürt devleti kurmasından kaygı duyuyor. Böyle bir adımın, Türkiye’nin Güneydoğusu’ndaki ayrılıkçı Kürtleri de cesaretlendireceği düşünülüyor.