Hamas’ın 7 Ekim saldırısı ve Gazze savaşı Ortadoğu’daki dinamikleri bir yılda nasıl değiştirdi?

Hamas’ın İsrail’e saldırısı ve ardından Gazze’de başlayan savaşta tam bir yıl geride kaldı.

Hamas’ın İsrail’e saldırısı ve ardından Gazze’de başlayan savaşta tam bir yıl geride kaldı. İsrail ve Lübnan’daki Hizbullah arasındaki çatışmaların tırmanması ve İsrail-İran gerilimi bölgede topyekün savaş korkusunu tetikledi.

Biden yönetimi 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine haftalar kala diplomatik girişimleri sürdürse de, ne Gazze ne de İsrail-Lübnan hattında ufukta bir ateşkes görünüyor.

Ortadoğu’da dinamiklerin değiştiği bir yılı VOA Türkçe’ye değerlendiren ABD’nin eski Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Emekli General Joseph Votel, “Yaşadığımız zorluklardan biri şu anda önümüzde Gazze’deki, kuzey sınırındaki durum ve İsrail’in İran’la yaşadığı sorunun çözümü için açık diplomatik yolların olmaması. Bizi farklı bir yöne götürmeye yönelik bir umut veren iyi diplomatik kanallar yok” diyor.

İran İsrail ile doğrudan bir çatışma istiyor mu?

İran’ın desteklediği Lübnan’daki Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ın Beyrut’ta öldürülmesi sahada sürecin seyrini değiştiren bir gelişme olarak yorumlanmıştı.

İlgili Haberler 7 Ekim'in yıldönümünde Türkiye-İsrail ilişkileri: Netanyahu’ya davetten Türkiye için tehdit söylemine

Geçtiğimiz Nisan ayında İsrail’i ilk kez doğrudan hem balistik füzeler hem de insansız hava araçlarıyla hedef alan İran geçen hafta İsrail’e yaklaşık 200 adet balistik füze ateşledi.

İsrail geçen haftaki bu saldırıya nasıl ve ne zaman karşılık vereceğini hala değerlendirirken, ABD Başkanı Joe Biden İran’ın nükleer tesislerinin vurulmasından yana olmadığını söylemiş, “İsrail’in yerinde olsam petrol tesislerinin vurulması dışındaki alternatifleri düşünürüm” demişti.

Ortadoğu Enstitüsü kıdemli ulusal güvenlik uzmanı Joeph Votel, İran’a verilecek karşılık konusunda kararı en nihayetinde ABD’nin değil İsrail’in vereceğini not ederek, İsrail’in kendisine yönelik saldırılarda kullanılan komuta ve kontrol merkezleri ve silah depoları gibi askeri hedefleri de vurabileceğini belirtiyor.

Votel, “Bana kalırsa İsrail’in şu anda odağının çoğu yakın sınırlarındaki hasımları azaltma ve elbette İran tehdidini şu anki düzeyden daha aşağı çekme üzerine. Bu İsrail’in yaptığı hesabın önemli bir parçası” diyor.

İran siyasetinde son sözü söyleyen dini lider Ayetullah Ali Hamaney, geçtiğimiz Cuma günü hutbede yanında tüfekle hem Farsça hem de Arapça yaptığı 40 dakikalık konuşmada İsrail’e karşı saldırıyı “meşru ve haklı” olarak savunarak Hamas ve Hizbullah’a destek ifade etmiş; İran bağlantılı silahlı grupların İsrail karşısında geri adım atmayacağını belirtmişti.

İlgili Haberler 7 Ekim’in yıldönümünde İsrail’in Gazze ve Lübnan saldırıları sürüyor

Tahran’dan gelen bu sert söyleme karşın İran’ın İsrail ile doğrudan açık bir savaş istemediğini düşündüğünü söyleyen Joseph Votel, “Bana kalırsa İsrail ya da ABD ile kapışamayacaklarının pragmatik olarak farkındalar. İsrail ile doğrudan ve uzun bir çatışmanın İran rejimi ve özellikle de İran halkı üzerinde yıkıcı bir etki bırakacağının farkındalar” diyor.

İran’ın süreçte “çıkış rampaları” arayacağı görüşünü dile getiren Votel, “Bence İran, İsrail’in, şu anki söylemini sürdürmesine imkan verecek ama diğer yandan da onu yeniden karşılık vermeye zorlamayacak bir çıkış sağlamasını umuyor” değerlendirmesinde bulundu.

İran Hamas ve Hizbullah’a mali ve askeri desteğe devam eder mi?

Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye geçtiğimiz aylarda öldürülmüş, genel kanının örgütün Gazze’deki askeri lideri Yahya Sinwar’ın ise hala tünellerde gizlendiği belirtilmişti.

Yine İran’ın desteklediği Hizbullah’ın üyelerinin iletişim ağlarını hedef alan telsiz ve çağrı cihazı saldırıları ve sonrasında da Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinin örgütü önemli ölçüde zayıflattığı yorumu yapılmıştı.

Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere askeri ve mali desteğin, İran’ın Ortadoğu’da önemli nüfuza sahip olan bir güç olma stratejisinde önemli yere sahip olduğunu söyleyen Joseph Votel, “Bununla birlikte İran’ın genel stratejisini yeniden değerlendirebileceğini düşünüyorum. Uzun süre Hizbullah’ın İsrail’e karşı caydırıcı olabileceğini düşündüler. Durumun böyle olmadığını son birkaç hafta içinde gördük. O nedenle İran önümüzdeki süreçte yaklaşımlarının bazılarını yeniden değerlendirebilir” diyor.

İran’daki rejimin İran Kudüs Gücü’nin emrinde olduğunun hatırlanması gerektiğine ve Tahran’ın bu güç üzerinden bölgedeki stratejisini de belirlediğine dikkat çeken Votel, “İran stratejisini gözden geçirirken bu vekil örgütleri desteklemeye de devam edeceklerini düşünüyorum” diyor.

Ortadoğu’da patlak veren çatışmaların katman katman karmaşık yapıyı gözler önüne serdiğini belirten eski CENTCOM Komutanı Votel’e göre bölgedeki sorunların kaynağında, İsrail-Filistin sorunu ve aynı zamanda İran’ın toksik söylemi ve vekillerine verdiği destek yatıyor.

Emekli General Votel, “Bu süreçten çıkarılan önemli bir ders bu sorunlara çözüm getirmediğimizde bunların bizim tekrar tekrar karşımıza çıkması. Şu anda da bölgede bunu keskin şekilde görüyoruz” diyor.