New York'ta İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi, Halkbank’ın yaptığı temyiz başvurusuyla ilgili kararını dün açıkladı. Üç hakimden oluşan üst mahkeme heyeti, "Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası” kapsamında ABD mahkemelerinde yargılanmayacağıyla ilgili Halkbank’ın temyiz başvurusunu reddetti.
Son kararın ardından yargılama yetkisi, geçtiğimiz 3 Mayıs tarihinde Halkbank’ın jürili seri duruşmalarına başlayacağını açıklayan New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'ne verildi. Bu kararın sonrasında, Halkbank’ın ABD’de devam eden dava sürecinde nasıl bir hamle yapacağı tartışılıyor. Halkbank’ın ABD’deki dava sürecini izleyen hukukçular farklı görüşleri savunuyor.
İlgili Haberler Halkbank ABD'de YargılanacakHalkbank, dün alınan mahkeme kararıyla ilgili kısa bir açıklama yaparak bundan sonra izleyeceği planın ipuçlarını verdi. Halkbank, ABD'de devam eden ceza davasıyla ilgili, "Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası” kapsamında İkinci Bölge Mahkemesi nezdinde yapılan itirazın reddedildiğini, kararın temyiz edilmesi için tüm yasal hakların kullanılacağını açıkladı.
Halkbank, Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, "Bankamızın ABD'de devam eden ceza davasıyla ilgili olarak Yabancı Devlet Yargı Bağışıklığı Yasası (FSIA-Foreign Sovereign Immunities Act) uyarınca New York İkinci İstinaf Mahkemesi nezdinde yapmış olduğumuz itiraz Mahkeme tarafından reddedilmiştir. İkinci İstinaf Mahkemesinin ret kararının temyiz edilmesi için tüm yasal haklarımız kullanılacaktır. Kamuoyunun ve yatırımcıların bilgilerine sunarız” ifadelerini kullandı.
Hukukçular ne diyor?
VOA Türkçe, Halkbank davasında bundan sonraki süreçle ilgili yaşanacak gelişmeler hakkında hukukçuların görüşlerine başvurdu. Hukukçular, Halkbank’ın New York’taki İkinci Bölge Mahkemesi’nin dün aldığı kararı temyiz etmek için bundan sonraki aşamada başvurabileceği tek üst mahkemenin ABD'deki davalarda en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi olduğunu belirtiyorlar.
Hukukçuların çoğunluğu Halkbank en üst mahkemeye başvuru yapsa bile bunun değerlendirmeye bile alınmayacağını, bu mahkemenin daha çok yargıda yapılan ciddi hatalarla ilgili dosyaları kapsamlı değerlendirdikten sonra temyiz başvurusunu kabul ettiğini belirtiyor.
Hukukçular arasında, Halkbank’ın başvurusunun en yüksek mahkeme tarafından değerlendirmeye alınsa bile lehine bir karar çıkması ihtimalinin çok az olduğu yönünde görüş birliği var.
Bazı hukukçular ise en yüksek mahkemeye yapılacak bir başvurunun siyasallaştığına inandıkları dava dosyasında yürütülecek pazarlıklar için zaman kazandıracağı görüşünü savunuyor. Bazı hukukçuların görüşü de, hiç zaman kaybetmeden Türkiye’yi bu davadan en az maddi zararla çıkartmak için savcılıkla bir an önce uzlaşı sağlanması yönünde.
Karar Halkbank’ın başvurusundan bir yıl sonra verildi
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde 2016 yılının Mart ayından beri devam eden Rıza Sarraf davasında sanık olarak yargılanan Halkbank, yaptığı tüm itirazlara rağmen mahkeme hakimi Richard Berman’ı ABD’de yargılanamayacağı konusunda ikna edemeyince, 9 Ekim 2020 tarihinde bir üst mahkeme olan İkinci Bölge Mahkemesi’ne (İstinaf) başvurdu.
Halkbank’ın temyiz başvurusunu değerlendiren mahkeme heyeti geçtiğimiz Şubat ayında başvuruyu kabul ettiğini, kararını da ivedilikle açıklayacağını bildirdi. Duruşma süreci Halkbank ve New York Güney Bölgesi Başsavcılığı arasında verilen karşılıklı yazılı dilekçelerle sürdü. İlk ve tek duruşma 12 Nisan tarihinde yapıldı. Karar yedi ayı aşkın bir süre sonra açıklandı.
New York’ta devam eden davada Halkbank neyle suçlanıyor?
Halkbank aleyhine New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde açılan davada şu suçlamalara yer verilmişti: "ABD’yi dolandırmak amacıyla komplo kurmak, ‘Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı İran’a para transferleri yaparak ihlal etmek için komplo kurmak, ABD bankalarını dolandırmak, ABD bankacılık ve finans sistemini dolandırmak amacıyla komplo kurmak, kara para aklamak, kara para aklamak amacıyla komplo kurmak."
Halkbank aleyhinde 15 Ekim 2019 tarihinde açıklanan 45 sayfalık iddianamede, Halkbank yönetiminin Türk hükümetinin üst düzey yetkilileri tarafından desteklendiği ve korunduğu da iddia edilmişti.
İddianamede, Halkbank’ın 2012 ve 2016 yılları arasında İran’ın uluslararası piyasalarda petrol ve doğal gaz satışından elde ettiği gelirin ülkeye girmesine yardımcı olduğu, İran’ın petrol ve doğal gaz satışından elde ettiği geliri harcamasına imkan veren bir mekanizmanın, paravan şirketler ağını kullanarak uygulanmasına yardım ettiği iddia edilmişti